Gül Bahçesi
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


(¯`•._.•♥♥ROSE GARDEN♥♥•._.•´¯)
 
AnasayfaPortalliLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 YAVUZ SULTAN SELÎM VE DEDE MOLLA

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Beyaz Melek
Administrator
Beyaz Melek


Mesaj Sayısı : 3485
Yaş : 57
Kayıt tarihi : 23/11/07

YAVUZ SULTAN SELÎM VE DEDE MOLLA Empty
MesajKonu: YAVUZ SULTAN SELÎM VE DEDE MOLLA   YAVUZ SULTAN SELÎM VE DEDE MOLLA Icon_minitimeCuma Ekim 25, 2013 2:25 pm

YAVUZ SULTAN SELÎM VE DEDE MOLLA
**************
Yavuz Sultan Selîm Han Mısır seferine giderken, yolu Dede Molla isimlizâtın bulunduğu köyden geçer. Sultan, atı üzerinde ordusunun önünde yol alırken, ihtiyar birköylüyü tarlasını sürerken görür. Yaklaşıp selâm verir. Köylü gelenin kim olduğunufarketmemiş gibi bir tavırla selâmını alır ve işiyle meşgul olur. Atı üzerinde onu seyredenSultan; "Baba duydun mu? Pâdişâh sefere çıkmış. Mısır'a gidiyormuş" der. "Mevlâ yolunuaçık eylesin. İnşâallah hayırlı olur. Emeline nâil ve muzaffer olarak döner." dedikten sonraişine devam eder. Sultan onun bu olgun hâline ve teslimiyetine bakıp, dünyâya gönülbağlamayan, lâzım olduğu kadar çalışan ve tevekkül sâhibi bir zât olduğunu anlar. Sultannasıl karşılık vereceğini merak ederek tekrar; "Dede, uzak yerden geliyorum. Karnım aç,yiyeceğin var mı? der. Bunun üzerine biraz ilerde iki taşın üzerine yerleştirilmiş tenceredepişmekte olan aşı işâret ederek; "Pilav, pişmek üzere, işte orada, karnın doyuncaya kadar ye!"der. Pâdişâh; "İyi ama, ardımdaki ordu da aş ister." deyince; "İşte tencere orada, indir sen deye askerlerin de yesin. Hepinize yeter inşâallah!" diye söyler. Sonra tarlasını sürmeye devâmeder. Biraz sonra, ordu yaklaşınca vezirlerine, mola vermelerini emreder. Mola veren askerlergrup grup aksakallı ihtiyar zâtın pilavından yemek için sofraya oturur. Başta sultan, vezirlerve bütün ordu bu pilavdan yer, fakat pilav hiç eksilmez. Bu ihtiyar zâtın erenlerden olduğunuanlayan Sultan, onun kerâmetiyle pilavın bitmediğini görerek, hürmetle elini öpüp, duâsınıalır ve ordusuna ilerle emrini verir.Osmanlı ordusu Mısır seferinde zafer kazanıp İstanbul'a dönerken Sultan yine bu zâta uğrar.Bir arzusu olup olmadığını sorar. Yavaş bir sesle; "Mendilimi isterim" der. Sultan önce birşey anlayamaz. Biraz sonra, savaş sırasında kolundan hafif yaralandığını ve o sırada yanındasavaşan ihtiyar bir askerin koynundan mendilini çıkararak yarasını sardığını hatırlar. İşte oasker, velîlerden olan bu zât imiş. Sultan bu kerâmetini de anlayınca, ona hürmet gösterip,bulunduğu bölgeye ihsânlarda bulundu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://rose-garden.niceboard.net
Beyaz Melek
Administrator
Beyaz Melek


Mesaj Sayısı : 3485
Yaş : 57
Kayıt tarihi : 23/11/07

YAVUZ SULTAN SELÎM VE DEDE MOLLA Empty
MesajKonu: Geri: YAVUZ SULTAN SELÎM VE DEDE MOLLA   YAVUZ SULTAN SELÎM VE DEDE MOLLA Icon_minitimeCuma Ekim 25, 2013 2:26 pm

SULTAN MAHMUD’U KURTARAN ZAT
Bir gün Sultan İkinci Murâd Hân, Edirne'de abdest tâzelemek üzere çıktığı zaman ayağı kayıp düştü. O sırada nûr yüzlü bir kimse peydâ oldu. Sultânı elinden tutup, o tehlikeli hâlden kurtardı ve âniden kayboldu. Sonra Pâdişâh, kendini tehlikeden kurtaran o zâtla görüşmek istedi. Edirne'nin bütün sâlih kimselerini huzûruna dâvet etti. Ancak, dâvet ettiği kimseler arasında aradığı zât yoktu. Nihâyet bütün Edirne halkını bir yere toplatıp, birer birer gözden geçirdikten sonra, aralarında, elinden tutup kurtaran Şücâeddîn Karamânî'yi buldu. Ona hürmet edip, iltifât ve ihsânlarda bulundu. Debbaglar Mahallesinde ona bir mescid ve bir dergâh yaptırdı. Talebelerine Murâdiye evkâfından maaş bağlatıp, ihsânlarda bulundu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://rose-garden.niceboard.net
Beyaz Melek
Administrator
Beyaz Melek


Mesaj Sayısı : 3485
Yaş : 57
Kayıt tarihi : 23/11/07

YAVUZ SULTAN SELÎM VE DEDE MOLLA Empty
MesajKonu: Geri: YAVUZ SULTAN SELÎM VE DEDE MOLLA   YAVUZ SULTAN SELÎM VE DEDE MOLLA Icon_minitimeCuma Ekim 25, 2013 2:26 pm

EY CESUR YENİÇERİ BU TARAFA YETİŞ
Fatih'in torunu Yavuz Sultan Selim zamanında bazı Bizans soyluları ve onların yakınları yeniden Bisans’ı ihya etmek sevdasına düşmüşlerdi. Bunu gören Yavuz, bu duruma çok öfkelenmiş Bizans halkının ya müslüman olmalarını veya Istanbul'u terk etmelerini emretmişti. Bu emir karşısında sıkıntıya düşen devlet ricali Padişah'tan çekinerek Şeyhülislam Zenbilli Ali Efendi'ye müracat etmişlerdi. Zembilli de Yavuz'a dedesi Fatih'in bunlara eman verdiğini söyleyerek şimdi böyle bir uygulamanın hukuken uygun olmayacağı hakkında fetva verdi.Bu hadise Yavuz Selim gibi çok zorlu bir hükümdarın adalet infazına fazla müdahale etmediğini ve hukukun üstünlüğü kavramanın sonuna kadar korunduğunun göstergesi sayılabilecek sayısız olaydan sadece birisidir.Yine Kanunî Sultan Süleyman'ın şahsından bir misal: Devleti ihtişamın zirvesine çıkaran bu cihangir Padişah son seferine çıkmadan önce Şeyhülislâm Ebussud Efendi'yi yanına çağırmış ve ona bir çekmece vererek vefat ettiği zaman bu çekmece ile birlikte defnedilmek istediğini söylemişti. Kanûni vefat ettiğinde devrin meşhur alimleri bir araya gelerek padişahın yaptığı vasiyeti görüştü. Islâm'da eşya ile gömülmek caiz değildir. Ulemâ bu hükmü hatırlatıyor ve çekmece nin padişah ile birlikte gömülemiyeceğini söylüyorlardı. Sonunda çekmecenin açılmasına karar verildi. Meraklı bakışların altında çekmece açıldı. Bir de ne görsünler, Kanunî'nin idareyi devraldığı andan vefat ettiği ana kadar verdiği kararlara dair Şeyhülislâmdan aldığı fetvaların hepsi bu çekmecede durmuyor mu?.. Bu tablo karşısında Ebussud Efendi gözyaşlarını tutamamış ve " Ah Süleyman, sen kendini kurtardın, ya biz ne yapacağız?"demiştir.Işte bu şekilde adâletin ön plana alındığı mülkün temeli olarak adaletin seçildiği devirlerde ahâli mes'ud ve bahtiyar olmuş, her cihetten terakki edilmiştir. Tarih buna şahittir…Osmanlı'yı gerileme döneminde bile adaletin dağıtıcısı ve koruyucusu olarak gördügüne dair bir anekdotu vermek istiyoruz. Şöyle ki, 1758 yılında Rus ve Avusturya baskısı ve zulmü altında bulunan Prusyalılar, bu durumdan kurtulmak için Osmanlı ümidi besliyorlar ve müslümanları adaletin koruyucusu olarak düşünüyorlardı. Hatta müslümanları imdada çağıran ibret dolu şu şiirin 1761 yılında Imparator II. Frederic tarafından yazılmış olması Osmanlı gerilerken bile iki medeniyet arasındaki uçurumu gözler önüne sermektedir:" Baskı altında olanların dostu, mazlumun kırbacı, Şark'ın zafere aşina çocuklarına”Ey cesur yeniçeri bu tarafa yetişSeri zaferinle yakala ve yen düşmanıKazan harp meydanında yeni zafer çelenklerini Daha şimdiden düşmana korku basıyorÇekiyor ayaklarının altında kötülüklerinin cezasını Zaferinle zilletimiz sona eriyorTalihin asil cesaretini mukafatlandırsınHilal, Tuna'yı hakimiyeti altına alsınYetiş, yetiş ve korkusuz elinle Avrupa'nın günahlarını Asya faziletine kurban et
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://rose-garden.niceboard.net
Beyaz Melek
Administrator
Beyaz Melek


Mesaj Sayısı : 3485
Yaş : 57
Kayıt tarihi : 23/11/07

YAVUZ SULTAN SELÎM VE DEDE MOLLA Empty
MesajKonu: Geri: YAVUZ SULTAN SELÎM VE DEDE MOLLA   YAVUZ SULTAN SELÎM VE DEDE MOLLA Icon_minitimeCuma Ekim 25, 2013 2:27 pm

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://rose-garden.niceboard.net
 
YAVUZ SULTAN SELÎM VE DEDE MOLLA
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Gül Bahçesi :: GİZEMLER ÜLKESİ-
Buraya geçin: