Gül Bahçesi
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


(¯`•._.•♥♥ROSE GARDEN♥♥•._.•´¯)
 
AnasayfaPortalliLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 MUCİZE YARATAN ÇİÇEKLER

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Beyaz Melek
Administrator
Beyaz Melek


Mesaj Sayısı : 3485
Yaş : 57
Kayıt tarihi : 23/11/07

MUCİZE YARATAN ÇİÇEKLER Empty
MesajKonu: MUCİZE YARATAN ÇİÇEKLER   MUCİZE YARATAN ÇİÇEKLER Icon_minitimePerş. Ara. 25, 2014 1:27 pm



MUCİZE YARATAN ÇİÇEKLER
& corenet,Amerika &
1 Eylül 1661 de Londra,daracık çarpık sokaklar ve ahşap binalarla bezenmiş faal bir şehirdiBu yüzden 24 saat sonra patlak veren yangında bütün şehir,çıra gibi yandı.4 gün sonra eski Londra,şehirlilerin hayalinde bir hatıra olarak kaldı.
Ölümden kurtulanlar,şehre dönerken pek üzgün görünüyorlardı.Fakat harabelerin hizasına
gelince,hayretten dona kaldılar.Yanmış toprak bir çiçek tarlası haline gelmişti.Harabeleri görünce yeise kapılanlar,sırf bu çiçeklerden cesaret alarak,şehri yeniden kurmak kuvvetini kendilerinde buldular.
Bahar,yaz,sonbahar geldi.geçti;fakat pembe ile erguvani çiçekler bir daha görünmediler.
Takriben 280 yıl sonra,2.Dünya Harbiesnasında göklerden Londra üzerine ateş ve ölüm yağarken ateş çiçekleri tekrar meydana çıktılar.Bu seferde neşeli renkleri ile harbin yaralarını gizlediler.
Bu pembe ve erguvani renkteki çiçekler,Londra'lılar için,ümit ve cesaret timsali ve insanları,herşeye rağmen yaşamaya teşvik eden bir tabiat mucizesi haline gelmiştir.
...................................................................................................ARAŞTIRMA YAZISI
.........................................................................YAZAN:....BETÜL UCA//2014


Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://rose-garden.niceboard.net
Beyaz Melek
Administrator
Beyaz Melek


Mesaj Sayısı : 3485
Yaş : 57
Kayıt tarihi : 23/11/07

MUCİZE YARATAN ÇİÇEKLER Empty
MesajKonu: Geri: MUCİZE YARATAN ÇİÇEKLER   MUCİZE YARATAN ÇİÇEKLER Icon_minitimeÇarş. Şub. 18, 2015 3:09 pm



MUCİZE YARATAN ÇİÇEKLER
& corenet,Amerika &
1 Eylül 1661 de Londra,daracık çarpık sokaklar ve ahşap binalarla bezenmiş faal bir şehirdiBu yüzden 24 saat sonra patlak veren yangında bütün şehir,çıra gibi yandı.4 gün sonra eski Londra,şehirlilerin hayalinde bir hatıra olarak kaldı.
Ölümden kurtulanlar,şehre dönerken pek üzgün görünüyorlardı.Fakat harabelerin hizasına
gelince,hayretten dona kaldılar.Yanmış toprak bir çiçek tarlası haline gelmişti.Harabeleri görünce yeise kapılanlar,sırf bu çiçeklerden cesaret alarak,şehri yeniden kurmak kuvvetini kendilerinde buldular.
Bahar,yaz,sonbahar geldi.geçti;fakat pembe ile erguvani çiçekler bir daha görünmediler.
Takriben 280 yıl sonra,2.Dünya Harbiesnasında göklerden Londra üzerine ateş ve ölüm yağarken ateş çiçekleri tekrar meydana çıktılar.Bu seferde neşeli renkleri ile harbin yaralarını gizlediler.
Bu pembe ve erguvani renkteki çiçekler,Londra'lılar için,ümit ve cesaret timsali ve insanları,herşeye rağmen yaşamaya teşvik eden bir tabiat mucizesi haline gelmiştir.
...................................................................................................ARAŞTIRMA YAZISI
.........................................................................YAZAN:....BETÜL UCA//2014


Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://rose-garden.niceboard.net
Beyaz Melek
Administrator
Beyaz Melek


Mesaj Sayısı : 3485
Yaş : 57
Kayıt tarihi : 23/11/07

MUCİZE YARATAN ÇİÇEKLER Empty
MesajKonu: Geri: MUCİZE YARATAN ÇİÇEKLER   MUCİZE YARATAN ÇİÇEKLER Icon_minitimeÇarş. Mart 11, 2015 8:12 am

ŞEYTANIN YETİŞTİRDİĞİ
DAHİ
VİYOLONİST
Pierre Quet,Constellatic Fransa
PAGANİNİ,YERYÜZÜNDE YAŞAMIŞ OLAN VİYOLONİSTLERLERİN EN USTASIDIR.
20 Mart 1787 de büyük bir kalabalık,Cenovanın dar bir sokağında,bir dahiyi alkışlamak üzere toplanmıştı.Kalabalığın tam ortasında,5 yaşlarında görünen,perişan kıyafetli sıska bir oğlan,hiç kimseye bakmadan keman çalıyordu.Mahalle halkı şöyle fısıldaşıyordu:
bakın işte Nicolo Paganini,hiç kimseden musiki dersi almamıştır.Keman çalmağı şeytandan öğrenmiş olacak!
Kalabalığın en arka sırasında küçük nicolonun annesi Theresa,oğlunu iftihar ve korku ile seyrediyordu.Birkaç gün evvel,rüyasıda oğlunun krallar önünde konser verirken görmüştü.Sırıtan bir kambur,ona kemanın tutmasına ve yayını tellerin üserinde kaydırmasına yardım ediyordu.Bu şeytan suratlı şahsiyet biraralık Theresanın kulağına:Bana itimat edin Nicola,geçmişin,halin,istikbalin en büyük viyolonisti olacak sözlerini fısıldamıştı.
Bir aralık birinin omuzuna dokunduğunu hisseden Theresa ,dönüp bakınca rüyalarındaki kambur ile burun buruna geldi.Adam gülümseyerek:
Nigro markisi tarafından geliyorum dedi..Oğlunuza ,musiki tahsili yapması için yardım etmek istiyor.Razı olursanız,size,Parma'daki üstat Rolla için bir mektup verecek.
Anne oğul vakit kaybetmeden Parmaya gittiler.Rollanın karısı,kocasının hasta olduğunu ileri sürerek,onlardan,biraz salonda beklemelerini rica etti.Bir aralık bir masanın üzerinde bir konçertonun notlarını gören Nicolo,derhal kemanına sarılarak,Rollanın bir gün evvel bestelediği bu parçayı hiç tereddüt etmeden çaldı.Son nota,aksisedalar yaratarak kaybolurken kapı açıldı.Rolla sendeleyerek eşikte belirdi.Nicolo'ya;
Oğlum,hiç bir zaman talebem olamıyacaksın.Benim sana öğretebilecek bir bilgim yok ki...Sana dünyada yalnız bir kişi,meşhur Paer faydalı olabilir.Benim tarafımdan ona gidin,dedi..
Birkaç yıl müddetle,Paer'in yanında tekniğini ilerleten Nicolo,arada 24 füg ve epeyi bir miktar sonat besteledi.1795 te,henüz 11 yaşındayken,en çetin imtihanını geçirdi.İmtihan,bir takım karmaşık akor ve notları ilk bakışta çalmaktan ibaretti.O güne kadar hiç bir musiki dahisi bu imtihanı başaramamıştı.Fakat Nicolo parçayı güçlüğü dahi farketmeden teredütsüz ve hatasız olarak çaldı.
Bundan sonra şehir şehir dolaşarak,İtalyanları,dehası karşısında,kendinden geçirdi.Torinoda kumar oynarken PAganininin kıymetli kemanını kaybettiğini haber alan Livornolu bir tüccar,ona,o geceki konser için kendi Guarneriusunu ödünç verdi.Konserden sonra Paganini kemanını rakibine iade etmeye hazırlanırken gözyaşları içinde olan tüccar:
Parmaklarınızın dokunduğu tellerin kıymetini düşürmekten sakınırım.Bu keman artık sizindir.dedi
Çok geçmeden,Napolyonun kızkardeşi olan Lucques ve Piombino prensesi,Marie-Elisa Bonaparte kemanı mertebesine yükseltti.Prensesin sarayına yerleşen Nicolo orada,bir markizi baştan çıkarmakta gecikmedi.Genç kadına,aşkını ispat etmek için,kemanın yalnız 2 teliyle çalınan bir konçerto besteledi.Bu esere hayran olan genç kadın bir aralık:
İmkansızı yaptınız.Fakat acaba bir tek tel dahi,dehanız için kafi değil midir? diye sordu
Paganini,dah o gece kemanın dördüncü teli için Napoşyon adını adını verdiği bir sonat besteledi.
Bir müddet sonra prenses Elisa ile bozuşan Paganini saraydan ayrıldı.1812 de Milanodaki Scala operasında Vigano'nun FANTASTİK BALE müziğini dinledikten sonra,Paganini bestekarlık hayatında değişiklik yapmağa karar verdi.O zamana kadar halkı teshir etmek gayesini gütmüştü;bundan sonra şeytani kudretiyle insanları büyülemek istiyordu.Veronada astrolog olan arkadaşlarından birinin ona bir fırtınanın kopacağını haber vermesi üzerine,Paganini güzel havada kilisede bir konser vereceğini fakat o ister istemez göğün bulutlarla dolacağını ilan etti.Hakikaten Paganini,yayıyla kalın tellere saldırınca,gök gürültüsü ona cevap verdi.PAganin, kemanından inleyen sesler çıkarmaya başlayınca şimşek ortalığı aydınlattı.Biraz sonra,kilisedekiler korku içinde sokağa fırlarken ilk yağmur taneleri düşmeye başlamıştı.Sonradan hadisenin şahitlerinden biri,virtöozun başının üzerinde kükürt buharları gördüğünü iddia etmiştir.
Tarihin en garip konserlerinden biri Paganini tarafından Parma şehrinde verilmiştir.Üstat bu konserinde,yay yerine kabaca yontulmuş bir kamış kullanmıştır.Parmalı bir orkestra şefinin sırf bu maksatla bestelediği,çalınması güç konçertonun notalarına gelişi güzel bir göz attıktan sonra,notları ters olarak rahlenin üzerine bırakmış ve çalmağa başlamıştı.Parça bittikten sonra da,kendisine korku ile bakan dinleyicilere hitaben;
Görüyorsunuz ya...Ben artık hiç kimseden korkmuyorum! diye haykırmıştı.
Birkaç sene sonra,Paganini,Napolide Antonia Bianchi adlı bir şarkıcı kızla sevişmeyebaşladı.1824 yılında,Antoninın ismi konser afişlerinde,Paganininkinin yanında yer alıyordu.PAganinin Antoniadan birde oğlu oldu:Fakat çok geçmeden şeytan ruhlu dahi,karısnın başka kadınlarla aldatmaya başladı.Hayatındaki rezaletlerin dedikoduları bütün İtalya ya yayıldığı halde,papa ona şövalyelik ünvanını vermekte tereddüt etmedi.
2 ocak 1828 de Paganini Avustturya ya gitti.Fakat ilk önceleri Viyanada umduğu gibi karşılanmadı.Beethoven öleli çok olmadığı için dahi bestekarını,unutmak niyetinde değilllerdi.Bunula beraber paganini dinlyicilerinin düşmanlık hislerini yenmeği bildi ve önce kararlaştırılan 5 konser yerine 42 konser verdi.
Paganin bundan sonra,Avrupa şehirlerinidolaşmaya başladı.30 ekim 1829 da weimar da Gothenin karşısında keman çalmak için bütün nişanlarını taktı.Varşovada bizat Chopin onu alkışlamaya geldi.Franfurtta Schumannı kendisine hayran bıraktı.KAzandığı muvaffakiyetler neticesinde büsbütün şımaran Paganini için hayatta 3 şeyin kıymeti vardı.Şöhret-para ve oğlu.
Fransada verdiği her konser ,in,ücretini artırmakta tereddüt etmedi.İngiltere kralının kedisine sarayda b ir konser vermesi için oldukça dolgun bir ücret vadetmesi üzerine bu miktarın 3 mislini istedi.Kral razı olmayınca da:
Daha fazla para veremiyorsa o da herkez gibi konserime gelsin dedi.
Bunu haber alan Londralılar Paganiniyi yuhlayarak krallarının intikamını almak istedilersede dahi kemancı 3 haziran 1831 tarihli konserinde onları kendinden geçirmeği bildi.
PAganini ilk defa olarak Pariste bir meslekdaşına yakınlık göstermiştir.BENVENUTO CELLİNİ operasının uğradığı muvaffakiyetsizlik neticesinde cesareti kırlan Berlion bir de HAROLD İTALYA DA adlı yeni eserini çaldırmak suretiyle şansını denemeğe karar vermişti.Dinleyiciler onunla alay etmek üzereyken aralarında bulunan biradam yerinden fırlayarak Berlioz u sahneye sürükleyerek önünde eğilmiş ve yüksek sesle:
beethovenden de ileri gittiniz ....diye bağırmıştı.
Bunun üzerine halk paganiniyi tanımıştı.Ertesi gün dahinin oğlu;Berlioza 20.000 franklık bir çek götürmüştü.Paganini 50 yaşına gelince ölüm korkusu ile kıvranmaya başladı.Çok geçmeden gırtlak kanserine uğraması yüzünden konser vermekten vazgeçmek zorunda kaldı.Bu sefer para hırsı onu ucuza Guarnerius ve Stradivarius kemanları satın almak ve bunları koleksiyonculara pahalıyasatmaya sevketti.Daha sonra Parisin ortasında kurduğu bir gazino ona servetinin büyük bir kısmını kaybettirdi.Vatanında ölmek arzusuna kapılan Paganini İtalyaya doğru yola çıktı.Fakat Nice de yatağa düştü.Dini yardımı reddettikten sonra orada 27 mayıs 1840 tarihinde öldü.
Nice piskopası cesedini hıristiyan mezarlığına kabul etmek istemediği için PAganini bir müddet öldüğü evin mahzeninde kaldı.Fakat Niceliler bulunduğu evden garip ışıklar esrarengiz niltiler ve korkunç şarkıların çıktığını iddia ettikleri için Paganini gizlice Cenovaya doğduğu eve nakledildi.Bu sefer cenovalılar da Niceliler gibi şikayette başladılar.Nihayet 1875 yılında kilise Paganinin cesedini bir hıristiyan mezarlığına kabulüne karar verdi.Fakat tabutu açtıran oğlu gördüğü manzara karşısında dona kaldı.
PAganini en ihtişamlı merasim elbisesinin içinde olduğu gibi yatıyordu.Fakat yüzü ölüm sukünetini alacak yerde şeytani bir gülüşle gerilmişti.Paganini adeta tabutunun içinde bütün dünya ile alay ediyor gibiydi.
ARAŞTIRMA DERLEME............BETÜL UCA....‎12 ‎Aralık ‎2014 ‎Cuma...02:43:01
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://rose-garden.niceboard.net
Beyaz Melek
Administrator
Beyaz Melek


Mesaj Sayısı : 3485
Yaş : 57
Kayıt tarihi : 23/11/07

MUCİZE YARATAN ÇİÇEKLER Empty
MesajKonu: Geri: MUCİZE YARATAN ÇİÇEKLER   MUCİZE YARATAN ÇİÇEKLER Icon_minitimeÇarş. Mart 11, 2015 8:13 am

SAADETİ YIKAN BAŞLICA AMİLLER ŞUNLARDIR
HASTALIK................ISDIRAP
ACELE.....................ASAP GERGİNLİĞİ
KURUNTU...............KRONİK KORKU
BORÇ.....................İSRAFAT
HODBİNLİK............KENDİNİ BEĞENMİŞLİK
ŞÜPHE..................MÜSAMAHASISLIK
TEMBELLİK...........YALNIZLIK
HİDDET................KAVGACILIK
NEFRET...............İNTİKAM
VİCDAN AZABI....HİSSİ MÜCADELE
ARAŞTIRMA DELEME
********************
BETÜL UCA.........‎12 ‎Aralık ‎2014..........02:47:50
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://rose-garden.niceboard.net
Beyaz Melek
Administrator
Beyaz Melek


Mesaj Sayısı : 3485
Yaş : 57
Kayıt tarihi : 23/11/07

MUCİZE YARATAN ÇİÇEKLER Empty
MesajKonu: Geri: MUCİZE YARATAN ÇİÇEKLER   MUCİZE YARATAN ÇİÇEKLER Icon_minitimeÇarş. Mart 11, 2015 8:20 am

TALİH BOMBASI
BOB CONSİD.AMERİKA
2 dünya Harbinin sonunda atılan iki atom bombasından birine maruz kalan Nagazaki,hakikatte atom taaruzu için hedef olarak seçilmemişti.,asıl hedef,ismi dahi hatırlanmaya değmez bir japon şehri idi.
Burası,önemli miktarda askerle muhimmatın toplu bulunduğu bir yer olmasına ilaveten,tamamıyle tepelerle çevrili olduğu için hedef olarak seçilmişti.Amerikan Hava Kuvvetleri,tepelerin,atom infilakının dağılmasını önliyerek civardaki bütün canlıların ölümüne sebep olacağını hesaplamıştı.
9 Ağustos 1945 sabahı,hazırlanan planlara göre harekete geçildi.Bir B-29 öncü uçağı hedef üzerinde uçtuktan sonra,radyo ile,görüş imkanlarının yerinde olduğunu bildirdi.Fakat bir saat sonra,bombardıman uçağı,hedefin üzerine geldiği vakit garip bir hadise vuku buldu.Birgün evvel,yangın bombaları ile bombardıman edilen civardaki bir şehir hala yanmaktaydı.Rüzgarın dönmesiyle,yanan şehrin dumanları hedef üzerine birikmişti.
Atom bambasını taşıyan uçak şehir üzerinde 55 dakika kadar döndü durdu.Verilen emre göre hedef,açıkça görülmediği takdirde bomba atılmayacaktı.Radar yardımıyla bombardıman yasaktı.Dumanın dağılmadığını gören uçağın pilotu,çaresiz kalarak uçağı,ikinci derecede ehemmiyeti haiz hedef olan Nagazakiye döndürdü.
Haftalardan sonra,harp bitince,öncü kuvvetler,dumanlar sayesinde mahvolmaktan kurtulan şehre girdiler.Orada binlerce Amerikan harp esiri bulunca,tüyleri diken diken oldu.Esirlerin arasında,1942 deki Bataan ölüm yürüyüşünden sonra sağ kalan tek tükAmerikalılar vardı.
9 Ağustos günü rüzgar değişmemiş olsaydı,hürriyete kavuşmak için dua eden binlerce Amerikalı,Amerikanın en müthiş silahı tarafından yok edilmiş olacaktı.
DÜZENLEME DERLEME:..BETÜL UCA...‎15 ‎Aralık ‎2014 ‎Pazartesi...00:13:14
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://rose-garden.niceboard.net
Beyaz Melek
Administrator
Beyaz Melek


Mesaj Sayısı : 3485
Yaş : 57
Kayıt tarihi : 23/11/07

MUCİZE YARATAN ÇİÇEKLER Empty
MesajKonu: Geri: MUCİZE YARATAN ÇİÇEKLER   MUCİZE YARATAN ÇİÇEKLER Icon_minitimeÇarş. Mart 11, 2015 8:25 am

KIŞIN KALBİNİZE DİKKAT EDİN
KIŞ KALB SEKTELERİNİN EN SIKVUKU BULDUĞU MEVSİMDİR.FAKAT KALBİ ZAYIF OLANLAR,BİRAZ DİKKAT ETMEK SURETİYLE KENDİLERİNİ KIŞIN ÖLDÜRÜCÜ TESİRİNDEN KORUYABİLİRLER.
KIŞ,kalbiniz için en ziyade tehlikeli olan mevsimdir.İstatistikler,
Kalp hastalıklarından iler gelen ölümlerin,daha ziyade Aralık ile Mart arasındaki aylara tesadüf ettiğini,
Angina pectoris adı verilen ve ekseriye kalb hastalığının bir emaresi olan şiddetli göğüs ağrısının,soğuk havalarda yokuş çıkmak veya rüzgara karşı yürümek neticesinde canlandığını,
Beş ila 9 yaşlarındaki çocuklar için en büyük tehlikelerden biri olan kalb romatizmasının bilhassa bahara takaddüm eden soğuk ve rutubetli günlerde en büyük zayiatını verdiği göstermektedir.
Kışın kalbe niçin bu kadar zarar verildiğinin sebepleri meçhuldur.Bu ise meselenin halini güçleştirmektedir.Diğer taraftan kış havasının kalb üzerindeki tesirinin tesadüfü olmadığı da meydandadır.
İstatistikler,ılık ve mutedil geçen kışlar zarfında kalden ileri gelen ölümlerin belirli şekilde azaldığını göstermekyedir.
Diğer taraftan kalbden ölüm nisbeti ile zatürre ve enflüenza gibi kış hastalıkları arasında sıkı bir bağlılık olduğu öteden beri bilinmektedir.
KAtiyetle bilinenler bu kadardır.Yalnız rüzgar soğuk kar enfeksiyon kış hayatının bünyeyi yorması ve kışa has ani sühunnet değişiklikleri gibi amillerin kalbi yormak için adeta işbirliği ettikleri emniyetle söylenebiliriz.
Amerikanın başlıca kalb mütehasısları,gerek kalbi zayıf olanlara gerekse de kalb hastalıklarına uğramaya elverişli yaşlarda bulunanlara 5 noktada müteşekkil aşağıdaki emniyet programını sunmaktadırlar.Kış aylarında bu prgramı tatbik edenler,kalblerini mümkün mertebe korumuş olurlar.
KENDİNİZİ FAZLA YORMAYIN:Kışın yaptığınız herhangi bir hareket bizi yazdakinden daha fazla yorar.Kış mevsiminde elbiseler,ayakkabılar,yaza nisbetle çok daha ağırdır.Ayrıca rüzgara karşı çarpışmak,karlı havalarda kaymamak için dikkat etmek sorunda kalırız.
Yazıhanede işler,yaza nazaran çok daha yüklüdür.Evde soba yakmak,külleri temizlemek,icabında kapı önünde biriken karları süpürmek lazımdır.Kış eğlenceleri bile yazdakinden daha yorucudur.Avlanmak,kayak kaymak gibi sporlar yorcu oldukları kadar tehlikelidirde...Kış mevsiminde vuku bulan ölümlerin yüzde 40 ının kalb hastalıklarından ileri geldiği söylemek mübalağa olamaz
Kış mevsiminin kendilerine yaradığını söyleyenler bile, bu husususta ne kadar yanıldıklarının farkında değildirler.Amerikanın gözde kalb mütahasıslarından Dr.Clarence A.Mills,kışın duyulan bu sıhatlilik hissinin aldatıcı olduğunu söylemiştir.
Hava soğudukça,vücut ısısnı daha çabuk kaybetmeye başlar.Vücut ,kaybolan ısıyı tekrar yerine koymak için,enerji veren gıdaları daha çabuk yakar.Bu yanma ameliyesi için lazım gelen oksijen kanla dokulara ulaşır.Fazla oksijen ihtiyacı ise,esasen fazla çalışan kalbin,haddinden fazla kan pomğalaması manasına gelir.
Ayrıca,fazla gıdanın yanmasından husule gelen enerji,insanı,eskisinden daha faal olmaya muktedir olduğunu zannettirir.Hakikatte fazla enerji husule geldiği vakit,vücudun iktidarı azalmaktadır.Basamakları ikişer ikişer çıkmağı arzu ettiğiniz vakit,fiziki bakımdan,bu hareketi başarmağa en gayri müsait dakikalarımızı yaşıyoruz demektir.
Kalblerinin sağlam olduğunu bilenler bile,kışın kendilerini fazla yormaktan çekinmelidirier.Zira üst üste tahammül edilebileceğinden fazla yorulan kalp insana en ümit edilmedik anda ihanet edebilir.
KAFİ DERECEDE İSTİRAHAT EDİN:Kendinizi yorduğunuz zaman kalbinizde yorulur demektir.En kısa istirahatiniz ise kalbinize,çalışmasını biraz hafifletmek fırsatını vermektedir.KAfii derecede uyuyarak kalbinize muhtaç olduğu istirahat payını verin.Bir gece zarfındaa en az 8 saat uyumak lazımdır.Mümkünse 10 saat uyumanız daha da iyidir.
Kışın,arada sırada kısa tatiller almak suretiyle çalışma hayatına ara vermek faydalı olur.Ekseri müesselerin iş vaziyeti buna müsait değilse de önünüze çıkan ufak tefek istirahat fırsatlarından istifade edebilirsiniz.
SİKLETİNİZE DİKKAT EDİN:Fazla kilo almak kalbi yormak için bire birdir.Normal ağırlığınızı geçmemeye çalışın.Pek çabuk kilo aldığınızı hissettiğiniz vakit doktora müracat edin.
Akılsızca yemek yemeyin.Yemek zamanlarında çok fazla yiyecek halde sık sık ve az yerseniz hazım kolaylaştığı gibi kalbiniz de fazla yorulmamış olur.
SARİ HASTALIKLARDAN KORUNUN:Mikroplardan kaçmak mümkün değilsede bu mikropları taşıyan hastalıklı kimselerden uzak durmak imkan dahilindedir.KEndinizi üşüttünüzse boğazınız ağrıyorsa veya herhangi diğer bir teneffüss yolu hastalığından muzdaripseniz,evde istirahat edin.Zira bu ehemmiyetsiz gibi görünen rahatsızlıklar çok defa tehlikeli hastalıklara başlangıç teşkil edebilir.
Hastalıklarını ihmal etmek bakımında en büyük suçlular,kendileri olmadan işlerin yürüyemiyeceğini sanan müessese sahipleridir.Bu gibi kimseler,nezneli ve gripli olarak yazıhanelerine gelince,kalblerini yordukları gibi hastalıklarını memurlarınada bulaştırırlar.
Soğuk almaktan kaçınmanın yollarını hemen hemen herkez bilir.Yukarı teneffüs yollarına arız olan hastalıklar,bilhassa beş ile on beş yaşlarındaki çocuklarda romatizmaya yolaçabileceğinden çocukları bunlardan dikkatle korumak lazımdır.
Kalbin adalesine kağaklarına ve dış zarına zarar verebilen romatizma ilk bakışta göründüğünden çok daha tehlikeli bir hastalıktır.Birçok seneler kurbanlarının 3 de 2 sinin kalblerinde daimi arıza bırakır.
HADDİNİ BİLEREK HAREKET EDİN:65 yaiındaki Bn.Jenney,damar sertleşmesine müptela olduğundan haberdardır.
Buna rağmen,soğukve süzgarlı kış akşamı,alış verişlerini tamamlamak için sokak sokak dolaşmış ve nefes almaktan zorluk çekmeğe başlayınca taksi ile eve dönmüştü.Allahtan,Bn.Jennynin ,ihtiyatsızlığı daha elim bir netice vermemiştir.Fakat ihtiyar kadın,bu ihtara ehemmiyet vererek kışın geri kalan kısmı müddetince kendini yormaktan çekinmişti.
Herhangi bir kalp hastalığına müptel olan kimselerin haddini bilip kendilerini fazla yormaktan kaçınmaları lazımdır.Kalp hastalığı insanı ümit edilmedikanda öldürebilir.Fakat ihtiyatlı hareket edildiği takdirde hastanın normal ömür sürmesine de mani olamaz.
Elinizde çareniz varsa,kalbinizin hastlanmasına engel olmağa çalışın.Aksi takdirde,kalphastalığı ile birlikte yaşamağı öürenin.Bu kıştan itibaren işe başlıyabilirsiniz.
DÜZNELEME VE ARTAŞTIRMA...
BETÜL UCA
‎21 ‎Aralık ‎2014 ‎Pazar
02:16:29
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://rose-garden.niceboard.net
Beyaz Melek
Administrator
Beyaz Melek


Mesaj Sayısı : 3485
Yaş : 57
Kayıt tarihi : 23/11/07

MUCİZE YARATAN ÇİÇEKLER Empty
MesajKonu: Geri: MUCİZE YARATAN ÇİÇEKLER   MUCİZE YARATAN ÇİÇEKLER Icon_minitimeÇarş. Mart 11, 2015 8:26 am

ÜMİT de bir nevi saadettir,belki de saadetlerin en büyüğüdür.
SAMUEL JOHNSON
******************************************************************************DANS VE ŞARKI MEMLEKETİ***
*J.P.ME.EVOY..READERS DİGEST.*AMERİKA*
Kristop Kolomb,Küba hakkında şunları yazmıştı:İNSAN GÖZLERİNİN GÖRDÜĞÜ EN GÜZEL MEMLEKET BURASIDIR.Yüzlerce sene evvel söylenen bu söz bugün bile bütün kıymetini muhafaza etmektedir.Bugün New york'tan Havanaya hava yoluyla seyehat 5 saatte inmiş ve bütün dünya için Kübanın güzelliklrini görmek büsbütün kolaylaşmıştır.
Amerikanın 90 mil kadar güneyinde bulunan Küba,Penssslvania büyüklüğünde olup üç dağ silsilesiyle kaplıdır.Gayet mümbit bir araziye sahip olan memleketin başlıca ihtiyaç maddesi şekerdir.Kübanın en büyük müştersi ise Amerikadır.
Kristof Kolomb,Kübayı keşfettiği zaman,kızılderilerin sonradan tütün adı verilen nesneyi içtiğini görünce,hayretler içinde kalmıştı.Bugün Kübada şeker endüstrisinden sonra tütün endüstrisi gelmektedir.
Havana,dünyanın en güzel limanlarından biridir.Afrikadan,glen esir gemileri,Meksika ve PErudan gelen gümüş veaaltın yüklü gemilerdir.Havana limanına uğramadan yollarına devam etmezler.Limanda balıkçılar,köpek balığı tutmakla meşguldür.Bu korkunç mahlukların ortalama ağırlığı 75 kilodur.Köpek balıklarının karaciğeri vitamin olarak kullanılmakta,eti ise ucuz yemek veren lokantalarda satılmaktadır.Köpek balıklarının sürüler halinde dolaştığı bu limanda,gemiden bakınca onları kolayca görmek kabildir.Fakat köpek balıkları,burada yüzen esmer derili yerlilere hiç dokunmamaktadır.Şimdiye kadar hiçbir yerlinin köpekbalıkları tarafından öldürüldüğü görülmemiştir.
Havanaya otomobille 5saat mesafede olan Varadero kumsalının kumları altın gibi parlaktır.Burada Kübanın en zenginlerinin yazlık evleri ve villaları vardır.Yeni inşaa edilen modern international oteli dünyanın en güzel otellerinden biridir.Oteldeki her odanın balkonu olup,balkondan balık tutmak ve denize girmek kabildir.
Kübalıların DANZONadlı dansı ise, turistlerin alakasını çekmektedir.Acaba bu dansın ortasında çiftler neden durmakta ve kadınlar suratlarını yelpazelemekte ve sonra orkestradan hiç ses seda çıkmadığı halde çiftler dansa devam etmektedir?Bunun romantik bir izahı vardır.Eskiden gençler,dans esnasında yalnız bu fasıladan istifade ederek birbirleri ile konuşabilirlerdi.Bugün de bu, ananaye riayet edilmekte ve fasıladan sonra dans edenler birbirlerine karşı daha fazla yakınlık duymaktadır.
Seksteto,mahalli bir küba orkestrasıdır.Bu orkestranın çaldığı müzik ve musiki aletleri Kübanın tarihine ve ananelerine uygundur.Mesela,kitar,İspanyayı bongo davulu Afrikayı, su kabağı da kızılderileri temsil etmektedir.Konganın temposuna uyarak dansedenlerden pek azı,buradaki temponun eski esir pazarlarını temsil ettiğini ve o zaman zincirlernmiş esirlerin 3 küçük adım attıktan sonra 4 üncü ve büyük bir adım atarak zincirleri topladığını bilir.Şimdi ise karnaval zamanı herkes dansetmektedir.
Havanada bir yabancının en hoşuna giden manzaralardan biri,Beneficencia adlı yetim okulunun Pazar günleri bandoları ile yaptığı geçit resmidir.Bu resmi geçit esnasında sefil ve aileleri tarafından terk edilmiş çocuklar toplanır ve bunlar yetimhaneye götürülür.Eğer çücuğun ismi yoksa,ona bir isimtkaılır.1794 de bir kararname çıkaran İspanya kralı,buradaki çocukları,meşru olsun olmasın nesebi sahih çocuk addediyordu.Bu kararnamede,gayimeşru çocuk diye birşey olmadığı,ancak gayri meşru ana ve babalar mevcut olabileceği belirtiliyordu.
Sık sık insanın gözüne çarpan şeylerden biride,sokaklarda bağırarak piyango bileti satan adamlardır.Kübada her hafta piyango çekilmekte ve 100.000 dolar dağıtılmaktadır.Yılbaşı piyanyosu ise 1 milyon dolar dağıtılmaktadır.Piyangoda takip edilen parola şudur:FAKİRLERE YARDIM EDEREK ZENGİNLEŞİRİZ.Biletlerden temin edilen 4 milyon dolarlık kazancın büyük bir kısmını hastane ve yetimhane inşaasına ve diğer hayırlı işlere tahsis edilmektedir.
Kübanın nüfusu 5 milyon kadardır.Halkın politikaya çok meraklı olduğu bu memlekette kadın rey hakkına sahiptir.Halk seçimlere karşı büyük bir alaka gösterdiği için iştirak nisbeti her zaman yüksek olmaktadır.
Memlekette sayılamıyacak kadar çok parti vardır.Fakat halk idealler peşinde koşmak yerine,liderler peşinde koşmaktadır.1933 de MAchadoyu deviren ihtilalden sonra,seçimler dürüst bir şekilde yapılmaktadır.Koministler nüfuslarının büyük bir kısmını kaybetmişlerdir.Bunun sebebi onların herşeye şiddetle muhalefet etmelerinde ve son 10 senede memlekette büyük bir kalkınma görülmesinde aranmalıdır.
Küba çok enteresan bir ülkedir.ORada İspanyolca bilmeğe lüzümyoksada halk kendi lisanlarını konuşan yabancıları çok sever.Hele bir ziyarette kadehinizi kaldırararak
SIHAT PARA VE AŞK BUNLARIN TADINI ÇIKARMAK ZAMANI....dedinizmi Kübalılara yaptıramıyacağınız şey yoktur.
ARAŞTIRMA DELEME .
BETÜL UCA
‎26 ‎Aralık ‎2014 ‎Cuma
00:43:54
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://rose-garden.niceboard.net
Beyaz Melek
Administrator
Beyaz Melek


Mesaj Sayısı : 3485
Yaş : 57
Kayıt tarihi : 23/11/07

MUCİZE YARATAN ÇİÇEKLER Empty
MesajKonu: Geri: MUCİZE YARATAN ÇİÇEKLER   MUCİZE YARATAN ÇİÇEKLER Icon_minitimeÇarş. Mart 11, 2015 10:18 am

DUYULMAMIŞ ŞEYLER
*********************
BİRÇOK Asya memleketlerinin pazarlarında,pahalı bir mal üzeirnde pazarlık yapan alıcı ve satıcı,bir örtü alrında birbirleirne parmaklarını sıkmak suretiyl anlaşmaya varırılar.Bu sayede malın fiyatını başkaları tarafından duyulmasının önüne geçilir.
MEŞHUR İngiliz romancısı CHARLES DİCKENS 1870 yılında öldüğü vakit.EDWİN DROODUN ESRARI adlı romanı yaım kalmıştı.Gayet meraklı bir eser olan romanın nasıl biteceği kimse tarafından bilnmediğinden yüzlerce muharrir buna birer son hazırlamışlardı.Yeryüzünde yarım kalmış bir eser EDWİN DROODUN ESRARI gibi değişik sonlara sahip değildir.
BİR ASIR evvel kadar,İngiliz kiliselerinde uyuyakalnları uyandırmak meselesi dahiyane şekilde hallediliyordu.Bu maksatla ayün esnasında bir gözcü elinde bir ucunda demirden gülle asılı tavşan kuyruğu olduğu halde sıraların arasında dolaşıyor ve uyuyan kadınları,tavşan kuyruğu ile burunlarını gıdıklamak erkekleri ise demir gülle ile başlarına vurmak suretiyle uyandırıyordu.
ARAŞTIRMA DERLEME
BETÜL UCA
‎26 ‎Aralık ‎2014 ‎Cuma
01:02:26
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://rose-garden.niceboard.net
Beyaz Melek
Administrator
Beyaz Melek


Mesaj Sayısı : 3485
Yaş : 57
Kayıt tarihi : 23/11/07

MUCİZE YARATAN ÇİÇEKLER Empty
MesajKonu: Geri: MUCİZE YARATAN ÇİÇEKLER   MUCİZE YARATAN ÇİÇEKLER Icon_minitimeÇarş. Mart 11, 2015 10:19 am

ÇOCUK İSTEMEYENLER OKUSUN!
Bu makalede,12 senede 10 çocuğu olan bir ailenşn karşılaştıkları güçlükleri nasıl yendiği anlatılmaktadır.
**********
*Vance Packart Amerika Magazine*
***
Hayat pahalılığının gittikçe arttığı şu günlerde,siz de çocuklarınızı büyütmekte zorluk çekiyorsanız.Bayan Taylor Jacsonun başına gelenleri okuyunca muhakkakki halinize şükredeceksiniz.Bayan Jackson yalnız geçen sene 10 çocuğuna 41 çift ayakkabı satın almıştır.Fakat o,hayatından hiç şikayet etmemektedir.Zira Bayan jacson ce doktor kocası daha gençken büyük bir aile kurmak hususunda anlaşmışlardı ve ikisi daha tıp fakültesnde iken paraları olmadığı halde bu işe girişmişlerdi.O kadar ki 7 snede 7 çocuk sahibi olmuşlardı.
Onlar daha kolejde okurken yalnız fakir ailelerinin çok çocuğu olduğunu duyuşlardı.Halen 38 yaşında olan Doktr Jackon,Denverın tanınmış doktorlarından biridir.Karısı tam 36 yaşındadır.Çocukların yaşı ise,2 ilâ14 yaş arasındadır.BayanJackson ,5 kız,5 erkek olmak üzere 12 senede 10 çocuk doğurmuştur.Evvela arka arkaya 5 kız doğuran bayan jacson daha sonra birbir arkasına 5 erkek çocuk doğurmuştur.Bunların hiç bir iikiz değildir.
Onun çocuklarını büyüttüğü seneler içinde çekmediği zorluk kalmamıştır.Bütün bu güçlüklere ragmen hem kocasına yardım etmiş hem de çocuklarını büyütmeğe muvaffak olmuştur.Bu müddet zarfında,çocuk psikolojisi üzerine ihtisas yapmıştır.
Jacksonların ne hizmetçisi ne de uşağı vardı.Buna rağmen onlar gezmesini ve eğlenmesini pek iyi bilmektedirler.Her hafta 10 çocuğu otomobile koyan jacksonlar,onlara en güzel yerleri gezdirirler.Bazen kamp kurduklarıda olur.Jacksonlar ailesinin 2 çello,keman,klarnet,flüt ve piyanadon ibaret bir orkestrası vardır.
Birçok kimseler bayan jacksonun 10 çocuğu olduğunu duyunca,onun bütün vaktinin bulaşık yıkamak ,yatak düzeltmek ve dikiş dikmekle geçtiğini zannederler.Halbuki vaziyet hiç de öyle değildir.Onlar aralarında iş bölümü yapmışlardır. En küçük çocuk bile yaşına göre yapabileceği işler vardır.Mesela çamaşır günü 9 yaşındaki RAPLH,8 yaşındaki İRETTA ve 7 yaşındaki NANCY çamaşırlların toplanmasında ve makineye konmasında anneleirne yardım ederler.
5 yaşındaki RİCHARDdan başlıyarak bütün çocuklar kendi yataklarını düzeltmektedirler.9 yaşındaki RALPHise hem kendi yatağını,hemde küçük kardeşleri WARREN VE EVANın yataklarını düzeltmektedir.5 kız da,odaları temizlemekte ve evin tertibiyle meşgul olmaktadır.
Jacksonlar sabah uykudan uyanır uyanmaz evde bir faaliyet başlar.En büyük 3 kız olan ALİCE,EVELYN ve LOUİSE kahvaltıyı ve mektebe giden 6 kardeşinin sefer taslarını hazırlarlar.5 yaşındaki Richard da sofrayı kurar.İretta ve nancy adlı kızlar,küçük kardeşleri Evan ve warrene yardım ederler.KAhvaltıdan sonra her çocuk kndi tabağını mutfağa götürür.
KArı koca Utah Üniversitesinde oldukları sırada sevişerek evlenmişlerdir.Bundan sonra,Taylor,5 sene müddetle bir fabrikada kimyagerlik yapmıştır.O doktor olmağa karar verdiği sırada Louisse Evelyn ve Alice doğmuş bulunuyordu.Taylor,Utah üniversitesinde 2 sene okuduktan sonra ailesi ile beraber Colorodo Üniversitesine gitti.Orada da 1 sene okudu.
Bu müddet zarfında,Taylor,ailesini geçindirmek ve tahsil masraflarını karşılayabilmek için marangozluk,boyacılık ve hocalık yapmıştır.Çok sıkıştığı zamanlarda kanını satmış ve şoförlük bile yapmıştır.KArısının onun tahsil hayatında muvaffak olmasında büyük rolü vardır.Çocukların sayısı arttıkça onlarla başa çıkamıyacağını anlayan Bayan Jackson bir çocuk bakım evi açmış ve dışarıdan getirilen her çocuk için 1 dolar almıştır.Bu sayede Jacksonların geliri arttığı halde bütün müşküller ortadan kalkmamıştı.
Karıkocanın eline açıktan birpara geçince,onlar toptan fiatına bol miktarda erzak alırlardı.Sütün fiatının süratle arttığını gören bayan jackson süt şiketine giderek bazı dükkanlardan fazla süt aldığını ispat etmiş ve toptan fiyatına süt süt satın amağa muvaffak olmuştu.bu sayede senede 250 dolar tasarruf etmişti.
Taylorun 33 yaşında iken bir muayyehane açmağa karar verdiği zaman ceman 7 çocuğu vardı.O epeyi aradıktan sonra iki oda bulmağa muvaffak oldu.
Şimdi Taylor Jacsonun 3 doktor tarafından kullanılmak üzere yapılmış ve iki dairesi kendisi tarafından kiraya verilen büyük bir binası vardır.Fakat binanın borcu henüz bitmemiştir.Jacksonlar başka doktorların 10 senede yapabildipği işi 5 senede yapmasını bilmiştir.
Jacksonlar ideal bir ailedir.Karı koca birbirlerine karşı olan sevgileri ve bağlılıkları sayesinde bütün müşkülleri yenmesini bilmişler ve çocuklarını da hayatta muvaffak olacak şekilde yetiştirmeyi ihmal etmemişlerdir.
Jacksonlar çocuklarını büyütürken bütün güçlükleri yenmesini bilmişlerdir.Bu ailenin çocuklarını byütmek için katlandığı fedakarlık,her aileye örnek teşkil edecek değerdedir.
ARAŞTIRMA DELEME:
BETÜL UCA
‎27 ‎Aralık ‎2014 ‎Cumartesi
04:33:28
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://rose-garden.niceboard.net
 
MUCİZE YARATAN ÇİÇEKLER
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Gül Bahçesi :: Kültür & Sanat :: EDEBİYAT-
Buraya geçin: