Gül Bahçesi
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


(¯`•._.•♥♥ROSE GARDEN♥♥•._.•´¯)
 
AnasayfaPortalliLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Kutsal Kitap Yerler Sözlüğü

Aşağa gitmek 
Sayfaya git : 1, 2, 3  Sonraki
YazarMesaj
Beyaz Melek
Administrator
Beyaz Melek


Mesaj Sayısı : 3485
Yaş : 57
Kayıt tarihi : 23/11/07

Kutsal Kitap Yerler Sözlüğü Empty
MesajKonu: Kutsal Kitap Yerler Sözlüğü   Kutsal Kitap Yerler Sözlüğü Icon_minitimePtsi Kas. 25, 2013 11:57 am

ABANA
Erden'de yıkanmak istemeyen Suriyeli general Naaman "Şam ırmakları, Abana ve Farpar, İsrail'in bütün sularından iyi değil midir?" dedi (2.Krallar 5:12). Abana ırmağının kaynağı doğu Lübnan dağlarında bulunup Şam'ın içinden akan Barada nehri olduğu sanılmaktadır. Bu ırmak eski Yunanlılarca Altın Irmak diye çağrılırdı. Şam'dan geçtikten sonra Bahret el-Kibliyeh adlı bataklıklı göle dökülür. Naaman'ın bu nehirle övünmesi kenarındaki verimli bostan ve bahçelere dayanabilir. Oysa cüzamdan şifa bulması gururunu kırıp Tanrı'nın buyruğuna uyarak hor gördüğü Erden nehrinde yedi defa yıkanmasına bağlıydı.
ABARİM
Erden ırmağının doğusunda ve Eriha kentinin karşısında bulunan sıra dağlar. Mısır'dan çıkan İsrail oğulları ülkeye girmeye hazırlanırken bu dağlarda kaldı. "Almon-diblataim'den göç edip Nebo karşısında Abarim dağlarında kondular. Ve Abarim dağlarından göç edip Erden yanında Eriha karşısında Moab ovalarında kondular" (Sayılar 33:47,48). "RAB, aynı o günde, Musa'ya söyleyip dedi: Eriha karşısında, Moab diyarında olan bu Abarim dağına, Nebo dağına çık; ve mülk olarak İsrail oğullarına vermekte olduğum Kenan diyarını gör; ve kardeşin Harun Hor dağında ölüp halkına katıldığı gibi, sen de çıkacağın dağda öl" (Tesniye 32 48-50). "Musa Moab ovalarından, Eriha karşısında olan Nebo dağına, Pisga tepesine çıktı. Ve RAB ona ülkeyi, Dan'a kadar bütün Gilead'ı, bütün Naftali'yi, Efraim ve Manasse ülkesini ve batı denizine kadar bütün Yahuda ülkesini, Cenub'u ve Tsoar'a kadar hurmalık kenti olan Eriha deresinin havzasını gösterdi" (Tesniye 34:1-3). Bu denli geniş bir görünüm Eriha'nın karşısında Abarim sıra dağlarının Cebel Osha adlı doruğundan sağlanır.
ABDON
"Kölelik bilinci" anlamını taşıyan bu kent Aşer topraklarında bulunup Levililer'in Gerşon aşiretine verildi (Yeşu 21:30). Akzib'in doğusunda yaklaşık 7 kilometre. (Bakınız Akzib altında 1'e).
ABEL
Çayır demektir. Bir kaç yerin adından bir parça.

ABEL ŞEHRİ
(Bakınız: ABEL-BEYT-MAAKA'ya)

ABEL-BEYT-MAAKA
Bu adın anlamı "eziyet evinin çayırı"dır. Hermon dağı yakınlarında bulunan bu yer İsrail'ın kuzey ucunda olan Dan kentin karşısında Ürdün ırmağının batısındaydı. Davut'a baş kaldıran Bikri'nin oğlu Şeba Yeruşalim'den "bütün İsrail'in kabilelerinden" geçerek onu kovalayan Yoab'tan ta bu yere kaçıp "Beyt-maaka'nın Abel şehrine" sığındı (2.Samuel 20:14-15). Bilgeli bir kadın Şeba'nın teslim edilmesini sağlayarak Abel kentini yıkımdan kurtardı.
İsrail ikiye bölündükten sonra Yahuda kralı Asa, İsrail kralı Baaşa'ya karşı Suriye kralı Ben-hadad'la antlaşma yaptı. Ben-hadad "ordularının başbuğlarını İsrail şehirlerine karşı gönderdi İyon'u, Dan'ı, Abel-beyt-maaka'yı, bütün Naftali diyarı ile beraber bütün Kinnerot'u vurdu" (1.Krallar 15:20). Sınır kenti olduğundan Aşur kralı Tiglat-pileser'in ilk saldırdığı kentlerin arasındaydı (2.Krallar 15:29).
ABEL-MAYİM
Sular çayırı demektir. Abel-beyt-maaka'ya verilen bir ad (2.Tarihler 16:4). (Bakınız ABEL-BEYT-MAAKA'ya).
ABEL-MEHOLA
Dans çayırı anlamında. Tanrı Gideon ile 300 askerine Midyan ordusu üzerine yengi verdiği zaman Midyan ordusu önlerinde "Abel-Mehola sınırına kadar kaçtı" (Hakimler 7:22). Kral Süleyman'ın kahyası Ahilud'un oğlu Baana'nın topraklarının sınırındaydı (1.Krallar 4:12). Bu kent Elişa'nın doğum yeriydi (1.Krallar 19:16). Erden nehrinin ovasının batı yörelerindeydi.
ABEL-MİTSRAİM
Mısırlıların yası veya tarlası anlamındadır. Yusuf ve kardeşleri babaları Yakub'u gömmeye gittikleri zaman Erden nehrinin doğusunda bulunan Atad harmanına vardılar "ve orada çok büyük ve ağır dövünme ile dövündüler. Kenanlılar Atad harmanındaki yası görünce, dediler: 'Bu Mısırlılar için hüzünlü bir yastır.' Bundan dolayı o yere Abel-mitsraim denildi" (Tekvin 50:10,11).
ABEL-ŞİTTİM
Akasya ağaçları tarlası (çayırı) demektir. Erden ırmağını geçmeden önce İsrail oğullarının son konak yeri. Eriha karşısında Moab ovalarındaydı (Sayılar 22:1; 25:1). Orada Moab kızlarıyla kurulan yolsuz ilişkiler yüzünden İsrail oğulları yalancı tanrı tapıcılığına eğildiler (Sayılar b.25). Eriha'yı çaşıtlamak için Yeşu iki adamı Şittim'den gönderdi (Yeşu 2:1). Yoel şöyle peygamberlikte bulunur: "RABBİN evinden bir kaynak çıkacak ve Şittim vadisini sulayacak" (Yoel 3:18). Aynı yer olmasa gerek çünkü konak yeri Moab ovalarındaydı buysa vadideydi.
ABİLİN
"Lisanias da Abilin'de ülkenin dörtte birini yönetmekteydi" (Luka 3:1). Abila adlı kentin yöresi. Abila çayır demektir (Bakınız ABEL'e). Bu kent Şam'ın kuzey batısında yaklaşık 30 kilometre uzaklığında Abana ırmağının kıyısındaydı. Harabeleri es-Suk köyünün çevresindedir. Daha önce İturea ülkesiyle bir parçaydı. Sonra ikiye bölündü ve iki ayrı yönetici altına getirildi.
ABİLİNİ
(Bakınız ABİLİN'e)
ADAM
İnsan anlamını taşıyan Adem adının aynısı. "RAB Allah yerin toprağından adamı yaptı." Ayette "adam" adının "yerin toprağı" anlamına geldiğini açıklar. Yerin toprağı diye çevirilen İbranice deyim "adama"dır (Tekvin 2:7). Bu kente yakın RABBİN bildirdiği gibi Erden (Ürdün) ırmağının suları bir yığın halinde durup yükseldi (Yeşu 3:16). Böylece halk ırmak taşkınken kuru yerde karşıya geçti. 1927 yılında bu yerde Ürdün'ün sarp kıyılardan toprak kayıp ırmağın akmasını 21 saat engelledi. Yeşu zamanındaki mucize Tanrı'nın gücünü gösterir çünkü suyun akması Tanrı'nın bildirdiği gibi kahinlerin ayakları suya girer girmez durdu.
ADAMA
Toprak demektir (ADAM altına yazılanlara bakınız). Naftali soyuna verilen duvarlı kent (Yeşu 19:36).
ADEN
Adem ile Havva'nın ilk yaratıldıkları zaman içinde yaşadıkları bahçe bu bölgedeydi: "RAB Allah doğuya doğru Aden'de bir bahçe dikti; ve yaptığı adamı oraya koydu" (Tekvin 2,Cool. Bazı uzmanlar Aden adının Sümer dilindeki "edin" sözcüğünden geldiği kanısındadır. "Edin" ova, ya da düzlük anlamındadır. Oysa İbranice'de "zevk ya da sevinç" anlamlı bir sözcüğe benzer. Aynı zamanda bahçe "Aden bahçesi" olarak anılır. Tanrı adamı "baksın ve korusun diye" oraya koydu. Adem ile Havva yılanı dinleyip Tanrı'nın buyruğunu çiğneyince Tanrı adamı "Aden bahçesinden, kendisinin içinden alındığı toprağı işlemek için çıkardı" (Tekvin 2,15; 3,23). Sur kralı için okunan ağıtta kendisinin "Aden'de, Allah'ın bahçesinde" olduğu açıklanır. (Ayetlerde verilen bilgi birçok yorumcuyu Sur kralının şeytanı temsil ettiğini kabul etmeye yöneltmiştir. Hezekiel 28,12-13; 31,8-9). RAB Sion'u (Yeruşalim'i) teselli edince "onun çölünü Aden ve bozkırını RABBİN bahçesi gibi" ettiği bildirir (Yeşaya 51,3).
"Bahçeyi sulamak için Aden'den bir ırmak çıktı; ve oradan bölündü, ve dört kol oldu. Birinin adı Pişon'dur; kendisinde altın olan bütün Havila ülkesini kuşatır.. İkinci ırmağın adı Gihon'dur; bütün Kuş ilini kuşatan odur. Üçüncü ırmağın adı Dicle'dir; Aşur'un önünde akan odur. Dördüncü ırmak Fırat'tır" (Tekvin 2,10-15). Bu ırmakların bugünkü Fırat ve Dicle ile ne ilgileri olduğunu saptamak zor çünkü sonradan gelen tufan ırmakların akışını değiştirmiş olabilir. Aden'den çıkarken tek ırmaktı sonra dörde bölündü. (Bakınız Dicle, Fırat, Gihon ve Pişon başlılkları altına).
ADMA
Adma kızıl toprak demektir. Adma, Bela adıyla da tanınan Tsoar, Sodom Gomorra ve Tseboim kentleriyle birlikte Havza Şehirleri diye çağrılırdı. İbrahim tarafından seçme hakkını alan Lut bol sulu olduğundan bu çevreyi oturmak için seçti (Tekvin 13:10-13). Sodom günahlılığıyla tanınıyordu: "Sodom halkı kötü ve RABBE karşı çok günahkardılar" (Tekvin 13:13). Öbür kentler de: "Bunun gibi, rasgele cinsel ilişkide bulunan, doğal ilişki dışında sapıklık yapan Sodom ile Gomorra ve çevrelerindeki kentler de sonsuz ateş yargılaması altında bir örnek olarak sergilenmektedir" (Yahuda 7). RAB o kentleri yok edeceğini İbrahim'e bildirince İbrahim 50 doğru kişiyle başlayarak en sonda 10 doğru kişinin hatırası için RAB'ten kentleri yok etmeyeceği vaadini alır. On doğru kişi bulunmadığı için "RAB Sodom üzerine ve Gomorra üzerine RAB tarafından göklerden kükürt ve ateş yağdırdı; ve o kentleri ve bütün Havza'yı.. altüst etti" (Tekvin 19:24,25). Ancak Lut ve kızları kurtuldu. Geriye bakan Lut'un karısı "tuz direği oldu" (a.26). Kazıbilimcilerin araştırmaları M.Ö. 2000 yılının sularınca bölgeye yaklaşık 600 yıl boyunca boşaltan bir facianın olduğunu gösteren kanıtları bulmuştur.
Yosefus adlı tarihçi yazdığı çağda (İsa'dan hemen sonra) bu kentlerin kalıntılarının daha büsbütün Lut gölü sularınca kaplanmadığını bildirir (Yahudi Savaşları IV:4). Adma ve öbür kentler göl sularının artık kapladığı eskiden gölün kuzeyinde bulunan ovada bulunmaktaydı.
ADRİYATİK DENİZİ
"Adriyatik denizinde sürüklenmemizin on dördüncü gecesi.. gemiciler bir karaya yaklaştıklarını anladılar" (Res.İş. 27:27). İtalya'daki Po ırmağında bulunan Adria kentinden adını aldığı sanılır. İlkin denizin kuzeyindeki körfeze denilirdi sonra İtalya ile Yugoslavya arasındaki deniz daha sonra aynı ad Yunanistan ve İtalya'nın güneyindeki Ak Deniz açıkları için de kullanılırdı. Pavlus ile yanındakiler Kreta'dan Malta adasına doğru sürükleniyordu. (Müjde çevirisi: İyon denizi; Adria denizi).
ADORAİM
Kral Rehoboam'ın Yahuda'daki savunma kentlerinden biri (2.Tarihler 11:9). Hebron'un batısında 12 kilometre uzaklığındaki Dura olduğu sanılır.
ADULLAM
Yeruşalim'in (Kudüs'ün) güney batısında Lakiş'e giderken yarım yolda bulunan bir kent. Yahuda'nın arkadaşı Hira bu kenttendi (Tekvin 38:1). Yeşu ile İsrail oğulları tarafından vurulan krallardan biri Adullam kralıydı (Yeşu 12:15). Kral Rehoboam'ın Yahuda'daki savunma kentlerinden biriydi (2.Tarihler 11:7). Saul'dan kaçan Davut bu kente yakın mağaraya sığındı (1.Samuel 22:1). Mika Yahuda halkının düşmanları tarafından bozguna uğratılacağını dile getirirken "İsrail'in izzeti Adullam'a kadar gelecek" (yani Davut gibi kaçak olacak) der (Mika 1:15).
AFEK
Hisar anlamında. Bu ad birkaç kente verildi. Bazı kullanılışları özel ad olarak değil hisar anlamında olabilir.
1/ Yeşu ile İsrail oğulları tarafından vurulan krallardan biri Afek kralıydı (Yeşu 12:18). Aynı yere Filistiler'le olan savaşlarda değinildiği sanılır. Savaştan önce İsrail Eben-ezer'in yanında ordugah kurunca Filistiler ordugahlarını Afek'te kurdular (1.Samuel 4:1). (Yoksa "hisarda" mı demek isteniyordu?) Savaş Şilo'dan çok uzak olmasa gerek çünkü "halk Şilo'ya adam gönderdiler orduların RABBİ'nin ahit sandığını oradan getirdiler" (ayet 4). "İsrail vuruldu.. ve Allah'ın ahit sandığı alındı ve Eli'nin iki oğlu Hofni ve Finehas öldüler" (1.Samuel 4:10-11). Günahlarından dönmek istemeyen insanların kutsal Tanrı'yı kendi çıkarları için kullanma girişiminin korkunç sonucu! Bu Afek Yeni Antlaşma döneminde Antipatris adını taşıyordu (Res.İş. 23:31-33). Bugünkü Ras el-Ayin köyü. Şilo'nun batısında yaklaşık 30 kilometre uzaklığında sıra dağlarının yamaçları deniz ovasına indiği yerde bulunur.
2/ Yeşu 13:4 başka bir Afek'ten söz eder: "Alınacak pek çok yer kaldı. Kalan yer şudur.. Kenanlılar'ın bütün memleketi ve Afek'e, Amorilerin sınırına kadar Saydalılar'a ait olan Merar'a.. doğru bütün Libnan." Eğer bu Afek Lübnan'da bulunuyor idiyse Beyrut'un kuzey doğusundaki Afka olabilir. Kenanlılar memlektinde bulunuyor idiyse bugünkü Ras el-Ayin'deki Afek olabilir. Yeşu 19:30 ayetinde söz edilen Afek olması olasılığı da vardır çünkü Hakimler 1:31'de Kenanlılar'a ait bir kent olduğunu bildirilir.
3/ Aşer soyuna verilen mirasın sınırı belirtilince bir Afek daha karşımıza çıkar (Yeşu 19:30). "Aşer Afik ahalisini kovmadı; ve Aşeriler memleket ahalisi olan Kenanlılar arasında oturdular çünkü onları kovmadılar" (Hakimler 1:31,32). Bu ayetteki Afik Yeşu 19:30 ayetindeki Afek olduğu sanılır. Bugünkü Hayfa kentine yakın olan Tel Kurdaneh olduğu düşünülür.
4/ Krallar kitabında başka bir Afek'ten söz edilir: "Ben-hadad Suriyeliler'i saydı ve İsrail'e savaşmak için Afek'e çıktı.. İsrail oğulları onların karşısında, iki küçük oğlak sürüsü gibi ordugah kurdular.. Allah adamı yaklaştı ve İsrail kralına dedi: RAB şöyle diyor: Mademki Suriyeliler: RAB dağlar ilahıdır ve ovallar ilahı değildir dediler; ben bütün şu büyük kalabalığı senin eline vereceğim; ve bileceksiniz ki ben RAB'im.. İsrail oğulları bir günde Suriyeliler'den yüz bin yaya vurdular. Fakat geri kalanlar Afek'e, şehrin içine kaçtılar; ve duvar geri kalan yirmi yedi bin kişinin üzerine yıkıldı (1.Krallar 20:26-30). Elişa hasta düşünce RAB'den kral Yoaş'a şu buyruğu verdi: "Suriyeliler'i bitirinceye kadar onları Afek'te vuracaksın" (2.Krallar 13:17). Bu Afek Galile gölünün doğusunda bulunup Fik ya da Afik adıyla tanınan yerdir.
5/ Şunem ile Yizreel arasında bir kent ya da bir hisar (1.Krallar 28:4; 29:1,11; 31:3). Filistiler'le ilgili olduğundan bazı yorumcular 1/ altında ele alınan Afek olduğunu öne sürerler. Oysa Şunem ile Yizreel bu yerden fazla uzaktadır.
AFEKA
Hisar demektir. Yahuda soyunun mirasındaydı: "Afeka ve Hamta ve Kiryat-arba (o Hebron'dur)" (Yeşu 15:53,54). Uzmanlar Hebron'un güney batısında bulunan iki köyü konumu için öne sürerler.
AĞLAYIŞ VADİSİ (BAKA VADİSİ)
Birçok dillerde 'Baka vadisi' diye çevrilip belirli bir yerin adı olarak yorumlanan "emek habbaka" sözü Türkçe Kutsal Kitap'ta simgesel ad olarak yorumlanıp "ağlayış vadisi" diye çevrilir. Söz yalnız şu parçada geçer: "Ey orduların RABBİ.. kuvveti sende olan adam ne mutludur! Sion yolları onun yüreğindedir. Ağlayış vadisinden geçerken, orasını kaynaklar yeri ederler; ilk yağmurda onu bereketlerle kaplar" (Mezmur 84 3,5,6).
"Emek habbaka" sözünden üç anlam çıkarılabilir: Bir çeşit dut ağacı (bu ağaçta oluşan sakız gözyaşları andırışında dökülür), ağlayış (İbranice bakah) ve susuz yer. Zayıflığını anlayıp Tanrı'ya güvenerek güçlenen kişinin sevinci anlatılmaktadır. Gerçek bir yerin adı olan Sion, tapınağın bulunduğu tepe olarak Tanrı'nın huzurunu simgeler. Tanrı'ya güvenen kişi Tanrı'nın huzuruna girmek isteğini aklından çıkarmaz. Bunun için sıkıntı çekerken (ağlarken, ya da kuru bir yerde bulunurken) bu deneyimden ruhsal yarar sağlamaya çalışır. Ya göz yaşlarını su kaynağına dönüştürür ya da kuru yerde Tanrı sağladığı diri sular pınarına kavuşur. Kutsal Ruh'un kutlulukları ona dökülür. Yeni Antlaşma'da olduğu gibi: "Üstelik acılarda bile övünç duyuyoruz. Çünkü acının katlanışı oluşturduğunu biliyoruz. Katlanış denenmeden geçildiğini gösterir, denenme de umudu oluşturur. Bu umut utanç getirmez. Çünkü Tanrı'nın sevgisi bizlere verilen Kutsal Ruh aracılığıyla yüreklerimize dolup taşmaktadır" (Romalılar 5 3-5).
'Baka vadisi'nin 'Sion yolları' gibi simgesel anlam alan gerçek bir yerin adı olup olmadığı konusunda kesin bir sonuca varılamaz. Gerçek bir yerse adını orada yetişen dut ağaçlarından aldığı olasılıdır. Kutsal Kitap böyle bir dereden söz eder. "Refaim deresinde" yayılan Filistiler'e karşı çıkan Davut'a Tanrı ancak "dut ağaçlarının tepelerinde yürüyüş sesi işitince" harekete geçmesini buyurdu (II Samuel 5 22-25). Yine de aynı yer olup olmadığına kesin kanıt yoktur.
AHAVA
Ezra sürgünlükteki Yahudiler'den bir topluluğu yurtlarına geri götürdüğü zaman "onları Ahava'ya akan ırmağın yanına" topladı (Ezra 8:15). Orada yapacakları yolculuk için oruç tutup dua ettiler "çünkü krala: 'İyilik açin Tanrımız'ın eli kendisini arayanların hepsi üzerindedir'" diye söylemişti. "Yeruşalim'e gitmek için birinci ayın on ikinci gününde Ahava ırmağından göç" ettiler. Ezra dualarının kabul edildiğini anlatır: "Tanrımız'ın eli üzerimizdeydi, düşmanın ve yolda pusuya yatanın elinden bizi kurtardı" (Ezra 8:21,22,31). Ahava İbranice'de dere demektir. Nerede olduğu kesin olarak bilinmez.
AHAYA
Korintos (Korint) körfezinin güneyindeki yarımada. Yunanistan'ın güney ucu. M.Ö. 146 yılında bağımsız Yunanistan kentleri federasyonu Romalılar tarafından ele geçirildiktan sonra tüm Yunanistan Ahaya adını taşıyan tek eyalet olarak yönetildi. M.Ö. 27 yılında Ahaya ve Makedonya olarak iki eyalete bölündü. Bu çağda Ahaya eyaletinin başkenti Korintos (Korint) kentiydi. Pavlus Korintos'ta bir buçuk yıl kaldığı zaman "Gallio Ahaya'da valilik" ediyordu (Res.İş. 18:12). "Apollos (Efes'ten) Ahaya'ya gitmek isteyince kardeşler onu yüreklendirdiler" (Res.İş. 18:27). Apollos'un gittiği kent Korintos idi (Res.İş. 19:1). Ahaya ve Makedonya denilince aşağı yukarı bugünkü Yunanistan kastedilir. Ahaya'dan şu ayetler de söz eder: Resullerin İşleri 19:21; Romalılar 15:26; 16:5; 1.Korintoslular 16:15; 2.Korintoslular 1:1; 9:2; 11:10; 1.Selanikliler 1:7,8.
AKKAD
Nuh'un oğullarından biri olan Ham'ın oğlu Kuş "Nimrod'un babası oldu" (Tekvin 10:Cool. "Nimrod yeryüzünde kuvvetli adam olmaya başladı.. Ve onun krallığının başlangıcı Şinar ülkesinde Babil, Erek, Akkad ve Kalne idi." Akkad bu kente Sami halkların verdiği adtır. Anlamı kule ya da hisar. Ham'ın soyundan gelen Sümer halkı kente Agade adını verdi. Şinar ülkesi daha sonra Mezopotamya (Yunanca'da "ırmaklar arası" demektir) adıyla tanınırdı (Bakınız Res.İş. 2:9'a). Bugünkü Irak sınırlarının içindeki Fırat ile Dicle ırmakları arasında bulunan ovadır. Eski çağda Mezopotamya iki bölgeye ayrılırdı. Biri Akkad adını alan kuzey bölge, öbürü Sümer adını alan güney bölge. Akkad bölgesindeki en önemli kentler Akkad ve Babil'di. Sümer'de Erek ve İbrahim'in geldiği Ur kenti ileri gelen kentler arasındaydı.
AKKO
Bugünkü Hayfa kentinin bulunduğu koyun kuzeyinde bulunan bir liman kenti. Aşer soyu oranın halkını kovmadı (Hakimler 1:31). M.Ö. ikinci ya da üçüncü yüzyılda kente Mısır krallarından biri olan Ptolemais adı verildi. Pavlus'un bindiği bir gemi bu limana uğradı (Res.İş. 21:7)
AKMETA
Bugünkü İran'da bulunan Hamadan. M.Ö. 700 yılından sonra Medler ülkesinin başkenti. Kral Darius, kral Koreş'in Yeruşalim'deki tapınağının kurulmasıyla ilgili buyruğu araştırmasından sonra Akmeta'daki sarayda bulunan bir tomarda yazılı olduğunu buldu (Ezra 6:2).
AKOR
Tanrı'nın sözünü çiğneyerek büsbütün Tanrı'ya verilen Eriha kentinden kendisine çapul malına alan Akan bütün İsrail'i sıkıntıya düşürdü. Yeşu onu, oğullarını, kızlarını ve malını Akor deresine götürdü, kendisine "'Niçin bizi sıkıntıya düşürdün?' dedi. 'RAB bugün seni sıkıntıya düşürecek.' Ve bütün İsrail onu taşla taşladılar.. Ve onun üzerine büyük taş yığını yığdılar.. ve RAB öfkesi kızgınlığından döndü. Bunun için bugüne kadar o yerin adına Akor (sıkıntı) deresi denilir" (Yeşu 7:25,26). Sıkıntı deresinin konumu konusunda kesin bilgimiz yoktur. Yahuda oğullarının miras sınırının oradan geçtiği bildirilir (Yeşu 15:7). Peygamberler bu sıkıntı deresinin gelecekte bambaşka bir özellik taşıyacağını bildirir. "RAB şöyle diyor: 'Beni aramış olan halkım için.. Akor deresi sığırlara mandıra olacak" (Yeşaya 65:9,10). "Beni unutmuştu, RAB diyor. Bundan dolayı, işte, ben onu kandıracağım ve onu çöle götüreceğim ve onun yüreğine söyleyeceğim.. ve ümit kapısı olarak kendisine Akor deresini vereceğim" (Hoşea 2:13-15). RABBİN verdiği eğitici sıkıntılarla günahlarından dönen halk için sıkıntı deresi ümit kapısına dönüştürülür.
AKZİB
'Aldatıcılık' demektir.
1/ Aşer'e verilen deniz kıyısında bir kent (Yeşu 19:29). Akko kentinin kuzeyinde yaklaşık on beş kilometre bulunan ez-Zib. Aşer halkı bu kentin halkını kovamadı (Hakimler 1:31).
2/ Yahuda topraklarında bir kent (Yeşu 15:44). Mika peygamberin doğuş yeri olan Moreşet'e yakın (veya Mareşa Yeşu 15:44). Mika adının anlamıyla bir söz oyunu yapar: "Akzib'in evleri İsrail krallarına aldatıcı bir şey olacak" (Mika 1:14; Akzab=aldatıcı).
AMFİPOLİS
Pavlus'la Silas Filippi'den ayrıldıktan sonra Selanik'e giderken bu kentten geçtiler (Res.İş. 17:1). Kente verilen ad, Strimon ırmağının kenti hemen hemen her tarafında sarmasından gelir. 'Amfi' çepçevre demek, 'polis' kent demektir.
AMMON
Erden (Ürdün) ırmağının doğusunda bulunan bir ülke. Güney sınırı doğudan Lut gölüne akan Arnon ırmağı ve kuzeyde Erden ırmağına akan Yabbok ırmağıydı. Batısında Amoriler kralı Sihon'un ülkesi bulunuyordu. Lut'un kızına doğan Ben-ammi'nin soyu bu ülkede oturuyordu. Ben-ammi "bugüne kadar Ammon oğullarının atasıdır" (Tekvin 19:38). Ben-ammi 'akrabamın oğlu' demektir. Lut'un kızının babasıyla kurduğu yolsuz ilişkiye değinir. İsrail oğulları Sihon'u vurduktan sonra bütün kentlerini aldılar. "Ancak Ammon oğullarının memleketini, bütün Yabbok ırmağı kenarına.. RABBİN yasak ettiği hiç bir yere" yaklaşmadılar (Tesniye 2:37). Ammon ülkesinin başkenti bugünkü Ürdün ülkesinin başkenti olan Amman kentiydi (ülkenin eski adı bu kentin adında daha sürüyor). O çağda Ammon oğullarının Rabba kenti olarak tanınırdı: "Refalar'dan arta kalan Başan kralı Og vardı; işte onun yatağı demir yataktı; o Ammon oğullarının Rabba şehrinde değil midir?" (Tesniye 3:11).
ANATOT
Kahin olan Harun oğullarının oturmasına ayrılan bir kent. Benyamin oğullarının mirasındaydı (Yeşu 21:13,18,19). Kalıntıları bugünkü Yeruşalem'in (Kudüs'ün) kuzeyinde 5 kilometre uzaklığındaki Anata köyünün yakınlarındadır. Krallığı kendisi için almaya çalışan kral Süleyman'ın ağabeyi Adoniya ile işbirliği yaptığı gerekçesiyle Süleyman kahinlikten attığı Abiatar'a "Anatot'a kendi tarlalarına git" dedi (1.Krallar 2:26). Bu kentin en ünlü oğlu "Benyamin ülkesinde Anatot'ta olan kahinlerden Hilkiya'nın oğlu Yeremya" (Yeremya 1:1; 11:21). Abiezer (2.Samuel 23:27), Yehu (1.Tarihler 12:3) ve Davut'un yiğitlerinden bazıları (1.Tarihler 11:28; 27:12) oralıydı. Sürgünlükten sonra kent yeniden bir yerleşim merkezi oldu: "Benyamin oğulları Geba'dan başlayarak.. Anatot, Nob ve Ananya'da.. oturdular" (Nehemya 11:31,32,35).
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://rose-garden.niceboard.net
Beyaz Melek
Administrator
Beyaz Melek


Mesaj Sayısı : 3485
Yaş : 57
Kayıt tarihi : 23/11/07

Kutsal Kitap Yerler Sözlüğü Empty
MesajKonu: Geri: Kutsal Kitap Yerler Sözlüğü   Kutsal Kitap Yerler Sözlüğü Icon_minitimePtsi Kas. 25, 2013 11:57 am

ANTAKYA
Büyük İskender'in generallerinden biri Selefkos İskender'in ölümünden sonra imparatorluğun doğu illerine egemen oldu. Bu adam Antiokos adlı babasını anmak üzere bu adı on altı kente verdi. Antiokos adı Türkçe'de Antakya biçiminde kullanılır.
1/ ANTAKYA (Suriye'deki). Selefkos'un babasının adını devam ettirmek için adlandırdığı on altı kentin en önemlisi bugünün Hatay ilindeki Antakya'dır. Selefkos ve sülalesi Yahudiler'i oraya yerleşmeye teşvik ettiler. Daha sonra Roma İmparatorluğu'nun Suriye eyaletinin başkenti oldu. Roma dünyasının önemde üçüncü kentiydi. Yeruşalim'den (Kudüs'ten) sonra Mesih inancının tarihinde en önemli yerdi: "Stefanos'a çektirilen acı sonucunda darmadağan olanlar Finike'ye, Kıbrıs'a ve Antakya'ya kadar gittiler. Tanrı Sözü'nü Yahudiler'den başka hiç kimseye bildirmiyorlardı. Ama onlardan Kıbrıslı ve Kirineli bazı kişiler Antakya'ya gelip Yunanlılar'a da Rab İsa'nın Sevinç Getirici Haberi'ni bildirdiler.. Çok sayıda insan iman ederek Rabbe döndü. Bu olaylara ilişkin haber Yeruşalem'deki kilise topluluğunun kulağına erişti. Barnabas'ı Antakya'ya gönderdiler.. Barnabas Saul'u aramak için Tarsus'a gitti. Onu bulunca Antakya'ya getirdi. İkisi bir yıl süreyle kilisede bir araya gelerek o büyük topluluğa öğretide bulundular. Öğrencilere ilk kez Antakya'da Hristiyan adı verildi" (Res.İş. 11:19-26). Pavlus'la Barnabas Antakya inanlılarından Yeruşalem'de ve çevresinde bulunan inanlılara yardım götürdüler (Res.İş. 11:27-30). Antakya topluluğu Kutsal Ruh'un Barnabas'la Pavlus'u Sevinç Getirici Haber'i yayma işine ayırdığını bildirdi (Res.İş. 13:1-4). Kıbrıs'a ve Anadolu'ya uzanan bu yolculuktan sonra Antakya'ya döndüler (Res.İş. 14:26-28). Pavlus oradan önemli bir toplantı için Yeruşalem'e gönderildi (Res.İş. 15:1-21). Toplantının kararını Antakya topluluğuna bildirmek için geri gönderildi (Res.İş. 15:22-35). Pavlus oradan Suriye ve Kilikya'ya gitti. Bu yolculuk onu Yunanistan'a kadar götürdü. Yolculuğun sonunda "Antakya'ya indi" (Res.İş. 18:22). Oradan da Galatya ve Frikya bölgelerine gitti (Res.İş. 18:23). Bundan sonra Antakya'dan söz edilmiyor Kutsal Kitap'ta.
2/ PİSİDYA ANTAKYASI (veya Pisidya'da bulunan Antakya). Pavlus'la Barnabas Kıbrıs'tan gemiyle bugünün Antalya ilindeki Perge kentine gittiler. Oradan "Pisidya Antakyasına geçtiler" (Res.İş. 13:13). Kentin yıkıntıları bugünün Isparta ilinin Yalvaç ilçesinin yakınlarındadır. Pisidya Antakyası Selefkos'un babasının adına göre adlandırdığı on altı kentlerden biridir. Bu kent aslında Pisidya'da değil Frikya bölgesinde bulunuyordu. Ama onu Frikya'da bulunan başka bir Antakya'dan ayırmak için ve Pisidya sınırına yakın olduğundan Pisidya Antakyası diye tanınıyordu. Efes'ten Kilikya'ya (bugünün Adana yöresine) uzanan önemli bir ticaret yolu üzerindeydi. Romalılar bu Antakya'yı Galatya eyaletinin Frikya-Galatika bölgesine kattılar. İmparator Augustus bu kenti Roma kolonisi olma onuruna yükseltti. Romalıların ellerine geçmeden önce Makedonyalı Selefkos Yahudiler'i oraya yerleşmeye teşvik etmişti. Bunun için Pavlus'la Barnabas oraya varınca "Şabat günü sinagoga" girebildiler (Res.İş. 13:14). Halka bir öğüt sözünü söylemeye çağrılınca Pavlus Sevinç Getirici Haber'i onlara bildirdi. Orada bulunan Yahudiler ve Yahudiler'in inancıyla ilgilenen Yahudi olmayanlardan birçoğu iman etti. Öbür Şabat günü "neredeyse tüm kent Tanrı Sözü'nü dinlemek için bir araya" gelince Yahudiler kıskandılar. Pavlus'un söylediklerine karşı konuştular. Sonra kent yöneticilerini kışkırtarak Pavlus'la Barnabas'ı bölgelerinden attırdılar. İki üç yıl sonra Pavlus "Rabbin Sözü'nü bildirdiği kentlerin her birine dönmeye, kardeşlerin durumunu öğrenmeye karar verdi (Res.İş. 15:36). Bu yolculukta Pisidya Antakyası'nı tekrar ziyaret etmiş olsa gerek.
ANTALYA
Pavlus ile Barnabas Kıbrıs'ın Pafos limanından açılıp Perge'ye varınca Anadolu'daki ilk müjde gezisine başladılar. Oradan Pisidya'ya Antakya'ya (Isparta'nın Yalvaç ilçesine) gittiler. Konya dolaylarını ziyaret ettikten sonra Perge'ye döndüler (Res.İş. b.13,14). Orada "Tanrı Sözü'nü bildirdikten sonra Antalya'ya indiler. Oradan da Antakya'ya -artık yerine getirmiş oldukları göreve başlamadan önce Tanrı'nın kayrasına teslim edildikleri yere- doğru yelken açtılar (Res.İş. 14:25-26). Antalya o çağda Attalia adıyla tanınırdı. Adın anlamı "Attalus'a ait". Bergama kralı ikinci Attalus onu kurdu (M.Ö.159-138). Üçüncü Attalus kenti Roma'ya bağışladı. Pamfilya'nın en önemli liman kentiydi. (PAMFİLYA'ya bakınız).
ANTİPATRİS
Bugün Ras el-Ayin (Arapça) ya da Roş ha-Ayin (İbranice) adıyla tanınan bu kent Eski Antlaşma çağında Afek diye çağrılırdı. İsa Mesih'i çocukken öldürmeye çalışan Hirodes bu kenti yeniden kurup Antipater adlı babasını anmak için adını Antipatris (Antipater'e ait) koydu. Bu kent Yeruşalem'den Kayseriye'ye Lidda üzerinden giden yoldaydı. Romalılar'ın kurduğu bu yoldan Pavlus tutuklu olarak Yeruşalem'den Kayseriye'ye götürüldü. Onu götüren askerler bir gecede Antipatris'e vardılar (Res.İş. 23:31). Ertesi gün dağlıktan ve Yahudiler'in yoğun olduğu bölgelerden ovaya inmiş oldukları için artık pusuya yatanlardan tehlike kalmadığından askerler Yeruşalem'e geri gönderildi. Sadece atlılar Pavlus'u Kayseriye'ye götürdü (Res.İş. 23:32,33).
APOLONYA
Bu kent Yunanlılar'ın güneş ilahı Apollos'tan adını almıştı. Anlamı Apollos'un yeri. Pavlus'la Silas Filippi'den ayrılınca "Amfipolis ve Apolonya'dan geçerek Selanik'e vardılar" (Res.İş. 17:1). Romalılar'ın kurdukları Egnatya yolu üzerindeydi. Aynı adı taşıyan başka kentler de vardı Akdeniz'in çevresinde.
APİYUS ÇARŞISI
(Bakınız APPİUS FORUMU'na)
APPİUS FORUMU
Roma'dan Napoli koyuna giden yolu kuran Appius Klavdius Kayikus Roma'nın güneyinde 65 kilometre uzaklığında bir alış veriş merkezini kurdu. 'Forum' çarşı yeri demektir. Böylece yerin adı Appius'un çarşı yeri anlamına gelir. Pavlus Roma'ya tutuklu olarak götürülürken Roma'daki kardeşle haber alınca "onu karşılamak için Appius Forumu'na kadar" gittiler (Res.İş. 28:15). Altmış beş kilometrelik yola katlandılar! Pavlus'u ne kadar seviyorlardı!
AR
Moab ülkesinin başkenti. İbranice'de kent demektir. Ar kenti Arnon deresine yakındı (Sayılar 21:13-15). Ama konumuyla ilgili kesin bilgimiz yoktur. Her nekadar İsrail oğulları komşu ülkesi olan Sihon'un krallığını ele geçirdilerse Moab'a ait hiçbir toprağa el uzatmaya izinleri yoktu. Musa halka şöyle buyurdu: "RAB bana dedi: 'Moab'ı sıkıştırma ve onlarla savaşa girişme; çünkü sana mülk olarak onun ülkesinden vermeyeceğim; çünkü Ar yurdunu Lut oğullarına mülk olarak verdim'" (Tesniye 2:9). Moab Lut'un oğluydu. Moab babadan anlamına geldiği sanılır. Büyük kızın babasıyla kurduğu yolsuz ilişkiye değinmiş olsa gerek. Yeşaya peygamber Ar kentinin yıkılacağını şöyle bildirir: "Moab'ın yükü. Çünkü Moab'ın Ar kenti bir gecede virane oldu, ve yok oldu" (Yeşaya 15:1).
ARAB
Adı 'pusuya yatma' anlamındaki bu kent Yahuda soyuna verildi (Yeşu 15:48). Hebron'a yakın dağlıktaydı. Bugünün Dumah'ın doğusunda bulunan Er-Rabiyeh viranesidir.
ARAB İLİ (ARAP İLİ)
Arab ya da arabi adı çöl ya da bozkır demektir. Bu ad İsrail topraklarının doğusunda ve güneyinde olan çöl ve bozkırlara verilirdi. Böyle yerlerde oturan halklara da Arab adı koyulurdu: "Bir yılda Süleyman'a gelen altının tartısı, alış veriş eden adamlardan ve tüccarın ticaretinden ve bütün Arab ili krallarından ve memleketin valilerinden gelenlerden başka altı yüz altmış altı talant altındı" (1.Krallar 10:14,15). Yeşaya bu bölge üzerinde şöyle peygamberlikte bulunur: "Arab ili üzerinde yük. Ey Dedaniler'in kervanları, Arab ili ormanında geceleyeceksiniz" (Yeşaya 25:13). Yeremya RABBiN elinden aldığı öfke şarabı bardağından birçok ülke arasında "bütün Arab ili krallarına ve çölde oturan karışık halkın bütün krallarına" içirdi (Yeremya 25:15-26). Hezekiel Arab ili krallarının Sur kentiyle kuzu, koç ve ergeç üzerinde ticaret yaptıklarına değinir (Hezekiel 27:2,12,21). Arabistan yarımadasının kuzey bölgelerini içine alır Arab ili.
ARABA
Bu ad kuru ya da yanmış anlamını taşıyan bir kökten türetilerek çöl anlamına gelir. Kutsal Kitap'ta belirtili harfi tarif olmaksızın kullanılınca belirli bir yere değinmez: "Çocukları için bozkır (araba) onlara ekmek verir" (Eyub 24:5; 39:6). "Şaron çöl (araba) gibi" (Yeşaya 33:9). "Bozkır (araba) sevinecek, nergis gibi çiçeklenecek.. O zaman körlerin gözleri açılacak.. çölde sular ve bozkırda (araba) seller fışkıracak" (Yeşaya 35:1-6).
Belirtili harfi tarifle olunca (Ha-araba) bu ad, Galile gölünden Lut gölüne ve sonra Kızıl Deniz'in Akabah körfezine kadar uzanan derin vadi için kullanılır. Araba adı Galile gölünün çevresi için kullanılır: "Kuzeyde, dağlıkta ve Kinnerot (Galile gölü) güneyinde Araba'da" (Yeşu 11:2; aynı konu için: Yeşu 12:3; Tesniye 3:17). Ölü Deniz (Lut Gölü) eski çağda "Araba denizi" adını alırdı (Yeşu 3:16; 12:3; Tesniye 4:49; 2.Krallar 14:25). Lut gölü ile Kızıl Deniz'in arasındaki vadi için kullanılırdı: "Araba yolundan, Elat ve Etsyon-geber'den (Kızıl Deniz kıyısında bulunan iki kent), Seir'de oturan kardeşlerimiz Esav oğullarının yanında geçtik" (Tesinye 2:8; 1:7).
ARABİSTAN
Eski Antlaşma'nın "Arab ili" diye adlandırdığı bölgeler Yeni Antlaşma'da "Arabistan" adıyla tanınır. Bu ad İsrail topraklarının doğusu ve güneyinde bulunan çöller ve bozkırlar için kullnılır. Yeni Antlaşma'da yalnız iki kez geçer. Her ikisi de Pavlus'un Galatyalılar'a mektubunda bulunur.
1/ Pavlus Şam yolunda yüceltilmiş Mesih'i gördükten sonra şunları bildirir: "O anda ne kimseye danıştım, ne de benden önce haberci olanları görmek üzere Yeruşalem'e gittim. Bunun yerine, Arabistan'a gittim, sonra yine Şam'a döndüm" (Galatyalılar 1:16,17). Pavlus'un Arabistan'ın neresine gittiğini bilmiyoruz. Kendisi başka bir mektubunda bize bir ipucunu verir: "Şam'da kral Aretas'ın atadığı vali beni ele geçirmek için tüm Şam kentini göz altına aldı. Bir çamaşır sepetinde pencerenin eşiğinden çıkarılıp kale duvarından aşağı indirilerek onun elinden kaçtım" (2.Korintoslular 11:32,33). Pavlus'un kaçması yeniden Şam'a döndüğü zaman oldu her halde. Kral Aretas'ın başkenti kaya ve uçurumlarla çevirili Petra'ydı. Acaba Pavlus oradaki Yahudiler'in sinagogunda Mesih'in Sevinç Getirici Haber'i bildirdi mi? Yahudiler'in orada çıkardığı bir kargaşalık nedeniyle miydi ki, Kral Aretas Pavlus'u tutuklamaya çalıştı? Oysa Resullerin İşleri Pavlus'u "ortadan kaldırmak için gece gündüz kent kapılarını" gözleyenlerin Yahudiler olduğunu bildirir (Res.İş.9:23,24). Her halde Şam'daki Yahudiler Kral Aretas'ın atadığı valiyle bu konuda söz birliği ettiler.
Şam, Kral Aretas'ın sınırlarının dışındaydı ama Romalılar'la yaptığı antlaşmaya göre Şam'da oturan Araplar'ı korumak ve cezalandırmak için atadığı vali kentte otururdu. Vali Şam'ın dışında işlenen suç yüzünden kimseyi tutuklamaya yetkisi yoktu. Ayrıca ancak ölüm cezasıyla çaptırılacak suç için bir kişiyi Kral Aretas'a teslim edebilirdi. Kral'ın Arap yurttaşlarını gözetmek için Şam'ın surlarını gözetleyen askerleri vardı. Bu askerler Pavlus'u ortadan kaldırmak için Yahudiler'e yardım edecekti. Ama Pavlus bunu öğrendi ve sepet içinde Şam'dan kaçabildi. Valinin Pavlus'u ortadan kaldırmak için Yahudiler'le işbirliği yapması Pavlus'un Kral Aretas'ın sınırları içinde Müjde'yi duyurmuş olma olasılığını ortaya koyar. Pavlus'un gittiği Arabistan Kral Aretas'ın krallığında olsa gerek. Büyük olasılıkla gittiği yer başkenti Petra'ydı.
2/ Arabistan'ın ikinci kez İncil'de geçmesi İsrail oğullarının Musa aracılığıyla Tanrı'dan aldığı ruhsal yasanın verildiği Sina yarım adasıyla ilgilidir. Tanrı vaadini insan girişimiyle gerçekleştirme çabası köle kadın Hacer'in İbrahim'e doğurduğu çocuğa benzetilir. Mısırlı Hacer'in oğlu İsmail "özgür kadının oğluyla miras" almadığı için "Paran çölünde oturdu" (Galatyalılar 4:30; Tekvin 21:21). Paran çölü Sina yarımadasındadır. "Hacer Arabistan'da bulunan Sina dağını simgeler. Bugünkü Yeruşalem'e koşuttur bu. Çünkü çocuklarıyla birlikte köleliktedir" (Galatyalılar 4:25). Hacer ruhsal yasayı simgeler. İnsan çabası kurtuluşla değil günah köleliğiyle sonuçlanır.
ARAM
Yüksek, ulu anlamındaki bu ad Kutsal Kitp'ta ilkin bir kişinin adı olaral kullanılır. Nuh'un torunlarından biri bu adı taşıdı: "Eber'in bütün çocuklarının atası ve Yafet'in büyük kardeşi olan Sam'a da çocuklar doğdu. Sam'ın oğulları: Elam ve Aşur ve Arpakşad ve Lud ve Aram" (Tekvin 10:21,22). İbrahim Arpakşad'ın ve Eber'in soyundandı (Tekvin 11:12-32). Bu soy bilinmeyen bir tarihte Fırat'la Dicle arasındaki ovanın güneyindeki Kildaniler'in Ur kentine yerleşti (Tekvin 11:31). Ur kenti bugünün Irak topraklarında bulunuyordu. Bu soydan bir kısım Kenan ülkesine gitmek üzere bugünün Urfa'ya bağlı Altınbaşak ilçesinin yakınlarında bulunan Haran'a gidip oturdular (Tekvin 11:31). İbrahim'in kardeşi Haran Ur'da ölmüştü. İbrahim'in öbür kardeşi Nahor aynı zamanda ya da daha sonra Haran'a gitmiş olsa gerek çünkü ileri bir tarihte Haran "Nahor'un şehri" diye tanınıyordu (Tekvin 24:10 ile 27:43'ü karşılaştırınız). Nahor'un oğullarından biri "Aram'ın atası" Kemuel'di (Tekvin 22:21).
Arami halklar adlarını ya Sam'ın oğlu, Aram'dan ya da Nahor'un torunu, Aram'dan, ya da belki her ikisinden aldılar. Bu iki soy birlikte oturmuş ve birbirine karışımış olabilirdi. Konuştukları dil Aramice (Süryanice) bugüne kadar Fırat ile Dicle ırmakları arasındaki topraklarda konuşulur. Mardin'in Midyat ilçesinde bu dili konuşan Süryaniler Aramiler'in bir koludur. Ta İbrahim'in zamanından bu yana Fırat ile Dicle ırmakları yöresinde oturagelmişlerdir. Aram halkının oturduğu bölgeler Aram adıyla tanınırdı. İsrail oğullarına lanet okumaya çağrılan Balam oralıydı: "Balak beni Aram'dan; Moab kralı beni Şark dağlarından getirdi" (Sayılar 23:7). İsrail oğullarının yıllar sonra RABBİ bırakıp Aram ilahlarına, Sayda ilahlarına, Moab ilahlarına ve başka birçok ülkenin ve halkın ilahlarına kulluk ettiğini okuruz (Hakimler 10:6). Daha sonraki çağda Davut'un "Şam Suriyesi'ne asker" koyduğunu görürüz (2.Samuel 8:6). Buradaki 'Suriye' kelimesinin aslı Aram'dır. Arami halkların bir kolu Şam ve yörelerinde otururdu. Eski Antlaşma'da 'Süriye' ya da 'Suriyeli' kelimesinin geçtiği her defa aslı 'Arami' kelimesidir. İbrahim'in kölesi oğluna eş aramaya gittiği Nahor'un şehri Mezopotamya ülkesindeydi (Tekvin 24:10). 'Mezopotamya' adı Eski Antlaşma'nın Eski Yunanca tercümesinden gelir. 'Nehirler arası' demektir. Aslı 'Nehirlerin Aramı' anlamındaki 'Aram-Naharayim' adıdır. Bu kelime 60. Mezmur'un başlığında bulunmaktadır. Aynı yerde 'Aram Tsoba' adlı bir ülkeden söz edilir. Başka ayetlerde aynı ülke 'Tsoba Suriyesi' olarak tanınır. Aram halkının bir kolunun oturduğu başka bir bölge olduğu düşünülüyor. 'Aram' kelimesi 'Paddan-Aram' adında da geçer: "İshak Arami Laban'ın kızkardeşini, Paddan-Aram'dan Arami Betuel'in kızı Rebeka'yı kendisine karı olarak aldığı zaman, kırk yaşında idi" (Tekvin 25:20). Paddan-Aram'ın Aram-Naharayim bölgesi için kullanılan başka bir ad olduğu görülür. Böylece 'Aram' adıyla anılan bölgelerin Dicle ile Fırat arasındaki Türkiye'nin güney illerini ve Irak'ın kuzey yörelerini, Türkiye'nin Hatay ilini, Suriye'nin ve Lübnan'ın topraklarını içine aldığını söyleyebiliriz. Bu bölgeler Kutsal Kitab'ın daha sonraki çağlarında 'Suriye' adıyla tanınırdı. Bu adın ya 'Aşur'dan ya da 'Sur' kentinden geldiği sanılır (Bakınız SURİYE başlığı altına).
ARARAT
Nuh gemisi bu yörenin dağlarına oturdu. "Gemi yedinci ayda, ayın on yedinci gününde Ararat dağları üzerine oturdu" (Tekvin 8:4). Aşur imparatorluğu zamanında Aşur kralı Senharib Yahuda'ya karşı savaş açtı (2.Krallar 18:13). Kral Hizkiya RABBE dua ettikten sonra RABBİN meleği Aşur ordugahında 185 bin kişiyi öldürdü. Senharib Nineve'ye döndü, "kendi ilahı Nisrok'un evinde tapınırken Adrammelek ve Şaretser onu kılıçla vurdular; ve Ararat diyarına kaçtılar" (2.Krallar 19:37; İşaya 37:38).
Bugünün Irak topraklarında bulunan Aşur krallığından kalma yazıtlarda 'Urartu' adıyla anılan bir ülkeden söz edilir. Uzamanlar bu ülkenin Kutsal Kitap'taki Ararat olduğunu düşünmekteler. 'Urartu' Van gölünün çevresindeydi. Nuh gemisinin kalıntılarının 5214 metre yüksekliğindeki Büyük Ağrı Dağı'nın tepesinde hala bulunduğu sanılmaktadır. Yüzyıldan beri dağı tırmanıp oradaki buz tabakasında gemiyi ya da parçalarını gördüklerine tanıklık eden birçok kişi olmuştur. Urartu'nun başkenti ilkin Van'daydı daha sonra da Toprakkale'deydi. Urartu halkı taptıkları ilaha değinerek kendilerine "Haldi çocukları" adını verirdi. Kutsal Kitap'ta son olarak bu ülkenin adı Yeremya'nın bir peygamberlik sözünde geçer: "Milletleri ona (Babil'e) karşı hazırlayın, Ararat, Minni ve Aşkenaz krallıklarını ona karşı çağırın" (Yeremya 51:27). Minni'nin eski yazıtlardaki Mannai halkı olduğu sanılır. Bu halk Türkiye, İran ve Irak sınırlarının birleştiği bölgede otururdu. Aşkenaz Kafkasya bölgesinde oturan bir halk. Bu komşu halkları Babil'e saldıracaktı.
ARES TEPESİ
(Bakınız ARİOPAGOS altına)
ARGOB
Musa İsrail oğullarına RABBİN yaptığı iyiliklerini hatırlatırken "Tanrımız RAB Başan kralı Og'u da, bütün halkını da elimize verdi.. O vakit onun bütün kentlerini, altmış kenti, bütün Argob yöresini, Başan'da Og'un ülkesini aldık" (Tesniye 3:1-4). Argob yöresi Galile gölünün doğusunda bulunuyordu. Başan ülkesi Galile'nin doğusu ve kuzey doğusunda Şam'a doğru uzanıyordu. Bazı uzmanlar Argob'un Yeni Antlaşma zamanında Trahonitis adıyla tanınan 32 kilometre genişliğinde ve 48 kilometre uzunluğunda olan yüksek ova olduğunu kabul ederler (Luka 3:1). Bir araştırmacı bu ovada altmış kentin bulunduğunu yazar. Oradaki evlerin kalın duvarlı, büyük ve sağlam, tam dev adam Og'a göre olduğunu belirtir. "Çünkü Refalar'dan artakalan ancak Başan kralı, Og vardı; işte onun yatağı demir yataktı.. uzunluğu dokuz arşın (yaklaşık 4 metre) ve eni dört arşın (yaklaşık 1 metre 80 santimetre) idi (Tesniye 3:11).
ARİMATEA
"Yahudiye'de Arimatea kasabasından olan" Yusuf adlı iyi ve doğru bir adam "Pilatus'a gidip İsa'nın cesedini istedi" (Luka 23:50-52). Yuhanna bu Yusuf'u şöyle anlatır: "İsa'nın öğrencisiyken Yahudi yetkililerden korktuğundan kendisini gizleyen Arimatealı Yusuf, İsa'nın cesedini kaldırmak için Pilatus'tan dilekte bulundu" (Yuhanna 19:38). Arimatea kasabasının nerede olduğu kesin olarak bilinmez. Çağımızın ilk yüzyıllarının yazarı Evsebius Samuel'in doğduğu Ramah kenti olduğunu söyler. Ramah Yeruşalem'in kuzey batısında Efraim dağlığında bulunuyordu.
ARİOPAGOS
Atina'da bulunan Arios Pagos (savaş ilahının tepesi). Yunanlının 'Arios' adını verdiği savaş tanrısı Romalılarca Mars diye tanınırdı (Mart ayı bu adtan gelir). Tepe Atina'nın en yüksek tepesi olan Akropol'un güney batısında bulunur. Atina kentinin kuruluş sıralarında bu tepede bir yargı kurulu toplanmaya başladı. Bu kurul daha sonra 'agora' adıyla tanınan Atina'nın çarşı meydanında toplanırdı. Toplanma yeri çatısı sütünlerle desteklenen yanları açık olan kral sundurmasıydı. Pavlus'un zamanında hala Ariopagos adıyla tanınırdı. Başka işleri arasında kurul, ahlak ve din sorunlarını gözetlemekle yükümlüydü. Bunun için "İsa'yı ve ve ölülerden dirilişe ilişkin Sevinç Getirici Haber'i" yayan Pavlus'u "tuttukları gibi Ariopagos'a getirdiler. 'Yaydığın bu öğretinin ne olduğunu öğrenebilir miyiz?' diye sordular" (Res.İş. 17:18,19). Pavlus gerçek Tanrı'yı tanıtıp ölüler arasından diriltilen İsa'nın Tanrı'nın saptadığı bir günde dünyayı adaletle yargılayacağını bildirince "kimisi alay etti; kimisi de, 'Bu konuda seni başka bir kez yine dinlemek isteriz' dedi. Böylece Pavlus onların arasından çıkıp gitti. Ama bazı kimseler ona katılarak iman ettiler. Bunların arasında Ariopagos'tan Diyonisiyos (kurulun bir üyesi), Damaris adlı bir kadın ve başkaları da vardı" (Res.İş. 17:31-33).
ARMAGEDON
"Sonra baktım, ejderin, canavarın ve yalancı peygamberin ağzından kurbağaya benzer üç kirli ruh çıktığını gördüm. Bunlar belirtiler yapan cinlerin ruhlarıdır. Evrensel Egemen Tanrı'nın Büyük Günü'nde kopacak savaş için, tüm yeryüzü hükümranlarını bir araya toplamak amacıyla onlara giderler.. Cinlerin ruhları yeryüzü hükümranlarını İbranice Armagedon denen yerde bir araya topladılar" (Vahiy 16,13-16). Bazı uzmanlara göre Armagedon simgesel bir adtır, belirli bir yerle ilgisi yoktur. Ama İbranice olduğuna göre "Megiddo tepesi" anlamındadır. Megiddo kenti Esdraelon ovasının güney ucundaydı. Tarih boyunca bu ovada önemli savaşlar ve felaketler olmuştur: Barak ile Debora'nın Kenanlılar üzerindeki yengisi (Hakimler 4,15), Gideon'un Midyanlılar'ı dağıtması (Hakimler 7), kral Saul'un ölümü (1. Samuel 31,Cool ve kral Yoşiya'nın öldürülmesi (2. Krallar 23,29-30). Tanrı'nın Büyük Gününde kopacak savaş için çok uygun bir sahne!
ARNON
Doğudan batıya akan ve Lut gölüne boşanan dere. Çok eski bir çağda Arnon'un güneyine düşen yöreler Moab'a ve onun kuzeyine düşen yöreler Amoriler aitti. "Moab sınırı Arnon'du" (Hakimler 11:18). Musa'nın yönetimindeki İsrail oğulları Moab topraklarını ele geçirmeye hiç çalışmadılar. Arnon'a güneyden yaklaşıp geçtiler. "Arnon vadisinden Hermon dağına kadar memleketi" ele geçirdiler (Tesniye 3:Cool. Amoriler Kralı Sihon'un ve Başan Kralı Og'un ülkelerini aldılar. Musa bunları nasıl böldüğünü şöyle anlatır: "Arnon vadisinin yanında olan Aroer'den itibaren memleketi ve Gilead dağlığının yarısını şehirleriyle beraber Rubeniler'e ve Gadiler'e verdim; ve Gilead'dan artkalanı ve Og'un ülkesi olan bütün Başan'ı, bütün Argob ülkesini Manasse'nin yarım sıptına verdim" (Tesniye 3:12,13). Arnon "çoşkun dere" demektir. Bugün Mucib vadisi diye tanınır.
AROER
1/ Doğudan batıya akan ve Lut gölüne boşanan Arnon deresinin kuzey kıyısında bulunan bir kent. Adın anlamı "duvarla çevirilmiş." Amoriler'in güney sınırını koruyan bu kent, Lut gölünün doğusunda 24 kilometre uzaklığında bulunan bugünün Ara'ir kentidir. Arnon deresi o noktada derin bir boğazdan geçer. Aroer Musa ile İsrail oğullarının ilk ele geçirdikleri kentti. Arnon deresini güneyden geçip kuzeyinde bulunan Amoriler memleketini aldılar. Bu memleket Ruben ve Gad boyları arasında bölündü (Tekvin 3:12). Üç yüzyıl sonra Ammon oğulları Aroer ve yöresine sahip çıkmak istedi (Hakimler 11:3). Ama Yeftah bunu kabul etmedi ve Ammon oğullarıyla savaşıp bazı kentlerini ele geçirdi (Hakimler 11:14-33). Yıllar sonra Şam kralı Hazael Aroer'e saldırdı (2.Krallar 10:31-33). Moab halkına ait bir yazıttan o çağda Moab kralı Meşa'nın "Aroer kentini ve Arnon kıyısındaki yolu" yaptığını biliyoruz. Yeremya zamanına kadar Aroer Moab'ın ellerinde kaldığı peygamberin bildirdiği RABBİN şu sözünden anlarız: "Moab'ı harap eden sana karşı çıktı, senin hisarlarını yıktı. Ey sen, Aroer'de oturan dur da bekle; kaçan ere ve kurtulan kadına sor: 'Ne oldu?' de. Moab utandı çünkü yıkıldı.." (Yeremya 48:18-20).
2/ Başka bir Aroer'den söz edilir. Bu kent Yahudiye'nin Negev ( Cenub -güney) bölgesindeydi. Beer-şeba'nın 20 kilometre güney doğusundaydı. "Davut Tsiklag'a geldi, ve 'İşte RABBİn düşmanlarından size bir hediye,' diyerek Yahuda ihtiyarlarına, kendi dostlarına, Cenub'daki Ramot'ta olanlara.. ve Aroer'de olanlara.. ve Davut'la adamlarının çok kereler gitmiş oldukları yerlerin hepsine çapul malından gönderdi" (1.Samuel 30:26-31). Davud'un ordularının yiğitleri arasında "Aroerli Hotam'ın oğulları Şama ve Yeiel" vardı (1.Tarihler 11:44).
ARPAD
Bu kentin Halep'in kuzeyinde bulunan Tel Rifa'ad olduğu düşünülüyor. Arpad kenti Şam ve Hamat kentlerinin müttefikiydi (Yeremya 49:23). Şam kentini ele geçirebilmek için Aşur kralları Mesih öncesi 754 yılından 720 yılına kadar onu bir kaç kez ele geçirdi. RAB Aşur krallarının gururunu ve hırsını kendi amacı için kullanacağını şu çarpıcı peygamberlikle açıklar: "Ey Aşurlu, öfkemin değneği! Onun elindeki asa benim gazabamdır. Onu kötü bir ulusa karşı göndereceğim.. gazap ettiğim halka karşı ona emredeceğim. Ama o böyle düşünmüyor.. ancak onun yüreğinde olan yok etmek ve birçok ulusu kesip atmaktır. Çünkü diyor: Reislerimin hepsi kral değil mi? Kalno da Karkemiş gibi değil mi? Hamat da Arpad gibi değil mi? Samiriye Şam gibi değil mi? Oyma putları Yeruşalim'in ve Samiriye'ninkinden daha iyi olan putlarına ne ettimse, Yeruşalim'e ve onun putlarına da etmez miyim? Rab.. Yeruşalim'de bütün işini başarınca, Aşur kralının mağrur yüreğinin semeresini ve yüksek bakışlarının güzelliğini cezalandıracağım" (Yeşaya 10:5-12; 2.Krallar 18,19; Yeşaya 36,37 bölümlerine de bakınız). Arpad'ın anlamı yatak ya da refah yeri olarak verilir.
ARVAD
Anlamı sığınma yeri olan bu yer Suriye kıyısından 3 kilometre açığında bulunan Ruad adasıdır. Nuh oğlu, Ham oğlu Kenan'ın soyundan gelen Kenanlı kabilelerinin arasında Arvadiler bulunuyordu (Tekvin 10:18). Bu kabileler "Sayda'dan Gaza'ya kadar.. dağıldılar" (Tekvin 10:19). RABBİN Hezekiel'e verdiği Sur kenti için olan ağıtta şunları okuruz: "Sayda'da ve Arvad'da oturanlar senin kürekçilerindi; ey Sur.. Arvad oğulları ile senin ordun çepçevre duvarların üzerindeydiler" (Hezekiel 27:8-11).
ASOS
Pavlus Yunanistan'dan Suriye'ye dönerken Makedonya'dan Troas'a gemiyle gitti. Pavlus'la yolculuk yapan Luka yolculuğu şöyle anlatır: "Biz gemiye binip Asos'a açıldık. Oradan Pavlus'u almayı amaçladık çünkü yolculuğunu bu yoldan düzenlemişti. Kendisi karadan gidecekti. Asos'ta bizi karsıladı. Onu gemiye aldık ve Midilli'ye geldik" (Res.İş. 20:13,14). Pavlus herhalde şafak sökerken kalkıp yola koyulmuş, bir günde bugün Çanakkale'ye bağlı Gülpınar ile Odun İskelesi arasında bir harabe olan Troas'tan Asos'a kadar olan 35 kilometrelik yolu yürümüş. Gemiyle giden Luka ile öbür arkadaşları ise Baba Burnu'ndan dolanarak daha uzun bir deniz yolculuğunu yaptılar. Asos bugün Edremit körfezinin kuzey kıyısındaki Bahremkale'dir. Bahremköyü'ne yakın olan bu kale Bizans çağından kalmadır. Büyük bir kaya üzerinde kurulmuştu. Eski çağda Asos kenti bu kayanın yanındaydı ve kayanın üstünde yalancı bir tanrının tapınağı bulunmaktaydı.
Pavlus neden tek başına karadan gitmeyi seçti? Her halde yalnız başına dua etmek istediğindeydi. O arada onu uğraştıran önemli konunun ne olduğunu daha sonra Miletos'ta Efesos topluluğunun ihtiyarlarıyla buluşunca yaptığı konuşmadan anlayabiliriz: "Kutsal Ruh her kentte bana tanıklık ederek, beni cezaevi bağlarının ve acılar zincirinin beklemekte olduğunu bildiriyor. Ama bunlardan hiçbiri yaşamımı kendi gözümde değerli kıldıramaz. Tek amacım çalışma dönemimi ve Rab İsa'dan aldığım hizmeti sona erdirmektir. Bu hizmet, Tanrı kayrasının Sevinç Getirici Haberi'ne tanıklık etmektir" (Res.İş. 20:23,24). Rab Kutsal Ruh'un çeşitli yerlerdeki kardeşlerin ağızlarına koyduğu peygamberliklerle cezaevine kapatılacağını bildiriyordu. Pavlus Asos yolunda dua ederek bu peyamberliklerin amacını Rab'ten öğreniyordu her halde. Haber, Pavlus'un kaçıp kendini kurtarabilmesi için değil, Rab'de güçlenerek onları karşılamak üzere önceden hazırlanabilmesi içindi.
ASYA
Günümüzde olduğu gibi eski çağda da Asya adı Asya kıtası için kullanılırdı. Ama o çağdaki Yunanlılar kıtanın batı kesiminden bir parça olan Türkiye'nin Ege bölgesini belirtmek için Asya adını en çok kullanırdı. Mesih'ten önceki çağlarda Yunanlılar Ege Denizi'ni aşıp Ege bölgesinde bağımsız kentler kurmuşlardı. M.Ö. 3. yüzyılda Bergama kralları bu kentlere egemen oldu. M.Ö. 133 yılında Bergama krallarının toprakları Romalılar'a armağan edildi. Daha sonra Romalılar Ege Denizi kıyısını, adalarını ve Anadolu'nun yüksek ovasına kadar Ege'nin iç bölgesini birleştirip bir eyalet kurdular. Roma'nın egemenliği bu eyalette eyaletin dokuz belirli kentinde bulunan ve Roma'daki senatoya bağlı bir "prokonsolos"un ya da bir yardımcısının yönettiği "agoraioi" adıyla bilinen mahkemeler aracılığıyla sağlanırdı. Bunlardan biri Efes'te bulunuyordu. Tiyatro'daki ayaklanmayı teskin eden kent görevlisi, "Dimitrios'la sanatçı arkadaşları birinden davacı iseler, mahkemeler açıktır, yargıçlar (prokonsoloslar) vardır" dedi (Res.İş. 19:38). Dimitrios halkı ayaklandırmaya çalışırken şunları bağırmıştı: "Bu Pavlus'un yalnız Efes'te değil, nerdeyse tüm Asya'da, el yapıtı nesneler tanrı değildir dediğini görüyor ve duyuyorsunuz" (Res.İş. 19:26). Pavlus ve arkadaşlarının Tanrı Sözü'nü Asya bölgesinde yaymaları Kutsal Ruh tarafından engellenmişti (Res.İş. 16:6). Ama birkaç yıl sonra "Pavlus iç Anadolu'yu dolaşarak Efes'e geldi" (Res.İş. 19:1). Orada yaklaşık üç yıl kalıp öğretti. "Sonunda Asya'da yaşayan herkes -Yahudi olsun, Yunanlı olsun- Tanrı Sözü'nü duydu" (Res.İş. 19:10). Tanrı'nın kararlaştırdığı vakit en verimli çalışmayı sağladı. Asya'dan şu ayetler söz eder: Res.İş. 2:9; 6:9; 19:22; 19:27; 19:31; 20:4; 20:16; 20:18; 21:27; 24:18; 27:2; 1.Korintoslular 16:19; 2.Korintoslular 1:8; 2.Timoteos'a 1:15; 1.Petros 1:1; Vahiy 1:4,11.
AŞDOD
Adın anlamı kaledir. Filistiler'in beş kentinden biriydi. Öbürleri Gaza, Gat, Ekron ile Aşkelon'di. Aşdod bugünkü Gaza'nin (Gazze'nin) kuzey doğusunda 28 kilometre uzaklığında bulunan Esdud kasabasıdır. Yeşu bu kenti ve çevresini Yahuda soyuna verdi (Yeşu 15:45-47). Oysa RABBİN Yeşu'a söylediği gibi: "Mülk olarak alınacak pek çok yer kaldı. Kalan yer şudur: bütün Filistiler yöresi.. Filistiler'in beş beyleri, Gazalılar, Aşdodlular, Aşkelonlular, Gatlılar ve Ekronlular.." (Yeşu 13:1-3). Aşdod'da, Gaza'da ve Gat'ta dev ırk olan Anaklar bulunuyordu (Yeşu 11:22). Bu dev ırk yıllar sonra hala Filistiler'le birlikte oturmakta olduğu, dev adam Golyat'ın öyküsünden anlaşılır: "Filiştiler ordugahından adı Golyat olan Gatlı pehlivan çıktı, boyu altı arşın ve bir karıştı (2 metre 92 santimetre)" (1.Samuel 17:4). Filistinde yaklaşık bu çağa ait aynı büyüklükte insan iskeletleri bulunmuştur. Aşdod'la ilgili en önemli olay RABBİN antlaşma sandığının savaşta alınıp Aşdod'daki Dagon adlı ilahın tapınağına koyulmasıydı (1.Samuel 5:1-5). "Ertesi günü erken kalktılar ve işte Dagon RABBİN sandığı önünde yüzüstü yere düşmüştü. Dagon'u alıp yine yerin koydular." Bu kez Dagon düşüp parçalandı. RAB Aşdodlular'ı urlarla vurduğu için Aşdodlular sandığı Gat'a gönderdiler.
Aşur kralı ikinci Sargon M.Ö.711 yılında Aşdod kentini yerle bir etti (Amos 1:8; Yeşaya 20:1). Yeremya "lanetlik olsunlar diye.. bütün Filistiler ülkesi krallarına, Aşkelon'a, Gaza'ya, Ekron'a ve Aşdod'dan artakalanlar.. RABBİN elinden.. öfke şarabı kasesini.." alıp içirdiğini yazar (Yeremya 25:15-26). Aşdod'dan ancak artakalanlar vardı. Aşdod'un durumu daha da kötü olacaktı (Tsefanya 3:4; Zekarya 9:6). Sürgünden dönen Yahudiler'den bazıları Aşdodlu karılar aldı (Nehemya 13:23-25). Hirodes kenti yeniden kurdu ve kent Yeni Antlaşma çağında Azotos adını taşıdı. (Bakınız AZOTOS'a).
AŞDOT
(Bakınız AŞDOD ve AZOTOS'a).
AŞKELON
Aşkelon bir çeşit meşe ağacının adıyla ilgilidir. Ak Deniz'in kıyısında Yafa ile Gazze (Gaza) arasında bulunan bugünkü Askalon kentidir. Çok eski çağlarda Av halkı bu kentte ve yöresinde oturuyordu (Tesniye 2:23). İsrail oğulları Kenan ülkesini aldığı zaman Filistiler'in elindeydi. Yeşu yaşlanınca: "Mülk olarak alınacak pek çok yer kaldı. Kalan yer şudur: bütün Filistiler yöresi.. Filistiler'in beş beyleri, Gazalılar, Aşdodlular, Aşkelonlular, Gatlılar ve Ekronlular.." (Yeşu 13:1-3). Hakimler çağında Yahuda soyu Gaza, Aşkelon ve Ekron kentlerini ele geçirdi (Hakimler 1:18). Bir süre sonra "İsrail oğulları RABBİN gözünde kötü olanı yaptılar; ve RAB onları kırk yıl Filistiler'in eline verdi" (Hakimler 13:1). O sırada Filistiler Gaza, Aşkelon ve Ekron kentlerini ele geçirmiş olsa gerek çünkü Şimşon İsrail'i Filistiler'den kurtarmaya başlayınca "RABBİN Ruhu kuvvetle onun üzerine geldi ve Aşkelon'a indi ve onlardan otuz kişi vurdu" (Hakimler 14:19). Sağken Filistiler'le birçok savaş yapan kral Saul'un savaştaki ölümüne yas tutarken Davut şunları söyler: "Yiğitler nasıl düştüler! Filistiler'in kızları sevinmesinler diye Gat'ta bunu bildirmeyin, Aşkelon sokaklarında yaymayın" (2.Samuel 1::19,20).
Daha sonraki çağda RAB peygamberleri aracılığıyla Aşkelon'un geleceğini şöyle bildirdi: "Aşkelon viran olacak. Yahuda evinden artakalanların olacak.. sürülerini otlatacaklar ve akşamlayın Aşkelon evlerinde yatacaklar; çünkü.. RAB sürgünlerini geri getirecek" (Tsefanya 2:4-7; Yeremya 47:5-7). Aşkelon M.Ö.604 yılında Babil kralı Nebukadnetsar'a karşı ayaklanınca kralı öldürüldü ve halkı tutsak edildi. Peygamberlerin bildirdiği RABBİN sözü böylece gerçekleşti. Sürgünden dönen Yahudi çobanlar Aşkelon'un harabelerinde damı olan evlerde oturdular. Daha sonra Sur'un ve Yunanlılar'ın etkisi altına düştü. Eski Antlaşma kitabının kapsadığı çağdan sonra Yunanlılar'a karşı ayaklanan Yonatan Makkabeos Aşkelon'u ele geçirdi. Büyük Hirodes orada doğdu ve kız kardeşi Salome orada oturdu.
AŞTAROT, AŞTEROT
İbranice'de Aştarot veya Aşterot adını alan Kenanlıların ana tanrıçası, Yunanaca'da Astarti olarak tanınırdı. Bu tanrıça ayrıca aşk ve savaş tanrıçasıydı. Kenanlılar'ın bu tanrıçaya tapma biçimleri iğrençti. Kutsal Kitab'ın şu ayetlerinde adı geçer: Hakimler 2:13; 10:6; 1.Samuel 7:3,4; 12:10; 31:10; 1.Krallar 11:5,33; 2.Krallar 23:13. Bunun yanı sıra Aştarot adı bir kente verildiğini görürüz. Ona ilk kez Tekvin'de İbrahim'in yaşadığı çağda değinilir: "Kedorlaomer ve kendisiyle beraber olan krallar geldiler ve Refalar'ı Aşterot-karnaim'de vurdular" (Tekvin 14:5-7). Başan kralı Og'un Aştarot'ta oturduğunu öğreniriz (Tesniye 1:3). Bu kentte aynı adla tanınan tanrıçaya özgü bir tapınağın bulunduğunu sanmak yerindedir. Bu kent Galile gölünün doğusunda bulunan Tel Aştarah'tır. Bazı uzmanlar Aşterot-Karnaim ile Aştarot'un aynı, bazıları ise apayrı yerler olduğu düşüncesi üzerinde durmaktalar. Konuya şu alıntı aydınlık getirebilir: "İsrail oğullarının vurdukları ve gün doğusuna doğru Erden ötesinde, doğuya doğru bütün Araba ile Arnon vadisinden Hermon dağına kadar yurtlarını mülk olarak aldıkları ülkenin kralları şunlardır: Aştarot'ta ve Edrei'de oturan Refalar bakiyesinden Başan kralı Og'un yurdu.." (Yeşu 12:1-4). Refalar'ın hem Aşterot-karnaim'de hem de Aştarot'ta oturmaları ikisinin aynı yer olduğu sanısını güçlendirir.
Bu kent Manasse soyunun yarısına verilen mirasın arasındaydı (Yeşu 13:31). Daha sonraki çağda Levililer'e ait bir kent olduğu bildirilir: "Gerşom oğullarına Manasse yarım kabilesinin aşiretinden, Başan'da Golan ile otlaklarını ve Aştarot ile otlaklarını.. verdiler (1.Tarihler 6:71,76). Aynı olaya Yeşu 21:27 ayetinde değinildiği sanılır: "Levililer aşiretlerinden, Gerşon oğullarına Manasse'nin yarım kabilesinden adam öldüren için sığınacak kent olan Başan'daki Golan'la otlağını ve Be-eştera ile otlağını iki kent." Be-eştera'nın Beyt-aştara adının kısaltılmış biçimi olarak kabul edilirse Aştara evi anlamına gelir. Aştarot çoğul bir sözcüktür. Aştara onun tekilidir. Böylece Be-eştera'nın Aştarot kenti için aynı adın değişik biçimi olduğu görülür. İğrenç ve utanç verici tapma usullerinin hakim olduğu bir kentin gerçek Tanrı'ya kutsallık içinde tapınan Levililer'e verilmesi hoş bir değişmedir. Ne yazık ki, İsrail oğulları RAB'den uzaklaşınca bu iğrenç tapmaya döndüler: "Beni bıraktılar ve Saydalılar'ın ilahesi Astarti'ye.. tapındılar" (1.Krallar 11:33).
AŞUR
Eski Aşur halkının oturduğu ülke. Bu ülkenin hükümdarları M.Ö. 9'üncü ile 7'inci yüzyıllar arasındadaki çağda bütün Orta Doğu'yu etkileyen bir imparatorluk kurmuşlar. Aşur Nuh'un torunuydu. Babası Sam'dı (Tekvin 10:21-22). Böylece Sami halklardan olduğu anlaşılır. Kent olarak Aşur'a ilk kez Ham'ın oğullarının dağılımıyla ilgili olarak değinilir: "Ham'ın oğulları Kuş.. Nimrod'un babası oldu; o yeryüzünde kudretli adam olmaya başladı.. Onun krallığının başlangıcı Şinar ülkesinde Babil, Erek, Akkad ve Kalne idi. O ülkeden Aşur'a çıktı, Nineve'yi, Rehobot-ir ve Nineve ile Resen'i bina etti" (Tekvin 10:6-12). Aşur kenti bugünkü Irak topraklarında bulunuyordu. Dicle ırmağının batı kıyısında Mezopotamya'nın en geniş olduğu bölgede, Irak'ın kuzeyindeydi. Nimrod'un krallığının bulunduğu Babil, Erek ve Akkad ise Irak'ın orta bölgesindeydi. Aşur halkının ne zaman Aşur kentini kurduğu bilinmiyor. Ama bunun Nimrod'un Nineve, Rehobot-ir ve Resen'i kurmasından önce olduğu sanılmaktadır. Sam'ın oğlu Aşur, Ararat dağlarından güneye göç edip Aşur kentinin kurmuş olabilirdi. Ama herhalde onun soyu Babil çevresine kadar göç edip ve RAB Babildekiler'in dilini karıştırdıktan sonraki dağılmada kuzeye göç ederek atalarının adını kurdukları kente koymuşlar. Bu görüş Aşur halkının ilahlarının arasında en önemli yer tutanın ulusun kurucusu olan büyük Aşur'un bulunmasıyla önem kazanır. Ayrıca Aşurlular'ın Babil kültüründen etklilenmesi bu görüşü destekler. Aşurlular'ın yazıtlarında anavatanlarının Babil olduğunu belirtir. Irak'ın Kirkuk kentine yakın olan Yorgan Tepe'de (eski Nuzu kentinde) bulunmuş yazıtlar Aşur kentinden söz eden en eski belgelerdir. Aşur halkının, Ham'ın soyundan geldiği sanılan Sümer halkıyla biraz karışmıştı ama Aşur ülkesinde yerleşince kendilerini başka halklardan ayrı tuttular. Ülkeleri Aşur kenti ve çevresinde bulunan Dicle ve Zab ırmaklarının ovalarıydı. Tarih boyunca Babil ile Aşur arasında siyasal rekabet süregelmiştir. Aşur güçlü olunca etkisini Babil ve onun güneyindeki kentler üzerine kurardı. Babil güçlü olunca Aşur'a egemen kesilirdi.
ATİNA
Eski Yunanistan tek bir devlet değildi. Belli başlı her kent bağımsız bir devletti. Bu kentlerden biri Atina'ydı. Çok eski bir tarihe dayanır. M.Ö. 1608 yılına kadar krallar orada egemendi. Ondan sonra "arhon" adını taşıyan yöneticiler vardı. Atinalılar M.Ö. 480 yılında saldırgan Fars ordusunu Salamis'te yenilgiye uğrattı. Aydın bir yönetici olan Perikles'in zamanında kentte sanat, edebiyat ve mimarlık çok gelişti. Bu yöneticinin ölümünden önce Yunanistan'ın Peleponnis yarım adasında çıkan savaşta Sparta kentinin ordusu Atina ordusunu yenerek Atina üzerine egemen oldu. Uğradığı siyasal değişikliklere karşın Atina bilginler ve filozoflar kenti olmayı südürebildi. M.Ö. 86 yılında Romalı general Sulla Atina'yı ele geçirdi. Romalılar Atina'yı "federal kent" kıldı. Buna göre Roma'ya vergi ödemekten bağışık, Roma valisinden bağımsız ve özerk mahkemelere sahip kaldı. O çağın üç büyük üniversite kentleri olan Atina, Tarsus ve İskenderiye arasında en büyüğü Atina'ydı.
Pavlus Makedonya'da yinelen saldırılar nedeniyle Veriya'dan deniz yoluyla Atina'ya ulaştı (Res.İş. 17:15). Selanik'teki yeni topluluğun durumunu çok merak ettiği için Timoteos'u oraya göndererek Atina'da tek başına kalmaya yeğledi (1.Selanikliler 3:1-3). Pavlus orada "Silas'la Timoteos'u beklerken, kentin bir uçtan öbür uca yalancı tanrılar yatağı olduğunu görünce ruhu aşırı oranda tedirgin oldu" (Res.İş. 17:16). O çağdan kalma kalıntılar ve o çağın yazılarından edindiğimiz bilgiler Pavlus'un bu izlenimini destekler. Kentin adı orada tapılan yalancı tanrıçasının adıdır. Atina adlı bilgelik tanrıçasının büyük bir heykeli Atina'daki Akropolis tepesinde dikili duruyordu. O tepede, agorada ve kentin birçok yerinde çeşit çeşit ilahların heykeller ve tapma yerleri bulunuyordu. Pavlus Ariopagos mahkemesince (ARİOPAGOS'a bakınız) öğretişi konusunda sorguya çekilince şunları söyledi: "Atinalı arkadaşlar! Sizlerin her bakımındam dini bütün kişiler olduğunuzu görüyorum. Çünkü dolaşırken sizce dinsel önemi olan yerlere bakıyordum. Bu arada bir sunak gördüm. Üstünde bir yazı vardı: 'Bilinmeyen bir Tanrı'ya'" (Res.İş. 17:22,23). M.S. 2. yüzyılda yazan Pausanias Atina'da 'Bilinmeyen bir Tanrı'ya' tapmak için kurulan sunaklardan söz eder. Ayrıca yazar ilahlara tapmaya verilen önem bakımından Atina'nın diğer bütün devletlerden ileri olduğunu belirtir. Pavlus'un ruhundaki tedirginlik bilgeliğe önem veren bu kişilerin safsata ilahların peşine gitmelerinden ileri gelmiş olsa gerek. Pavlus'un başka bir izlenimi de Atina'yla ilgili bilinen bir gerçeğe dayanır; "Tüm Atinalılar'la bu kentte bulunan yabancılar yeni bir şey konuşmaktan ve duymaktan başka bir işle uğraşmazlardı" (Res.İş. 17:21). Demostenes adlı Atinalı Atinalılar'ın başıboş dolaşıp, "Yeni bir haber var mı?" diye sormalarını kınardı. Öğretişi hakkında sorguya çekilen Pavlus bilmeden saygı gösterdikleri Tanrı'yı onlara bildirdi. Tanrı'nın dünyayı adaletle yargılyacağı günün geleceğine ilişkin sağlanan kanıtın İsa Mesih'in ölülerin arasından diriltilmesi olduğunu söyleyince bazıları güldüler. Mahkeme üyesi Dionisiyos Pavlus'a katılarak iman etti. Damaris adlı bir kadın ve başka bir kaç kişi de iman etti. Ama Pavlus Ariopagos mahkemesince izin alamayınca Atina'da öğretişte bulunamazdı. Bu nedenle "Atina'dan ayrılıp Korintos'a gitti" (Res.İş.18:1).
ATAROT
Taçlar demektir.
1/ Erden (Ürdün) ırmağının doğusunda bulunan ve İsrail oğullarının Kral Sihon'la yapılan savaşta yıktıkları kentlerden biri. Gad oğulları bu kenti yeniden kurup oturdular (Sayılar 32:1-5; 33-36).
2/ Atarot-şofan aynı çevrede bulunan ayrı bir yer ya da aynı yer (Sayılar 32:33).
3/ Atarot-addar. Efraim soyuna verilen mirasın sınırında bir kent (Yeşu 16:5). Sınırın ötesinde Benyamin soyuna verilen miras bulunuyordu (Yeşu 18:11-13). Beyt-el kentine yakındı. (Bakınız BEYT-EL'e).
AVVA
"Aşur kralı Babil'den, Kuta'dan, Avva'dan, Hamat'la Sefarvaim'den adamlar getirdi ve onları Samiriye kentlerinde, İsrail oğullarının yerinde oturttu" (2.Krallar 17:24). Avva'nın nerede olduğu kesin olarak bilinmez. Ama Hamat'la birlikte ondan söz edilmesi bu kentin Hamat gibi bugünkü Suriye'de olduğunu belirtebilir. 2.Krallar 18:34 ve 19:13 ayetlerindeki İvva'nın aynı yer olduğu düşünülür.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://rose-garden.niceboard.net
Beyaz Melek
Administrator
Beyaz Melek


Mesaj Sayısı : 3485
Yaş : 57
Kayıt tarihi : 23/11/07

Kutsal Kitap Yerler Sözlüğü Empty
MesajKonu: Geri: Kutsal Kitap Yerler Sözlüğü   Kutsal Kitap Yerler Sözlüğü Icon_minitimePtsi Kas. 25, 2013 11:58 am

AVEN
Aven adının anlamı "boşluk, kötülük"tür.
1/ RAB Hezekiel peygamber aracılığıyla şunları bildirir: "Mısır'a ateş vereceğim.. Aven ve Pi-beşet gençleri kılıçla düşecekler" (Hezekiel 30:16,17). Aven adı Mısır'daki On kentini kınayan bir ad olarak bilinir. On kenti güneş tanrısının tapılmasına auyrılan kentti. Tanrı'nın bu yalancı tanrıya verdiği ad "kötülük, boşluk" idi. (Bakınız ON'a).
2/ Beyt-aven'in kısaltılması: Hoşea 4:15; 10:5,7 (Bakınız BEYT-AVEN'a).
3/ RAB Suriye'ye vereceği cezayı Amos peygamber aracılığıyla bildirirken şöyle der: "Şam'ın kapı sürgüsünü kıracağım ve Aven deresinde oturanları söküp atacağım ve Suriye halkı Kir'e sürülecek" (Amos 1:5). Bu Aven Lübnan'daki Bekaa vadisinde olduğu sanılır.
AY
Yığın, harabe demektir. İbrahim çadırını Beyt-el ile Ay arasında kurdu (Tekvin 12:Cool. Yeşu'un yönettiği İsrail oğulları vaat edilen yurdu ele geçirmeye başladığı zaman Eriha'yı ele geçirdikten sonra daha küçük bir yer olan Ay'a daha az asker gönderdi. Onlar yenilgiye uğratılınca RAB bunun İsrail'in suç işlemiş olmasına bağlı olduğunu Yeşu'a açıkladı. Suç işleyen kişinin Akan adlı adam olduğu da açıklandı. RABBİN yok edilmeye ayırdığı maldan kendisine geçirmişti. Akan'ın cezalandırılmasından sonra İsrail oğulları Ay kentini ele geçirip "yaktı.. sonsuz bir yığın, bir virane yaptı" (Yeşu 8:28; tüm konu için b.7 ile Cool.
Ay'ın harabelerine yakın bir yerde yeniden kurulan bir kente Ayyah adı verildi. Bu ad "RABBİN viranesi" anlamına gelir (Ay = virane; Yah = Yahve adının kısaltılması). Bu adla Ay'ın viraneye dönüştürülmesinin RAB'den olduğu anılıyordu. Bu kent Efraim soyunun mirasındaydı. 1.Tarihler 7:28 ayetindeki "Azza" Kutsal Kitab'ın yeni çevirilerinde "Ayyah" biçiminde verilir. Sürgünden sonra Benyamin oğullarının "Ayya'da" oturduğu bildirilir (Nehemya 11:31). Beyt-el'le birlikte konusu edilmesi Ayyah'ın aynısı olduğu olasılığını güçlendirir.
AYNUN
"İsa'yla öğrencileri Yahudiye yöresine gittler. Orada İsa onlarla kalıyor ve vaftiz ediyordu. Yahya da Salim yakınında Aynun'da vaftiz ediyordu. Çünkü orada bol su vardı. Birçokları gelip vaftiz oluyordu" (Yuhanna 3:22,23). "Yahya'nın öğrencileriyle bir Yahudi arasında dinsel paklanma töresi sorununda bir tartışma çıktı. Yahya'ya varıp, 'Rabbi' dediler, 'Bak, Ürdün'ün karşı yakasında seninle birlikte olan, kendisine ilişkin tanıklık ettiğin kişi vaftiz ediyor ve herkes O'na gidiyor!' Yahya şöyle yanıtladı: 'O'na yükselmek, banaysa geride kalmak gerekir.' .. İsa'nın Yahya'dan daha çok öğrenci topladığını ve vaftiz ettiğini Ferisiler duymuştu. Rab bunu biliyordu. Oysa İsa'nın kendisi değil, sadece öğrencileri vaftiz ediyordu. İsa Yahudiye'den ayrılıp yeniden Galile'ye gitti. Yolculuk ederken Samiriye'den geçmesi gerekiyordu" (Yuhanna 3:25-27,30; 4:1-4).
Bu olaylar Aynun'un ve yanındaki Salim'in konumuyla ilgili bazı ipuçlarını verir. Bu önemlidir çünkü bu yerlerin nerede bulunduklarıyla ilgili kesin bilgimiz yoktur. Konumlarıyla ilgili birkaç öneri vardır: Dekapolis bölgesindeki Beytşan-Skitopolis'in 12 kilometre güneyinde bulunan Salim (Salumias). Aynun pınar demektir ve bu yere yakın pınarlar var. Bir öneri daha Samiriye'de, Şekem'in doğusundadır. Üçüncü bir öneriyse Efraim'de Ayyalon ile Rama arasında (1.Samuel 9:4 Şaalim). Olaylara bakarak Samiriye'deki Salim daha uygun görülebilir. Efraim'deki daha az, Dekapolis'te bulunansa daha da az olasılıkla uygundur.
Olaylar şunları gerektirir: İsa'nın öğrencileri Yahudiye'de bilinmez bir yerde vaftiz ediyordu. Yahya'nın vaftiz ettiği yer olan Salim'e yakın Aynun çok yakın değil ama haberin gidip gelmesi bakımındanda çok uzak bir yer değildi. Samiriye'de ve Efraim'deki yerler bu duruma uyar. Yahya bu olaylardan sonra Herodes Antipas tarafından cezaevine atıldı (Yuhanna 3:24). Herodes'in egemenliği altındaki Perea bölgesine gidip yakalanmış olabilirdi. Bu yönden Samiriye'deki Salim yakındı. Dekapolis'teki de bu yönden uygun olabilir.
İsa ve öğrencileri Yahudiye'yi bırakıp Galile'ye giderken Samiriye'ye uğradılar. Orada Siharlı bir kadın ve o köyün birçok kişisi İsa'ya dünyanın kurtarıcısı olarak iman ettiler (Yuhanna 4:42). İsa bu kişilerin imana gelmeleriyle ilgili çok ilginç bir şey söyler: "Sizi emek vermediğiniz ekini biçmeye gönderdim. Başkaları emek verdiler sizse onların emeğine kondunuz" (Yuhanna 4:38). Salim'e yakın Aynun Samiriye'de bulunsaydı İsa'nın bu sözü Yahya ve öğrencilerinin emeğiyle ilgili olabilirdi. Bu bağlantı Salim'in Samiriye'de bulunması olasılığını güçlendirir.
AYYA, AYYAH
(Bakınız AY'a)
AYYALON
1/ Amoriler'e ait ve Dan soyuna verilen bölgede bulunan bir kent. Bu kent Ayyalon vadisinin güney girişini koruyordu. Bu vadiden önemli bir ticaret yolu geçerdi. Ayyalon Yeruşalem'in kuzey batısında bulunup bugün Yalo adını taşır. Dan soyuna verilen bölgenin kuzeyinde Efraim, doğusunda Benyamin ve güneyinde Yahuda soylarına ait bölgeler bulunuyordu. Batılarında Filistiler vardı. "Yedinci kura Dan oğulları kabilesi için aşiretlerine göre düştü. Ve miraslarının sınırı Tsora, Estaol, İr-şemeş, Şaalabbin, Ayyalon.." (Yeşu 19:40-42). Kent Levililere verilecekti (Yeşu 21:20,23). "Amoriler Dan oğullarını dağlığa sürdüler çünkü ovaya inmeye bırakmıyorlardı; ve Amoriler Heres dağında, Ayyalon'da ve Şaalbim'de oturmak için direndiler; ama Yusuf evinin eli kuvvetlendi ve onlar angaryacı oldular" (Hakimler 1:34,35). Ayyalon daha sonra Yusuf evinin eline geçmiş olsa gerek: "Kohat oğulları aşiretlerinden bazılarının Efraim kabilesinden kentleri vardı: Ayyalon ile otlakları" (1.Tarihler 6:66,69). Benyamin soyundan da bazılarının zamanında Ayyalon'da oturmuştu (1.Tarihler 8:1,13). Daha sonraki bir tarihte Ayyalon kenti yine önem almıştı: "Rehoboam Yeruşalim'de oturdu ve Yahuda'da savunma için kentler yaptı.. Ayyalon'u ve Hebron'u yaptı" (2.Tarihler 11:5,10,11). Yıllar sonra Filistiler'in ellerine düştü: "O vakitte kral Ahaz kendisine yardım etsinler diye Aşur krallarına gönderdi. Çünkü.. Filistiler Şefela'da ve Yahuda'nın Cenubu'nda olan kentlere akın etmişler ve Beyt-şemeş'i ile Ayyalon'u.. almışlardı ve orada oturdular. Çünkü İsrail kralı yüzünden RAB Yahuda'yı alçalttı; çünkü Yahuda'da azgınlık etmiş ve RABBE karşı çok hainlik etmişti" (2.Tarihler 28:16,18,19).
2/ Zebulun soyuna ait bölgede bir kent. "Zebuluni Elon İsrail'e hükmetti.. Ve Zebuluni Elon öldü ve Zebulun ülkesinde Ayyalon'da gömüldü" (Hakimler 12:11,12).
AYYALON DERESİ
Ayyalon deresi İsrail'in tarihinde olan büyük olaylardan birini yaşadı. İsrail'le antlaşma yapan Gibeon kentini basan Amoriler'le Yeşu ve ordusu bu vadide savaş yaptı. "Yeşu ansızın üzerlerine geldi; çünkü bütün gece Gilgal'dan yukarı çıkmıştı ve RAB onları İsrail'in önünde kırdı ve Gibeon'da büyük vuruşla vurdu.. O zaman, RABBİN Amoriler'i İsrail oğullarının önünde teslim ettiği gün, Yeşu RABBE söyledi ve İsrail'in gözü önünde dedi: 'Dur ey güneş Gibeon üzerinde; ve Ay, sen Ayyalon deresinde.' Ulus düşmanlarından öç alıncaya kadar, güneş durdu ve ay yerinde kaldı. Güneş göklerin ortasında durdu ve tam bir gün kadar batmakta acele etmedi. RABBİN insan sesini işittiği o gün gibi ondan önce ve ondan sonra olmadı; çünkü RAB İsrail için savaştı" (Yeşu 10:9,10,12,14).
AZEKA
Gedik demektir. Gibeon savaşında güneş ve ayın Gibeon ve Ayyalon deresinde durduğu zaman Yeşu Amoriler'i "Azeka'ya kadar ve Makeda'ya kadar vurdu.. İsrail önünden kaçtıkları zaman, Beyt-horon inişindeyken Azeka'ya kadar RAB onların üzerine göklerden büyük taşlar attı ve öldüler; dolu taşları ile ölenler İsrail oğullarının kılıçla öldürdüklerinden daha çoktu" (Yeşu 10:10,11). Azeka Yahuda'ya verildi ve deniz kıyı ovasındaydı (Yeşu 15:21,33-36). Rehoboam'ın pekiştirdiği kentlerin arasındaydı (2.Tarihler 11:5,9). Nebukadnetsar Azeka'ya karşı savaştı (Yeremya 34:7).
AZOTOS
Eski Antlaşma çağında Aşdod adlı kentti. Rabbin meleği Filippos'a Gaza'ya yakın olan çöle gitmesini buyurmuştu (Res.İş. 8:26-40). Orada gördüğü Etiyopalı'yı vaftiz ettikten sonra "Rabbin Ruhu Filippos'u alıp götürdü.. Filippos kendini Azotos'ta buldu ve Kayseriye'ye gelinceye dek geçtiği kentlerin tümüne Sevinç Getirici Haber'i müjdeledi" (Res.İş. 8:39-40) (Bakınız AŞDOD'a).
BAALGAD
Uğur sahibi demektir. İbranice'de baal sözcüğü efendi, sahip ve koca anlamlarına gelir. İsrail oğulları Kenan ülkesine girdikleri zaman orada oturanların inancına göre her yerin bir ilahı (efendisi) olduğunu gördüler. Birçok yerin adı bu durumdan ileri gelmektedir. Baal-gad adı Uğur tanrısındandır. İsrail oğullarının Yeşu yönetiminde aldıkları en kuzeyde bulunan yerdi. O bölgenin en yüksek dağı olan Hermon dağının batı dibinde bulunuyordu. "Yeşu Seir'e çıkan Halak dağından Hermon dağı altında, Libnan vadisindeki Baal-gad'e kadar bütün bu ülkeyi.. aldı (Yeşu 11:16; 12:7; 13:5). Bir uzman Baal-gad ile Baal-hermon'un aynı kent olduğu kanısındadır.
BAAL-HAMON
Büyük topluluk efendisi demektir. İbranice'de baal sözcüğü efendi, sahip ve koca anlamlarına gelir. İsrail oğulları Kenan ülkesine girdikleri zaman orada oturanların inancına göre her yerin bir ilahı (efendisi) olduğunu gördüler. Birçok yerin adı bu durumdan ileri gelmektedir. Baal-hamon yalnız Neşideler Neşidesi'nde (Ezgiler Ezgisi'nde) geçer: "Baal-hamon'da Süleyman'ın bağı vardı; tutanlara bağı kiraya verdi" (Neşideler 8:11). Yerin konumuyla ilgili hiç bilgimiz yoktur.
BAAL-HATSOR
Köy efendisi, köy sahibi demektir. İbranice'de baal sözcüğü efendi, sahip ve koca anlamlarına gelir. İsrail oğulları Kenan ülkesine girdikleri zaman orada oturanların inancına göre her yerin bir ilahı (efendisi) olduğunu gördüler. Birçok yerin adı bu durumdan ileri gelmektedir. Baal-hatsor bir ilahın adı olup olmadığı bilinmiyor. Bu yerde kral Davut'un oğlu Abşalom'un koyun çiftliği vardı (2.Samuel 13:23). Koyunların kırkılmasıyla iligili şenliklere katılsınlar diye Abşalom bütün üvey kardeşlerini çağırdı. Orada üvey kardeşini Amnon'u öldürttü. Amnon üvey kardeşi Tamar'ı alçaltmıştı (2.Samuel b.13). Bazı uzmanlar bu yerin Beyt-el'in kuzeyinde bulunan 1100 metre yüksekliğinde olan bir dağ olduğu düşüncesindedir. O halde Abşalom'un çiftliği bu dağın dibinde olurdu.
BAAL-HERMON
Kutsal yer efendisi demektir. İbranice'de baal sözcüğü efendi, sahip ve koca anlamlarına gelir. İsrail oğulları Kenan ülkesine girdikleri zaman orada oturanların inancına göre her yerin bir ilahı (efendisi) olduğunu gördüler. Birçok yerin adı bu durumdan ileri gelmektedir. Hermon bugünkü Lübnan'da bulunan bir dağdır. Üç bin metreden daha yüksek olan bu dağ İsrail'in çevresindeki en yüksek dağdır. Lübnan sıra dağlarının doğusunda Suriye'ye bakan, Şam'ın karşısındaki kesimindedir. Suriye'nin Farpar ırmağının ve Erden ırmağınınkaynakları bu dağdadır (2.Krallar 5:12). Baal-hermon'un Hermon dağının yakınlarında bulunan bir kent olduğu sanılıyor. "Savaşları önceden bilmeyenlerin savaş öğrenmek bilgileri olsun diye RABBİN bıraktığı uluslar şunlardır: Baal-hermon dağından Hamat'a girilecek yere kadar kadar Libnan dağında oturan Hiviler" (Hakimler 3:3). "Manasse'nin yarım kabilesi oğulları memlekette oturdular; Başan'dan Baal-hermon'a ve Senir'e ve Hermon dağına kadar yayıldılar" (1.Tarihler 5:23). Bir uzman Baal-hermon ile Baal-gad'in aynı kent olduğu kanısındadır.
BAAL-MEON
Konut efendisi demektir. İbranice'de baal sözcüğü efendi, sahip ve koca anlamlarına gelir. İsrail oğulları Kenan ülkesine girdikleri zaman orada oturanların inancına göre her yerin bir ilahı (efendisi) olduğunu gördüler. Birçok yerin adı bu durumdan ileri gelmektedir. Kimi uzmanlarınca kentin adı değişik biçimlerde kullanılıyordu: Beyt-baal-meon (Yeşu 13:17, Baal-meon evi); Beyt-meon (Yeremya 48:23, Meon evi); Beon (Sayılar 32:3 Beyt-meon'un kısaltılması). Oysa 1868 yılında ortaya çıkarılan Moab kralı Meşa'nın dikili taşında Baal-meon ve Beyt-baal-meon'dan iki ayrı kent olarak söz edilmektedir.
Ruben oğullarının Erden ırmağının doğusunda Amoriler kralı Sihon'un ülkesinde ele geçirildikten sonra yeniden kurdukları birkaç kentten biriydi. Hayvancılık için elverişli bir bölge olduğunu gördüler, Musa'ya gelip oradaki kentleri istediler (Sayılar 32:1-5). "Ruben oğulları Heşbon'u, Eleale'yi, Kiryataim'i, Nebo'yu Baal-meon'u (adları değişilmiş olarak) ve Sibma'yı yaptılar (Sayılar 32:37). Daha sonra Baal-meon kenti Moablılar tarafından ele geçirildi. Yeremya'nın ve daha sonra Hezekiel zamanında hala Moablılar'ın elinde olduğu biliniyor: "Beyt-meon'a, Keriyot'a, Botsra'ya, uzak yakın bütün Moab ülkesi kentlerine yargı geldi (Yeremya 48:23,24). Mademki Moab ile Seir: 'İşte, Yahuda evi bütün uluslar gibidir' diyorlar.. onun sınırlarındaki kentlerinden, Beyt-yeşimot'tan, Baal-meon'dan ve Kiryataim'den.. Moab'ın böğrünü açaçağım" (Hezekiel 25:8-10). Baal-meon'un Lut denizinin doğusunda 15 kilometre uzaklığında bulunan Ma'in olduğu sanılır.
BAAL-PERATSİM
Gedikler sahibi demektir. İbranice'de baal sözcüğü efendi, sahip ve koca anlamlarına gelir. İsrail oğulları Kenan ülkesine girdikleri zaman orada oturanların inancına göre her yerin bir ilahı (efendisi) olduğunu gördüler. Birçok yerin adı bu durumdan ileri gelmektedir. Oysa bu addaki baal sözcüğünün bir ilahla ilgili olmadığı şu ayetten anlaşılır: "Davut Baal-peratsim'e geldi, ve Davut orada onları vurup: Sular bentleri kırdığı gibi RAB da düşmanlarımı önümde kırdı, dedi. Bundan dolayı o yerin adını Baal-peratsim koydu" (2.Samuel 5:20; bakınız 1.Tarihler 14:11'e). Baal-peratsim adının gedikler sahibi ya da fırlayışlar sahibi anlamına geldiği adın verilmesiyle ilgili olaydan anlaşılır. Suyun bentlerde gedik açıp fırlaması gibi RAB da Davut'un düşmanları üzerine fırlayıp onları kırdı. Baal-peratsim'in Refaim deresine yakın ya da derenin içinde olduğunu düşünmek yanlış olmaz: "Filistiler geldiler ve Refaim deresinde yayıldılar.. Davut Baal-peratsim'e geldi, ve Davut orada onları" vurdu (2.Samuel 5:18,20). Aynı olayı anlatan 1.Tarihler 11:15,16 ayetlerine göre Filistiler'in ordusu Refaim deresinde ordugah kurarken ve Davut hisardayken "Filistiler'in askeri o zaman Beyt-lehem'deydi." Buna göre Refaim deresinin ve Baal-peratsim'in Beytlehem'den uzak olmadıkları anlaşılır.
Yeşaya peygamber Yeruşalim'deki alaycı yöneticilere karşı öfkeli yargısını bildirirken, "RAB Peratsim dağında ettiği gibi kalkacak, Gibeon deresinde ettiği gibi öfkelenecek" der (Yeşaya 28:21). Gibeon deresinde RAB halkın düşmanları yok etti (Yeşu 9:3-17). Oysa Kutsal Yazılar'ın başka hiçbir bölümünde Peratsim dağının konusu edilmez. Gibeon'dakine benzer bir olayın Baal-peratsim'de yer alması Peratsim dağının aynı yer olması olasılığını güçlendirir. Bu doğruysa Baal-peratsim'in Refaim deresi çevresinde bir dağ olduğu olasılığı ortaya çıkar.
BAAL-ŞALİŞA
Şalişa efendisi demektir. İbranice'de baal sözcüğü efendi, sahip ve koca anlamlarına gelir. İsrail oğulları bu sözcüğü çevrelerindeki puta tapıcı ulusların ilahları için kullanırdı. Öte yandan İsrailliler bir yere ad takarken baal sözcüğünü sahip ya da efendi anlamında, o yerin niteliğini belirtmek için kullanıyordu. (Bakınız BAAL-PERATSİM'e). Üçgen biçimli ya da üçüncü yer demektir. Babasının eşeklerini arayan Saul "Efraim dağlığından geçti ve Şalişa ülkesinden geçti ama onları bulmadılar; ve Şaalim ülkesinden geçtiler, orada da değillerdi; ve Benyaminilerin ülkesinden geçti ve onları bulmadılar" (1.Samuel 9:4). Efraim dağlığı ile Şaalim ülkesi arasında bir bölge olduğu anlaşılır. Şaalim sanıldığı gibi Şaalabbin adının başka bir biçimiyse Şalişa Efraim'de Dan bölgesinin sınırına doğruydu. Babasının eşeklerini arayan Saul "Efraim dağlığından geçti ve Şalişa ülkesinden geçti ama onları bulmadılar; ve Şaalim ülkesinden geçtiler, orada da değillerdi; ve Benyaminilerin ülkesinden geçti ve onları bulmadılar" (1.Samuel 9:4). Bu yerle ilgili başka bir olay: "Baal-şalişa'dan bir adam geldi" Elişa peygamber'e ve beraberinde olan yüz kişiye çuvalında "yirmi arpa ekmeği ve taze buğday başakları getirdi." Ama Eilşa'nın hizmetinde çalışan adam, "Ne, yüz adamın önüne bunu mu koyayım?" diye çıkıştı. Tanrı adamı ise, "Halka ver de yesinler" dedi, "çünkü RAB şöyle diyor: Yiyecekler ve arta bırakacaklardır." Önlerine koydu, yediler. RABBİN sözüne göre arta bıraktılar (2.Krallar 4:42-44). Baal-şalişa Efraim dağlığı ile Şaalim ülkesi arasındaydı (1.Samuel 9:4).
Saul ile babasının uşağı eşekleri aramaktayken daire biçiminde dolaşmış olsa gerek. Hem de uzunca bir yolculuk yaptılar çünkü Samuel'le görüşünce Samuel üzgün önce kaybolan eseklerden söz etti. Saul'un babası Benyamin soyuna ait Saul'un daha sonra oturduğu Gibea'da oturuyordu (1.Samuel 10:10). Efraim toprakları Benyamin topraklarının kuzeyindeydi. Efraim dağlığından geçmesi batıya doğru yönelip deniz ovasına indiğini belirtir. Buna göre Şalişa ülkesi ve ondaki Baal-şalişa kenti büyük olasılıkla ovadaydı. Sonra güneye doğru yönelmiş olmalıydı çünkü Şaalim ülkesinden geçti. Dan soyuna verilen toprağın sınırındaydı bu bölge. Daha sonra göney doğu yöne gitmiş olsa gerek çünkü Dan'ın doğusunda bulunan Benyaminiler'in ülkesinden geçip Tsuf ülkesine gitti. Tsuf ülkesinin nerede olduğu kesin olarak bilinmiyor ama Saul orada Samuel'le görüştükten sonra Benyamin topraklarına, babasının yanına dönünce Rahel'in kabrinden geçip Gibea'ya gitti. Rahel'in kabri Yeruşalim ile Beyt-lehem arasındaydı. Beyt-lehem Yahuda topraklarında, Benyamin topraklarının güneyindeydi. Rahel'in kabrinden Gibea'ya gitmek için kuzeye doğru gitmesi gerekti. Buna göre Tsuf ülkesi Beyt-lehem'in yakınlarında olmalıydı. Böylece Saul babasının yanına dönünce çizdiği daire biçimini tamamlamış oldu.
BAAL-TAMAR
Hurma ağacı efendisi demektir. İbranice'de baal sözcüğü efendi, sahip ve koca anlamlarına gelir. İsrail oğulları bu sözcüğü çevrelerindeki puta tapıcı ulusların ilahları için kullanırdı. Bu yerin adı böyle bir ilahın adından gelmedir. Baal-tamar'dan Kutsal Kitap'ta tek kez söz edilir. Buysa Levili bir adamın cariyesinin Benyamin'e ait Gibea kentinde alçaltılıp öldürülmesi ve bütün İsrail'in Benyamin soyundan öç alması olayıyla ilgili olarak. İsrail ordusu iki kez Gibea'ya saldırdılar ama onu ele geçiremediler. Üçüncü kez başardılar çünkü pusuya yatanları koyup geriye düştüler. Pusuya yatanlar onları kovalayan Benyaminiler'i arkadan vurdular. Gibea'ya karşı düzenlenen bu üçüncü saldırıda "bütün İsraililer yerlerinden kalktılar ve Baal-tamar'da dizildiler" (Hakimler 20:33). Gibea kenti Benyamin dağlığında Yeruşalim'in kuzeyindeydi. Baal-tamar Gibea'ya yakındı. (Bakınız GİBEA'ya).
BAAL-TSEFON
Anlamı "Kuzeyin Efendisi" (ya da "Kışın Efendisi") olan bu kent Mısır'da bulunuyordu. Kenanlılar'ın bir tanrısından ad almıştı. İsrail oğullarının Mısır'dan çıkışıyla ilgili olarak ondan söz edilir: "İsrail oğullarına söyle, dönsünler ve Pihahirot önünde, Migdol ile deniz arasında, Baal-tsefon önünde konsunlar" (Çıkış 14:2). İsrail'i salıverdiğine pişman olan Firavun onlar "Baal-tsefon önünde konaklamaktayken" ordusuyla onlara yetişti (Çıkış 14:9). Bu yerin Suez Körfezi ile Ak Deniz'in arasındaki yer köprünün güneyinde olduğu sanılır çünkü vaat edilen yurda giden direkt yol bunun kuzeyindedir ve Tanrı İsrail halkını Filistin'e giden direkt yoldan çevirip "Kızıl Deniz çölü yolundan dolaştırdı" (Çıkış 13:18). Baal-tsefon'un bu çöle yakın olduğu görülür çünkü Firavun onların orada olduğundan haber alınca "onlar memleket içinde tutulmuşlardı, çöl etraflarını sarmıştı" diyeceği bildirilir (Çıkış 14:3).
"Kızıl Deniz" diye çevrilen "Yam Suf" adının anlamı "Sazlık Denizi"dir. Baal-tsefon bu Sazlık Gölü'ne ve çöle yakındı. İsrail halkının bugünkü Kızıl Deniz'in Suez Körfezi ile Akdeniz arasındaki yer köprüden geçtiği sanılıyor. Bu bölgede bir kaç göl vardır. Bunlardan birinin "Sazlık Denizi" olduğu düşünülüyorsa da hangisi olduğu kesin olarak bilinmiyor. Oysa Baal-tsefon önündeki konak yerinde İsrail halkı RABBİN her şey üzerinde efendi olduğuna tanık oldu. Sazlık Denizi'nin ortasında kuru yerden geçtikten sonra karşı yakasında "RABBE ezgi söyleyeceğim, çünkü çok yüceldi; atı ve atlısını denize attı" diye söylediler (Çıkış 15:1). Baal-tsefon adı son olarak İsrail'in Mısır'dan göçünü özetleyen Sayılar bölüm 33'te geçer (ayet 7).
BAALA
1/ Bu yerin adının anlamı 'kadın sahip'tir. Yahuda kuşağına verilen toprağın sınırındaydı: "sınır Baala'ya (o Kiryat-yearim'dir) uzanıyordu; ve sınır Baala'dan batıya doğru Seir dağına kadar dönüyordu" (Yeşu 15:9,10). Bu kent çeşitli adlarla anılır. Yahuda kuşağına verildiği bildirilince ondan şöyle söz edilir: "Kiryat-baal (o Kiryat-yearim'dir)" (Yeşu 15:60). "Kiryat-baal" adının anlamı 'yalancı tanrının kenti'dir (Anlamı 'kadın sahip' olan "Baala" adı bir tanrıçaya değinmiş olabilir.) Bu kent Kenanlılar'ın bir tanrısına ya da tanrıçasına adanmış olduğu sanılır. RABBE hizmet eden Yahudiler'in onu "ormanlar kenti" anlamını taşıyan "Kiryat-yearim" adıyla anmayı yeğledikleri anlaşılır. Nedense eski putperest adı bir türlü akıllardan çıkmıyordu. Yüzyıllar sonra daha baş gösteriyordu.
Kral Davut zamanında bu kent Yahuda kuşağına aitti: "Davut bütün İsrail'le beraber.. RAB Allah'ın sandığını.. Baala'dan, Yahuda'nın Kiryat-yearimi'nden çıkarmak için çıktı" (I Tarihler 13:6). Baala "Baale" biçiminde de yazılıyordu: "Davut kalktı.. Allah'ın sandığını Baale-yahuda'dan çıkarmak için.. oraya gitti" (II Samuel 6:2). "Baale-yahuda" ve "Yahuda'nın Kiryat-yearimi" diye anılmasının olasılı iki nedeni vardır: Birincisi başka kuşaklara ait bölgelerde bu adları taşıyan kentlerin bulunması ve ikincisi ise bir arada komşu kuşak olan Benyamin'in kente sahip çıkması ve daha sonra yeniden Yahuda'nın egemenliği altına girmesidir. (Bir yorumcu Benyamin'e verilen Kiryat'ın Kiryat-yearim olduğu olasılığını öne sürer (Yeşu 18:28)). "Baala" ile "Kiryat-yearim" adlarıyla anılan kentin konumu bugün Yeruşalem'in batısında 15 kilometre uzaklığındaki Kuriyet el'Enab köyünde olduğu düşünülmektedir.
2/ Yahuda sınırlarında "Baala" adını taşıyan bir dağ da vardı Ekron kentine yakındı (Yeşu 15:11).
3/ Yahuda'nın güney yörelerinde bulunduğu sanılan "Baala" adını taşıyan bir kent daha vardı: "Baala, İyim ve Etsem" (Yeşu 15:29). Büyük olasılıkla Yeşu 19:3 ayetinde konusu edilen "Bala" aynı kenttir: "Bala ve Etsem." 1.Tarihler'de Yahuda'ya ait kentler sıralanınca bu kentin adı daha değişik biçimlerde yazılır: "ve Bilha'da ve Etsem'de.." (1.Tarihler 4:29): "ve bu kentlerin çevresinde Baal'a kadar olan bütün köyler onlarındı" (1.Tarihler 4:33).
BAALAT
Bu kent Yeşu zamanında çekilen kurada Dan kuşağına düşen kentlerin arasındaydı (Yeşu 19:44). Bir uzmana göre adın anlamı 'kadın sahip'tir. Başka bir uzmansa anlamını 'Baal'a ait' olarak verir. Her iki yorumun yalancı tanrılarla ilgili olduğu olasılığı kuvvetlidir. Yıllar sonra Kral Süleyman aynı adı taşıyan bir kenti ambar kenti olarak yeniden düzenledi (1.Krallar 9:18; 2.Tarihler 8:6). Buna kesin bir kanıtın bulunmamasına karşın aynı yer olduğu düşünülmektedir.
BAALAT-BEER
'Baalat' adının anlamı 'kadın sahip' olarak verilir. 'Beer' kuyu anlamındadır. Buna göre bu yerin adı 'kadın kuyusu' oluyor. "Baala" adını yorumlarken görüldüğü gibi bir tanrıçayla ilgili olduğu olasılığı vardır. Bu kent Yahuda bölgesi içinde Şimeon kuşağına verilen toprağın sınırındaydı: "Baalat-beer'e, Cenub'da Rama'ya kadar bu kentlerin çevresindeki bütün köyleri onların mirası idi" (Yeşu 19:Cool. Kesinlikle bilinmemekle birlikte Cenub'da Rama aynı kente verilen başka bir ad olduğu sanılır. Bu adın anlamı "Negeb'in yüksek tepesi"dir. Türkçe Kutsal Kitap'ta "Negeb" adı cenub (güney) diye çevrilir. Oysa "Negeb" adı bir yöne değil, bir bölgeye verilirdi. Anlamı 'kuru yer'dir. Bu bölge Beer-şeba kentinin güneyinden Sina yarımadasının dağlarına kadar uzanır. 'Rama' sözcüğünün anlamı 'yükseklik'tir. Negeb bölgesinde yüksek yerde kurulan bir kent olduğu düşünülmektedir. Orada kentin onunla tanındığı öbür adın andığı 'kadın kuyusu' bulunsa gerek. (Bakınız RAMA'ya).
BAALE-YAHUDA
(Bakınız BAALA altında yazılanlara).
BABİL
Kutsal Kitap'ta ve özellikle Yeşaya ile Yeremya'da adı sık sık geçen önemli bir kent. Eski çağın en güçlü kentlerden biri olan bu yer Kutsal Kitap'ta Tanrı'ya baş kaldıran insanlığın kurduğu düzeni simgeler. Tarih açısından söz edildiği yerlerin dışında Yeni Antlaşma'da hep bu simgesel anlamda kullanılır.
Örneğin: Şu ayetteki kullanılışının çoğu yorumcularca Babil adlı kentte bulunan bir kilise topluluğundan söz etmediği kabul edilmektedir: "Sizin gibi seçilmiş olan Babil'deki kız kardeşiniz selam eder" (1.Petros 5:13). Tanrı'ya baş kaldıran bir toplumda bulunan bir kiliseye değinildiği düşünülmektedir.
Bu simgesel kullanılış Vahiy'de daha belirgin olur: "Kızıl bir canavarın üstünde oturan bir kadın gördüm. (Canavarın) yedi başı, on boynuzu vardı. (Kadının) alnında gizemli anlam taşıyan bir ad yazılıydı: KOCA BABİL, GENEL KADINLARIN VE YERYÜZÜNDEKİ İĞRENÇLİKLERİN ANASI. Kadının kutsal yaşamlıların ve İsa tanıklığı için ölenlerin kanıyla sarhoş olduğunu gördüm" (Vahiy 17:3,5,6). Babil kenti Fırat ırmağının kıyısında düz bir ovada kurulmuştu. Oysa yedi baş "kadının oturmakta olduğu yedi" tepe olarak yorumlanır (Vahiy 17:9). Roma yedi tepede kurulan kent olarak tanınırdı. Bununla Roma'nın Tanrı'ya baş kaldıran ve kutsal yaşamlılara baskı yapan insan düzeni niteliklerini taşıdığı anlatılmaktadır. Bu düzenin ardında hangi etkinin yattığı Vahiy'de açıklanır: "Yıkıldı! Koca Babil yıkıldı! Cinlerin konutu oldu. Her kirli ruhun sığınağı oldu.. Artık sende şamdan ışığı yanmayacak.. Çünkü büyücülüğünle tüm ulusları kandırdın. Ve peygamberlerin, kutsal yaşamlıların, yeryüzünde boğazlanan herkesin kanı Babil'de bulundu" (Vahiy 18:2,23,24).
Eski çağda kenti kuran Nimrod'un kişiliğinde bu nitelikler belirmeye başlamıştı. Nimrod Nuh oğlu Ham'ın soyundan olduğu açıklandıktan sonra onunla ilgi şu bilgiler verilir: "O yeryüzünde kuvvetli adam olmaya başladı. O RABBİN indinde kudretli avcı idi; bundan dolayı: RABBİN indinde Nimrod gibi kudretli avcı, denilir. Ve onun krallığının başlangıcı Şinar diyarında Babil, ve Erek, ve Akkad ve Kalne idi" (Tekvin 10:9,10). Bu nitelikler kenti ve kulesini kuran halkta daha da belirgin olur: "Bütün yeryüzüne dağılmayalım diye, gelin, kendimize bir şehir ve başı göklere erişecek bir kule bina edelim ve kendimize bir nam yapalım" (Tekvin 11:4).
Özgün dilde 'Tanrı'nın kapısı' anlamını taşıyan "Babil" adı Kutsal Ruh tarafından karıştırmak eyleminden gelen İbranice'deki 'balal' sözcüğü olarak yorumlanır: Tanrı dillerini karıştırarak "onları bütün yeryüzü üzerine oradan dağıttı; ve şehri bina etmeyi bıraktılar. Bundan dolayı onun adına Babil denildi; çünkü RAB bütün dünyanın dilini orada karıştırdı" (Tekvin 11:8,9).
Kazıbilimcilerin buluşları Kutsal Kitab'ın Babil üzerinde verdiği ayrıntılı bilginin doğru olduğunu belgeler. "Taş yerine kerpiçleri ve harç yerine ziftleri" olduğu bulunan kalıntlardan anlaşılır. "Başı göklere erişecek bir" kulenin varlığı Esarhaddon adlı kralın M.Ö. 681 ile 665 yılları arasından Esagila denen tapınağı onarmasıyla doğrulanır. 'Esagila'nın "başı gökte olan yapı" diye tanındığı yazıtlardan bilinir. Böyle tapınaklar kat kat yükselen alanlarda kurulup 'ziggurat' adını alırdı. İnançlarına göre ilahları insanlarla görüşmek üzere bu yüksek tapınaklara inerdi.
Babil Bağdat kentinin güneyinde Fırat ırmağının kenarında kurulmuştu. Oraya yerleşen halklardan kesin bilginin bulunduğu ilk halk Sümer halkıdır. Onlardan kalan yazıtlardan yerlere ve bazı nesnelere yabancı dilde adlar verdikleri anlaşılır. Acaba bu, dillerinin karıştırmasıyla ilgili bir kanıt mıdır? Yoksa onlardan önce başka bir halkın yerleştiğini mi gösterir? Yaklaşık M.Ö. 2000 yılında Nuh'un Sam adlı oğlunun soyundan bir halk Babil'de egemenlik kurdu. Bu soyun en ünlü kralı Hamurrabi idi. 400 yıl sonra Hittiler bu egemenliğe son verdi. Kassiler Babil'de hakim oldu. Aşur imparatorluğu güçlenince (yaklaşık M.Ö. 1100) Babil halkı bağımsızlık için savaştı. M.Ö. 703 yılında Kildani kralın Yahuda kralına baş vurduğunu Kutsal Kitap'ta okuruz. Elçilerine her şeyini gösteren kral Hizkiya'ya Yeşaya peygamber şunları bildirir: "İşte günler gelecek ki, senin evinde olan her şey.. Babil'e götürülecek" (2.Krallar 20:,17).
Aşur imparatorluğu güçsüz duruma düşünce M.Ö. 626 yılında Kildani Nabopolassar baş kaldırp Babil'de egemenlik kurdu. Oğlu Nebukadnetsar Yeşaya'nın peygamberliğini yerine getirdi, Yahuda halkını Babil'e sürgün götürdü (2.Krallar 25). Nebukadnetsar gururlanarak "Kral evi olsun diye, kuvvetimin kudreti ile ve haşmetimin izzeti için yapmış olduğum büyük Babil bu değil mi?" deyince RAB onu insanlar arasından kovdu (Daniel 4:28-37). Bu yoldan RABBE yücelik sunmaya öğrendi. Med halkından kral Darius Babil'i ele geçirerek Med-Fars imparatorluğunu kurdu. Fars kralı Koreş Tanrı'nın önceden bildirdiği 70 yıl dolunca Yahuda halkının yurda dönmesini sağladı.
BAHURİM
Yeruşalem'in doğusunda Ürdün (Erden) ırmağına doğru giden yol üzerinde bulunan bir kasaba. Bir uzmana göre adın anlamı 'engin topraklar', başka bir uzmana göre 'gençler'dir. Bu yer Davut'un yaşamındaki bazı olaylara sahne oldu.
Krallığını bütün İsrail üzerine kurmaya çalışınca Davut Saul eviyle savaşırken Abner Saul'un oğlu İş-boşet'e kızıp Davut'a işbirliği teklif eder. Davut buna Saul'un kendisine vermeye söz verdiği kızı Mikal'ı getirmesini şart koşar. "Ve İş-boşet adam gönderip kadını kocasından, Laiş oğlu Paltiel'den aldı. Ve kocası onunla beraber Bahurim'e kadar ağlayarak gitti. Ve Abner ona: 'Git, dön' dedi; ve adam döndü" (2.Samuel 3:15,16).
Davut'un oğlu Abşalom babasına başkaldırıp krallığı elinden alınca Davut Yeruşalem'den kaçmak zorunda kaldı. "Ve kral Davut Bahurim'e geldi ve işte, oradan Saul evinin aşiretinden bir adam çıktı, adı Şimei idi. Çıkarken (Davut'a) lanet ediyordu" (2.Samuel 16:5).
Oysa aynı kasabada Davut'u sevenler de vardı. Kendisine haber ulaştıran Yonatan'la Ahimaats'ı biri görüp "Abşalom'a bildirdi; ve onların ikisi çabuk gittiler ve Bahurim'de bir adamın evine girdiler" (2.Samuel 17:18). Onlar avludaki kuyuda saklandılar. "Kadın bir örtü alıp kuyunun ağzına yaydı ve onun üzerine bulgur serdi ve bir şey bilinmedi" (ayet 19).
Davut'un namlı askerlerinden biri oralıydı: "Barhumlu Azmavet" (2.Samuel 23:31). Kasabanın adı başka bir ayette üçüncü biçimde yazılır: "Baharumlu Azmavet" (1.Tarihler 11:33).
BAYİT
"Ev" anlamını taşıyan bu sözcük Türkçe çeviride Yeşaya 15:2'de bir yer adı olarak yorumlanmışsa da İbranice'de harfitarifle yazıldığından bir uzmana göre Moab ilahlarına ait bir tapınaktan söz etmektedir.
BAMOT
Bu yerin anlamı 'yüksek yerler'dir. İsrail oğullarının Mısır'dan yolculuğunun 47. konak yeri: "Nahaliel'den Bamot'a; ve Bamot'tan Moab kırında olan dereye, çöle bakan Pisga tepesine göç ettiler" (Sayılar 21:19,20). Kesinlikle bilinmemekle birlikte Bamot-baal adlı kentin adının kısaltılmış biçimi olduğu sanılır. (Bakınız Bamot-baal altında yazılanlara).
BAMOT-BAAL
Bu kentin adının anlamı 'Baal'in yüksek yerleri'dir. Baal "efendi" anlamında olup yalancı tanrılara verilen adtır. Bu kentte böyle bir tanrıya adanmış tapınak bulunduğu yerin adından anlaşılabilir. "Musa Ruben oğulları kabilesine aşiretlerine göre verdi. Ve onların sınırı Arnon vadisi kenarından olan Aroer'den ve vadinin ortasında olan kent.. Dibon ve Bamot-baal..ve Pisga yamaçları.. ve ovanın bütün kentleri ve Heşbon'da saltanat süren Amoriler kralı Sihon'un bütün ülkesi idi" (Yeşu 13:15-21). Arnon deresi doğudan Lut Denizi'ne akar. Bamot-baal önce kral Sihon'a aitti. Daha sonra Ruben kuşağına verildi. Sayılar 21:19,20 ayetlerinde sözü edilen Bamot'un aynı yer olduğu sanılmaktadır ("Bamot" altında yazılanlara bakınız). "Arnon'un yüksek yerleri" de aynı yerden söz etmiş olabilir (Sayılar 21:28). Büyük olasılıkla şu ayet de aynı yerden söz eder: "Balak Balam'ı aldı ve Baalın yüksek yerlerine çıkardı" (Sayılar 22:41).
BAŞAN
Adı Kutsal Kitap'ta oldukça sık geçen bir yurt. Adın anlamı 'verimli olan'dır. Daha sonra iyi otlak yeri simgesi oldu Başan: "Karmel'de ve Başan'da otlayacak" (Yeremya 50:19). "Zorlu Başan boğaları çevremi sardı" (Mezmur 22:12). "Başan cinsinden koçları ve tekeleri yedin" (Tesniye 32:14). "Başan'ın semiz hayvanları" (Hezekiel 39:18). Hayvancılıkla uğraşan Ruben ile Gad oğullar Ürdün (Erden) ırmağını geçeceklerine hayvancılık için iyi olan bu yurda yerleşmek istediler. "Ve Musa, Amoriler kralı Sihon'un ülkesini ve Başan kralı Og'un ülkesini.. Gad oğullarına ve Ruben oğullarına ve Yusuf'un oğlu Manasse'nin yarım kabilesine verdi" (Sayılar 32:33).
Konumu Ürdün (Erden) ırmağının doğusundaydı. Güney sınırı onu 'Gilead ülkesi'nden ayıran Yarmuk ırmağı, kuzey sınırı Hermon dağı, batı sınırı Ürdün ırmağı, doğu sınırı Hauran dağlarıydı. Vaat edilen yurda doğru ilerleyen İsrail oğulları "dönüp Başan yolundan çıktılar; ve Başan kralı Og, kendisi ve bütün halkı, Edrei'de savaş için onlara karşı çıktılar. RAB Musa'ya dedi: 'Ondan korkma; çünkü onu, ve bütün halkını ve memleketini senin eline verdim" (Sayılar 21:33,34).
BAŞAN DAĞI
Bu yer Mezmur'un şu ayetinde geçer: "Başan dağı Allah dağıdır, Başan dağı yüksek dağdır. Meskeni için Allah'ın istediği dağa niçin yan gözle bakıyorsunuz, ey yüksek dağlar?" (Mezmur 68:15,16). Burada Yeruşalem kentinin bulunduğu dağın görkemi başka dağların yüksekliğiyle karşılaştırılır. Başan dağı Başan ülkesinin sınırında bulunan Hermon dağı olsa gerek. (HERMON'a bakınız).
BEALOT
1/ Adı "hanımefendiler" ya da "kadın sahipler" olan bu kent "Yahuda oğulları kabilesinin Edom sınırına doğru Cenub'un en son kısmında olan kentleri" arasındaydı (Yeşu 15:21,24). Kesin olarak bilinmemekle birlikte Baalat-beer adlı kentin aynı yer olduğu sanılır (Yeşu 19:Cool. (Bakınız BAALAT-BEER'e).
2/ Aynı adı taşıyan ama ayrı bir bölgede bulunan bir kent vardı. Kral Süleyman için yiyecek hazırlamakla yükümlü olan on iki görevliden biri Aşer kuşağına ait bölgede bulunan Bealot kentinde otururdu (1.Krallar 4:7,16).
BEER
'Kuyu' anlamındaki bu ad genellikle birleşik adlarda bulunur. Oysa "Beer" adını taşıyan iki yer vardı.
1/ Biri Lut Denizi'ne doğudan akan Arnon deresinin kuzeyindeydi. Vaat edilen yurda doğru ilerleyen İsrail oğulları "çölde olan, Amoriler sınırından çıkan Arnon deresinin öte tarafında kondular; çünkü Arnon, Moab'le Amoriler arasında Moab sınırıdır.. Ve oradan Beer'e göç ettiler; RABBİN Musa'ya: 'Halkı topla, onlara su vereceğim dediği kuyu budur. O zaman İsrail bu şiiri terennüm ettiler (ezgi olarak müzikle söylediler): 'Ey kuyu fışkır; siz ona terennüm edin; kuyu, onu reisler kazdılar..'" (Sayılar 21:13-18). Bu önemli bir kuyuydu. Bu nedenle sadece "Kuyu" adıyla anıldı. İnsanlar onu çölde kazdılar, RAB da onu suyla doldurdu. İç varlığından her kötülüğü boşaltan inanlının Kutsal Ruh'la dolmasını simgeler (Bakınız Yuhanna 4:14 ile Yuhanna 7:37-39 ayetlerine). Büyük olasılıkla "feryat Moab sınırlarına sardı.. Beer-elim'e kadar figanı erişti" sözündeki Beer-elim aynı yerdir (Yeşaya 15:Cool. (Bakınız BEER-ELİM'e).
2/ "Beer" adlı ikinci yer Yahuda sınırları içinde olduğu sanılır. Şekem'de kendisini kral olarak kabul ettiren Abimelek'i kınayan kardeşi Yotam "koşup kaçtı, ve Beer'e gitti ve kardeşi Abimelek'ten korktuğu için orada oturdu" (Hakimler 9:21).
BEER-ELİM
Bu adın anlamı 'kahramanlar kuyusu' ya da 'başkanlar kuyusu'dur. Moab üzerine gelecek öfkeli yargıyı bildiren peygamberlik sözü figanın Moab sınırlarına eriştiğini bildirince sınırı temsil eden iki kentin adı verilir: Eglaim ile Beer-elim (Yeşaya 15:Cool. Beer kentinin Moab sınırında bulunduğu ve Beer-elim anlamının 'başkanlar kuyusu' olduğundan Beer ile Beer-elim'in aynı yer olduğu olasılığı güç kazanır (Bakınız "Beer" altında yazılanlara).
BEER-LAHAY-ROİ
Sara'nın baskısından kaçan İbrahim'in cariyesi Hacar'a görünen melek ona: "İşte, sen gebesin ve bir oğul doğuracaksın ve onun adını İsmail koyacaksın, çünkü RAB sana olan cefayı (yapılan baskıyı) işitti" dedi (Tekvin 16:11). Hacar kendisiyle konuşan RABBİN adını "'Sen, ya Allah, beni görüyorsun' diye çağırdı; çünkü dedi: 'Burada mı beni göreni gördüm?' Bunun için kuyuya Beer-lahay-roi denildi; işte, Kadeş ile Bered arasındadır" (Tekvin 16:11-14). Hacar'ın verdiği adın anlamı "sağ kalıp görenin kuyusu" olarak yorumlanmalıdır. O kendisini gören Tanrı'yı görüp sağ kaldığına şaşırıyordu. Bu yerin İsrail güney sınırlarında olduğu sanılır. Hacar Mısırlı'ydı (Tekvin 12:15;16:1) ve kaçarken ülkesine dönmeye çalışıyordu. Kadeş zaten İsrail'in güney uçlarındaydı. İbrahim'in oğlu İshak babasının ölümünden sonra "Beer-lahay-roi'da oturuyordu" (Tekvin 25:11). Orada Tanrı onu kutlu kıldı.
BEEROT
Gibeon yöresinde oturanlar İsrail'den korktukları için kendilerine uzaktan geldikleri havasını vererek Yeşu ile barış yapmak istediler. İsrailliler "onların ağzından aldılar ve RABDEN öğüt istemediler" (Yeşu 9:14). Bu nedenle aldandılar. Gibeon halkının oturduğu kentler arasında Beerot bulunur. Adın anlamı 'kuyular'dır. Gibeon Yeruşalim'in kuzey doğusunda yaklaşık 15 kilometre uzaklığında bulunmaktaydı. Beerot'un konumu bugün Arapça adıyla tanınan El-bireh'teydi. Yeruşalim'in doğusunda yaklaşık 15 kilometre uzaklığındadır. Bu yer Benyamin oğullarına verildi (Yeşu 18:25). Davut zamanında Benyamin kuşağına aitti.
Saul'un oğlu İşboşet'in canına kıyanlar oralıydı (2.Samuel 4). Sürgünden dönenler arasında bu kentten kişiler vardı (Ezra 2:25; Nehemya 7:29).
BEEROT BENE-YAAKAN
İsrail oğullarının Tanrı'nın vaat ettiği yurda doğru ilerlerken adının anlamı "Yaakan oğullarının kuyuları" olan bu yere kondular (Tesniye 10:6). Sayılar'da konusu edilen Bene-yaakan aynı yer olsa gerek (33:31,32).
BEER-ŞEBA
İbrahim kuyuyu kazdığına tanıklık etmesi için Abimelek'e yedi dişi kuzu armağan etti. Bu nedenle yerin adını "yediler kuyusu" anlamına taşıyan "Beer-şeba" koydu (Tekvin 21:28-31). Aynı adı taşıyan bugünkü kent Yeruşalem'in güney batısında 80 kilometre uzaklığında ve Ak Deniz ile Lut gölü arasındaki orta yerdedir. Kentin eski yeri bugünkü Beer-şeba'nın doğusunda üç kilometre uzaklıkta Tel-es-Seba'dır.
"İbrahim Beer-şeba'da bir ılgın ağacı dikti ve orada RABBİN, Sonsuz Tanrı'nın adını çağırdı" (Tekvin 21:33). İshak "babası İbrahim'in günlerinde kazdıkları su kuyularını tekrar kazdı; çünkü Filistiler.. onları kapamışlardı; ve babasının onlara koyduğu adlara göre onlara ad koydu.. İshak'ın köleleri geldi ve kazdıkları kuyu hakkında ona bildirdiler ve kendisine 'Su bulduk,' dediler. Ve onun adını Şiba koydu; bunun için kentin adı bugüne kadar Beer-şeba'dır" (Tekvin 26:18,32,33). Şiba "yediler" anlamındadır. İshak babasının verdiği adı yeniden vermiş oldu. Yakup Mısır'a Yusuf'un yanına giderken Beer-şeba'ya gelip "babası İshak'ın Tanrısı'na kurbanlar kesti" (Tekvin 46:1). On iki soya miras verilince Şimeon oğullarına ayrıldı (Yeşu 19:2). Kentin Şeba olarak tanındığına değinilir. Peygamber Amos yalancı tanrılar tapıcılığını kınayan Tanrı sözünü bildirirken başka yalancı tanrı merkezleri arasında Beer-şeba'yı da kınar (Amos 5:5; 8:14). (Bakınız "Dan'dan Beer-şeba'ya kadar" başlığı altında yazılanlara).
BE-EŞTERA
Anlamı "Aştarot tapınağı" olan "Beyt-aştarot" adının kısaltılmış biçimidir. Bu yer Başan bölgesinde oturan Manasse oğullarının bir kentiydi. Golan kentiyle birlikte Levililer'e verildi (Yeşu 21:27). Konusu edildiği diğer ayette, anlamı ev olan "beyt" sözcüğü bulunmuyor (1.Tarihler 6:71; "Aştarot"). Ama aynı yer olduğu anlaşılıyor.
BELA
Tsoar kentine verilen başka bir ad (Tekvin 14:2,Cool.
BENYAMİN
Yakub'un en küçük oğlu. Karısı Rahel onu dünyaya getirirken öldü. Son nefesiyle ona "acımın oğlu" anlamını taşıyan "Benoni" adını koydu. Babası bunu "sağ elimin oğlu" anlamındaki "Benyamin" adıyla değiştirdi. Vaat edilen yurtta Benyamin soyuna verilen payın "sınırı Yahuda oğulları ile Yusuf oğulları arasından çıkıyordu" (Yeşu 18:11-28). Doğu sınırı Erden ırmağıydı. Kuzey sınırı Eriha'dan batıya doğru Efraim'e verilen toprakla sınırdı. Beyt-el'i içine alarak Beyt-horon yakınlarında sınır batısında Dan'a verilen toprağı bırakıp güneye doğru yöneldi. Kiryat-yearim'de sınır doğuya doğru dönüp Yebusi (Yeruşalim) kentini içine alarak Erden ırmağının Lut gölüne döküldüğü noktaya devam etti. Benyamin Yerşalim'i Yebusiler'den alamadı. Yıllar sonra Davut bunu başardı ve böylece Yeruşalim Yahuda'ya ait oldu. Benyamin'e ait tanınmış kentlerin arasında Beyt-el, Gibeon, Rama, Eriha ve Mitspe bulunuyordu.
BEON
(Bakınız Baal-meon altında yazılanlara.)
BERAKA
Beytlehem ile Hebron arasında Tekoa çölünde bulunan bir vadi. Adın anlamı 'bereket'tir. Kral Yehoşafat'ın RABBE olan güveni sonucunda İsrail'in kendilerinden çok daha güçlü düsmanlarını yenmesini kutlamak için RABBİ yüceltmek için toplandıkları vadiye bu adı verdiler (2.Tarihler 20:26). Yehoşafat düşman güçlerinin karşısına RABBE ilahi okuyanları koymuştu. Ezgiyle övgüye başlayınca "Yahuda'ya gelmekte olan Ammon oğullarına, Moabiler'e ve Seir dağlılarına karşı RAB pusu kurdu ve vuruldular. Çünkü Ammon oğulları ile Moabiler Seir dağlılarını bütün bütün yok etmek için onlara karşı kalktılar; ve Seir halkını bitirince, kendilerini helak etmekte birbirlerine yardım ettiler" (2.Tarihler 20:22,23). Övgü Şeytan tarafından yöneltilen güçleri dağıtmak için güçlü silahtır!
BERED
Kadeş ile bu yer arasında Beer-lahay-roi adlı kuyu bulunuyordu (Tekvin 16:14). Beerşeba'dan yaklaşık 20 kilometre uzaklığında bulunan El-Kulasah adlı yer olduğu bazı uzmanlarca sanılır.
BERGAMA
Vahiy'de yüceltilmiş Rab İsa'dan Yuhanna eliyle mektup alan 3. kilise topluluğu (Vahiy 2:12-17). Bugün İzmir'e bağlı ve İzmir'in kuzeyinde Çanakkale'ye giden karayolunun az doğusunda bulunan Bergama'dır. Büyük İskender'in imparatorluğu parçalanınca kurulan Bergama krallığının merkeziydi. İskenderiye kütüphanesiyle rekabet yaparken Mısırlılar kağıt yapıp kütüphanelerini geliştirmesinler diye Bergama'ya papirüs satımını durdurdu. Onlar Pergamum (Bergama) adıyla anılan deriden kağıt yapmaya başladılar. Daha sonra Roma imparatorluğunun Asya eyaletinin bir parçası oldu.
Sevinç Getirici Haber'in bu kente nasıl ulaştığını bilmiyoruz. Bir olasılıkla Pavlus'un Efes'teyken "her gün Tiranos'un toplantı salonunda" yaptığı tartışmalarının sonucunda "Asya'da yaşayan herkes -Yahudi olsun, Yunanlı olsun- Tanrı'nın Sözü'nü" duymasıyla oldu (Res. İşleri 19:8-12). Eski kentin harabeleri bugünkü Bergama'nın yanındaki yaklaşık 300 metre yüksekliğindeki tepededir. Bu kent Kayser Avgustus'u tanrılaştıran Asya'daki ilk tapınağı kurdu. Buysa "Şeytanın tahtı olan" yer olsa gerek (Vahiy 2:13). Rab İsa topluluğa şunları söyler: "Adıma sımsıkı bağlısın. Tanığım, güvenilir inanlım Antipas'ın, şeytanın oturduğu yerde, aranızda öldürüldüğü günlerde bile bana imanını yadsımadın" (Vahiy 2:13). Antipas Kayser'e tapmayı Rab İsa'ya bağlılığıyla bağdaştıramadığı için Roma yetkililerince idam edildi. Oysa toplulukta bazıları ödün vermeye hazırdı. Balaam öğretişini tutanlar vardı. "O Balaam ki, yalancı tanrılara kesilen sunuları yesinler, rasgele cinsel ilişkiye girsinler diye İsrailoğulları'nı nasıl suç işlemeye sürükleyeceğini Balak'a öğretti" (Vahiy 2:14). Onları günahlarından dönmeye çağırdıktan sonra bunu yapmazlarsa tez elden gelip ağzının kılıcıyla onlara karşı savaşacağını bildirir (Vahiy 2:16). Yine de yengi kazan kişilere yüreklendirici vaatler vardır (Vahiy 2:17).
BEROTA
Hezekiel peygamber görmede gördüğü tapınağı betimledikten sonra RABBİN bildirdiği İsrail'in sınırlarını açıklarken kuzey sınırının Berota'dan geçtiğini bildirir (Hezekiel 47:16). Bu yerin Hamat ile Şam'a yakın olduğu anlaşılır. Bir uzman tarafından Şam'ın kuzeyinde Beka vadisindeki Bereitan adlı yer olduğu sanılır. Adın anlamı bu uzmana göre 'kuyular'dır. Davut'un yendiği Tsoba kralı, Hadadezer'e ait olan Berotay adlı kentin aynı yer olduğu kanısındadır (2.Samuel 8:Cool. Başka bir uzman adın anlamı 'yiyecek' olduğunu düşünür ve Berotay ile Berota'nın aynı yer olduğuna kuşkuyla bakar.
BEROTAY
(BEROTA'ya bakınız).
BETAH
"Kral Davut Hadadezer'in kentleri olan Betah'tan ve Berotay'dan pek çok tunç aldı" (2.Samuel 8:Cool. Betah'ın anlamı 'güven'dir. Kentin bugünkü Lübnan'da bulunduğu sanılmaktadır. 1.Tarihler 18:8 ayeti aynı savaştan söz ederken Davut'un tunç aldığı Hadadezer'in kentlerinin adlarını Tibhat ve Kun olarak verir. Bir uzman metinlerden birini kaleme alan kişinin harfleri sıralamakta yanlışlık yaptığı olasılığı üzerinde durur. Başka bir çözüm 'güven' anlamını taşıyan kentin adının Davut'un yengisinden sonra halk ağzında 'can kırımı' anlamını taşıyan Tibhat adıyla anılmasında bulunabilir. (Bakınız Berotay altında yazılanlara).
BETEN
Bu kent Aşer kuşağına verildi (Yeşu 19:25). Bir uzmana göre adının anlamı 'yükseklik' bir başkasına göre 'çukur'dur. Eski kilise büyüklerinden Evsebius bir yazısında bu yerin adını Beyt-seten olarak verip Ptolemais kentinin doğusunda yaklaşık 12 kilometre uzaklığında bulunduğu yazar. Ptolemais eski çağda Akko olarak tanınırdı. Kuzey İsrail'in Akdeniz kıyısında bulunan büyük koyun kuzeyinde, Karmel dağının karşısındaydı.
BETONİM
Gad kuşağının alacağı bölgenin sınırı açıklanırken bu kentten söz edilir (Yeşu 13:26). Adın anlamı bir uzmana göre 'yükseklikler' başkasına göreyse 'çukurlar'dır. Galile gölünün doğusunda bulunuyordu.
BETSER
"Güçlü" demektir. Musa'nın buyruğuyla Erden ırmağının doğusunda Ruben kuşağına verilen bölgede sığınma kenti olarak ayrıldı (Tesniye 4:43; Yeşu 20:Cool. Levililer'in Merari koluna verildi (Yeşu 21:34-36; 1.Tarihler 6:77-78).
BEULA
'Evli' anlamını taşıyan bu ad gelecek yüceliğini simgelemek için RABBİN Yeşaya aracığıyla İsrail yurduna verildi. "RABBİN ağzı ile tayin edilecek yeni bir adla çağırılacaksın. Ve RABBİN elinde güzellik tacı ve Allah'ın krallık çelengi olacaksın. Artık sana: Bırakılmış kadın, denilmeyecek; ve artık senin diyarına: Virane, denilmeyecek; fakat sana Heftsi-ba ve diyarına Beula denilecek; çünkü RAB senden hoşlanıyor ve diyarın kocaya varacak. Çünkü bir genç yiğit ere varmamış kızla nasıl evlenirse, oğulların da seninle öyle evlenecekler; ve güvey gelinle nasıl sevinirse, Allahın da seninle öyle sevinecek" (Yeşaya 62:3-5).
BEYT-ANAT
Naftali oğullarına verilen bölgede bir kent (Yeşu 19:38). Yerlileri kentten çıkarmadıklarından onlara iş yaptırdılar (Hakimler 1:33). Adın anlamı 'Anat evi'dir. Bir yorumcuya göre olasılıkla adını 'Anat' adlı tanrıçanın tapanağından almıştır. Başka bir yorumcuya göre anlamı 'yankının evi'dır. Bu bir çelişki oluşturmayabilir çünkü belki Anat yankı tanrıçasıydı. Galile gölünün kuzey batısındaydı.
BEYT-ANOT
Yahuda kuşağına verilen bölgede bir kent (Yeşu 15:59). Adı Anat tanrıçasına adanan bir tapınaktan gelme (Bakınız BEYT-ANAT'a).
BEYTANYA
Bu adın anlamı "incir evi". Yeni Antlaşma yazılarında bu adı taşıyan iki yer var:
1/ Ferisiler'in Yahya'ya Mesih olup olmadığını sormak için geldikleri zaman Yahya'nın vaftiz etmekte olduğu yer (Yuhanna 1:28). Ürdün (Erden) ırmağının doğu kıyısında bulunuyordu. Yahya burada İsa'yı görünce "İşte dünyanın günahını kaldıran Tanrı Kuzusu!" dedi (Yuhanna 1:29). Bu yerin konumuyla ilgi bilgimiz yoktur.
2. Lazar, Marta ve Meryem adlı kardeşlerin oturduğu yer. Yeruşalem'in doğusunda Zeytinlik dağının kente bakmayan yamacında yaklaşık 3 kilometre uzaklığında bulunuyordu. Bugün taşıdığı Arapça adı 'el-Azariyeh'dir (Lazar'ın yeri). İsa Lazar ve kızkardeşleriyle yakın arkadaşlığı vardı. İsa burada dört gün mezarda kalmış Lazar'ı ölümden diriltti (Yuhanna 11:1-44). İsa'ya bu yerde düzenledikleri şölende Meryem çok değerli kokuyu İsa'nın ayaklarına sürdü (Yuhanna 12:1-7). İsa dirilişinden sonra "öğrençilerini Betanya'ya dek yöneltti. Ellerini kaldırıp onları kutsadı. Onları kutsarken aralarından ayrıldı" (Luka 24:50,51).
BEYT-ARABA
Anlamı "çöl evi" olan bu kent İbranice'de ha-araba diye tanınan ve Galile gölünden Kızıl Deniz'e kadar uzanan derin vaadideydi. Yahuda'ya veren toprağın sınırına yakındı: "sınır Beyt-hogla'ya yükselip Beyt-araba kuzeyinden geçiyordu" (Yeşu 15:6). Bu vaadide Yahuda'ya verilen altı kentten biriydi: "Çölde (Araba'da) Beyt-araba, Middin ve Sekaka ve Nibsan ve Tuz Şehri ve En-gedi; köyleriyle beraber alt kent" (Yeşu 15:61). Bu kentler Lut gölünün yakınlarındaydı. Daha sonra yapılan bölmede bu kent Benyamin soyuna verildi (Yeşu 18:22). (Bakınız ARABA'ya).
BEYT-ARBEL
Aşur kralı Şalman'ın yıktığı bir kent (Hoşea 10:14). Adın anlamı "Tanrı avlusu evi". Eski ile Yeni Antlaşma'nın arasındaki 400 yılın tarihinde adı geçen Arbela kentiyle bir sayılması kesinlik kazanmış değildir. Arbela Galile'nin güney doğusunda yaklaşık 29 kilometre uzaklığındaydı.
BEYT-AVEN
Adının anlamı "hiçlik evi" olan bu yerin "Tanrı'nın evi" anlamındaki Beyt-el adlı kentle sık bir ilişkisi vardır. Adı geçtiği ilk ayette Beyt-aven'in Beyt-el'in doğusunda bulunduğu bildirilir (Yeşu 7:2). Beyt-aven Ay kentine yakın olduğu da açıklanır. Beyt-el Yeruşalim'in kuzeyinde yaklaşık 20 kilometre uzaklığındaydı. Benyamin soyuna verilen toprağın sınırı Beyt-aven çölünde yönünü değiştirerek güneye doğru uzanıp Beyt-el sırtına geçiyordu (Buna göre Beyt-el kentinin Beyt-aven'in güney doğusundaydı. Yeşu 18:12,13). Kral Saul'un Filistiler'le yaptığı savaşta Filistiler "Beyt-aven doğusunda Mikmaş'ta ordugah kurdular" (1.Samuel 13:5). "RAB o gün İsrail'i kurtardı; ve savaş Beyt-aven'den öteye geçti" (1.Samuel 14:23).
Hoşea peygamberin konusu ettiği Beyt-aven'in Beyt-el için kullanılan simgesel bir ad olduğu anlaşılır. Aynı dönemde peygamberlik eden Amos'un oradaki yalancı tanrılara tapışı kınayan "Beyt-el'i aramayın ve Gilgal'a girmeyin.. çünkü Beyt-el bir hiç olacak (Beyt-el "aven" [bir hiç] olacak)" (Amos 5:f,5) sözü bu simgenin kökeni olabilir. Hoşea "Gilgal'a gelmeyin ve Beyt-aven'e çıkmayın" der (Hoşea 4:15). Kral Yeroboam halkın tapınmak için Yeruşalim'e gidip Yahuda kralı Rehoboam'a bağlanmasını önlemek için "ey İsrail, işte seni Mısır ülkesinden çıkaran ilahların" deyip iki altın buzağı yaparak birini Dan kentine öbürünü Beyt-el'e koymuştu (1.Krallar 12:25-33). Hoşea buzağının "hiçlik evi" olan Beyt-aven'de olduğunu açıklar (Hoşea 10:5). Yalancı tanrılara tapmanın sonucu gerçekten hiçliktir. (Bakınız BEYT-EL'e).

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://rose-garden.niceboard.net
Beyaz Melek
Administrator
Beyaz Melek


Mesaj Sayısı : 3485
Yaş : 57
Kayıt tarihi : 23/11/07

Kutsal Kitap Yerler Sözlüğü Empty
MesajKonu: Geri: Kutsal Kitap Yerler Sözlüğü   Kutsal Kitap Yerler Sözlüğü Icon_minitimePtsi Kas. 25, 2013 12:00 pm

BEYT-BAAL-MEON
Bu kent adının anlamı "konut efendisi evi". Yalancı bir tanrının adını anar, böyle bir tanrıya özgü bir tapınağın bulunduğunu belirtir. Musa'nın Ruben soyuna verdiği "Heşbon'da saltanat süren Amoriler kralı Sihon" ülkesindeydi (Yeşu 13:15-21). Baal-meon kentiyle bir sayanlar varsada 1868 yılında ortaya çıkarılan Moab kralı Mesa'nın taşında Baal-meon ile Beyt-baal-meon'dan iki ayrı kent olarak söz edilir. (Bakınız BAAL-MEON'a).
BEYT-BARA
Adının anlamı "ırmak geçidi evi" olan bu yere kadar Efraim dağlık halkı Rabbin Gideon'a verdiği yengide dağılan Midyan askerlerine karşı Erden ırmağını aldılar (Hakimler 7:24).
BEYT-DAGON
Adını Filistiler'in taptığı balık tanrısının bir tapınağından alan iki ayrı kentin adı.
1/ Biri Yahuda toprakları içinde ve ovada olduğu sanılan bir kentti (Yeşu 15:41). Bugün Beyt Dağan adındaki yerden 3 kilometre uzaklığında bulunan Kirbet Değun olduğu düşünülüyorsa da bunun bir kanıtı yoktur. Adından Filistiler'in bir kenti olduğu anlaşılıyorsa da bu konu kesinlik kazanmamıştır.
2/ Öbürü Aşer sınırının güney doğusuna yakın bir kent (Yeşu 19:27).
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://rose-garden.niceboard.net
Beyaz Melek
Administrator
Beyaz Melek


Mesaj Sayısı : 3485
Yaş : 57
Kayıt tarihi : 23/11/07

Kutsal Kitap Yerler Sözlüğü Empty
MesajKonu: Geri: Kutsal Kitap Yerler Sözlüğü   Kutsal Kitap Yerler Sözlüğü Icon_minitimePtsi Kas. 25, 2013 12:00 pm

BEYT-EL
Adının anlamı "Tanrı'nın evi" olan bu yer daha önceleri "Luz" adıyla tanınırdı (Tekvin 28:19). Yeruşalim'in kuzeyinde 19 kilometre uzaklığında bulunan Beytin olduğu sanılır. Haran'dan ayrılan İbrahim bu yerin doğusunda çadırını kurdu. Mısır'dan dönünce yeniden bu yere gitti (Tekvin 12:8; 13:3). "Tanrı'nın evi" diye tanınması Tanrı'nın kendini evden kaçan Yakup'a düşünde açıklamasına dayanır. Yerden dikilip başı göklere eren merdivenin başında duran RAB Yakup'la İbrahim'le yaptığı antlaşmayı pekiştirdikten sonra Yakup'la beraber olacağına söz verir. Yakup "Bu yer ne görkemli!" dedi. "Bu başka bir şey değil, ancak Tanrı'nın evidir ve bu göklerin kapısıdır" (Tekvin 28:17). "O yerin adını Beyt-el koydu" (ayet 19). Yakup'a Paddan-aram'da görünen Rab kendisine "Ben Beyt-el'in Tanrısı'yım" der (Tekvin 31:13). Oraya gidip bir sunak kurarak kendisine tapınmasını buyurdu (Tekvin 35:1). Yakup orada kurduğu mezbaha El-Beyt-el (Beyt-el'in Tanrısı) adını verdi.
Beyt-el Yusuf oğullarıyla Benyamin soyuna verilen toprakların sınırındaydı (Yeşu 16:1-2; 18:11-13). Yusuf soyu Beyt-el'i açtılar çünkü "RAB onlarla beraberdi" (Hakimler 1:22-25). Benyamin soyunu cezalandırmak için birleşen halk Tanrı'dan sormak için Beyt-el'e gitti "çünkü Tanrı'nın antlaşma sandığı o günlerde oradaydı" (Hakimler 20:18-28). İsrail'i yargılayan Samuel peygamber "yıldan yıla gidip sırayla Beyt-el'i, Gilgal'ı ve Mitspa'yı dolaşırdı" (1.Samuel 7:15-16).
Krallık Rehoboam zamanında ikiye bölünce kuzeyde egemen olan kral Yeroboam halkın tapınmak için Yeruşalim'e gidip Yahuda kralı Rehoboam'a bağlanmasını önlemek için "ey İsrail, işte seni Mısır diyarından çıkaran ilahların" deyip iki altın buzağı yaparak birini Dan kentine öbürünü Beyt-el'e koymuştu (1.Krallar 12:25-33). Böylece İsrail'in bu kutsal yerde yalancı tanrılara tapmasına yol açtı.
Yahuda'dan gelen adı açıklanmayan bir peygamber Beyt-el'de yalancı tanrıya buhur yakan Yereboam'ın önünde şu çarpıcı peygamberlikte bulundu: "Ey mezbah RAB şöyle diyor: İşte Davud'un evine bir oğul doğacak onun adı Yoşiya olacak; ve senin üzerine buhur yakan yüksek yer kahinlerini senin üzerinde kurban edecek" (1.Krallar 13:1-4). Aradan iki yüz yıl geçince Aşur kralı Şalmaneser İsrail'i Aşur'a sürdü (2.Krallar 17:1-6). Başka ülkelerin insanlarını İsrail'e yerleştirdi. Sürgünlerden bir kahin yolladı "memleket ilahının usulünü" halka öğretsin diye (2.Krallar 17:27-41). Bu kahin Beyt-el'de oturdu (2.Krallar 17:28). Aradan yaklaşık yüz yıl daha geçince Yoşiya Yahuda'da kral oldu ve peygamberin bildirisini harfi harfine yerine getirdi (2.Krallar 23:15-20). Tanrı'nın her şeyi önceden bilmesinden çarpıcı bir örnek!
Yahuda halkı sürgünden dönünce Beyt-ele yerleşenler vardı (Ezra 2:28 ile Nehemya 11:31'i karşılaştırarak).
(Bakınız BEYT-AVEN ile LUZ'a).
BEYT-EMEK
Adının anlamı "dere evi" olan bu kent Aşer soyuna verilen toprağın kuzey sınırındaydı (Yeşu 19:27).
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://rose-garden.niceboard.net
Beyaz Melek
Administrator
Beyaz Melek


Mesaj Sayısı : 3485
Yaş : 57
Kayıt tarihi : 23/11/07

Kutsal Kitap Yerler Sözlüğü Empty
MesajKonu: Geri: Kutsal Kitap Yerler Sözlüğü   Kutsal Kitap Yerler Sözlüğü Icon_minitimePtsi Kas. 25, 2013 12:00 pm

BEYTESDA
Anlamı "merhamet evi" olan üstü kapalı bu havuz Yeruşalem'in Koyun Kapısı yanındaydı (Yuhanna 5:2). Aramice adı Yunanca'ya uygun biçimde yazılmıştır. İsa Mesih orada otuz sekiz yıldan beri hastalık çeken bir adamın ayağa kalkmasını buyurarak onu iyi etti. Adam için en sonunda "merhamet evi" oldu.
Geçen yüzyılda Yeruşalem'in kuzey doğusunda kazı yapanlar beş sundurması olan böyle bir havuzu buldular.
BEYTESTA (Bakınız BEYTESDA'ya)
BEYTFACİ
Adının anlamı "ilk incir evi" olan bu yer Yeruşalem'den Eriha'ya giden yol üzerinde Zeytinlik dağındaydı (Matta 21:1). İsa oradan iki öğrencisini karşılarındaki köye orada bağlı bulunan bir eşekle sıpasını getirmeye yolladı (Matta 21:2). Bu köyde İsa'yı sevenler bulunmalıydı çünkü biri bir şey söyleyecek olsaydı "Bunlar Rab için gereklidir" demeleri yetecekti. Markos bazı kişilerin "Sıpayı çözüp de ne yapacaksınız?" dediğini ama İsa'nın salık verdiği gibi onları yanıtlamaları yettiğini açıklar (Markos 11:5-6). Luka Beytfaci'nin Beytanya'ya yakın olduğunu belirtir (Luka 19:29).
BEYT-GAMUL
Bir uzmana göre adının anlamı "deve evi" başka birine göreyse "ödül evi". Tanrı'nın öfkeli yargısına uğrayacak ovada bulunan Moab kentlerinden biri (Yeremya 48:20-25).
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://rose-garden.niceboard.net
Beyaz Melek
Administrator
Beyaz Melek


Mesaj Sayısı : 3485
Yaş : 57
Kayıt tarihi : 23/11/07

Kutsal Kitap Yerler Sözlüğü Empty
MesajKonu: Geri: Kutsal Kitap Yerler Sözlüğü   Kutsal Kitap Yerler Sözlüğü Icon_minitimePtsi Kas. 25, 2013 12:01 pm

BEYT-GİLGAL
Nehemya yönetimi altında Yeruşalim duvarları yeniden kurulunca onun kutsanması "sevinçle, şükranla, ezgiyle, zillerle, santurlarla ve çenklerle" yapılması istendiğinde "ilahici oğulları Yeruşalim çevresindeki ovadan ve Netofalılar'ın köylerinden; Beyt-gilgal'dan, Geba ile Azmavet kırlarından toplandılar" (Nehemya 12:27-29). Gilgal'ın anlamı "yuvarlama" (Yeşu 5:9). Beyt-gilgal'ın anlamı ise "yuvarlama evi". Beyt-gilgal'ın Gilgal ile ilgisi olup olmadığı bilinmemekte.
BEYT-HAKKEREM
Adının anlamı "bağ evi". Yeremya peygamber düşmanın saldırısını şu sözlerle bildirir: "Ey Benyamin oğulları, Yeruşalim'in içinden kaçıp sığının, Tekoa'da boru çalın ve Beyt-hakkerem üzerine işaret dikin; çünkü kuzeyden bela ve büyük kırgın gözetliyor" (Yeremya 6:1).
Bir uzmana göre bu yerin işaret dikilecek ve Yeruşalim'le başka önemli yerlerden görülebilen çok yüksek bir noktası bulunmalıydı. 1935 yılında Lakiş kentinde kazı yapan J.L. Starkey'in ortaya çıkardığı bir mektup bu işaret düzeninden bilgi verir: "Vermekte olduğunuz bütün işaretlere göre Lakiş'in işaret yerlerini gözetliyoruz çünkü Azeka'nın işaretlerini göremiyoruz." Bu işaretlerin yüksek yerlerde yakılan ateş olduğu düşünülür. Beyt-hakkerem'in konumu Yeruşalim'in batısında 7 kilometre uzaklığındaki Cebel Ali tepesinde bulunan Ayn Kerim köyünde olduğu sanılır. Köyün üstünde buna elverişli yüksek bir yer vardır. Oysa aynı yer olduğuna kesin kanıt yoktur.
Adı geçtiği öbür ayet bu işaret işinin resmi bir görevlisi olduğunu ve bu görevin sürgünden dönüşte devam ettiğini imler. Yeruşalim'in duvarını onaranların arasında "Beyt-hakkerem dairesinin reisi Rekab'ın oğlu Malkiya" vardı (Nehemya 3:14).
BEYT-HORON
Bu adın anlamı "çukur evi". Başka bir uzmana göre bu ad Kenanlılar'ın yerin altı tanrısı olan "Hauron" ile ilgilidir. Buna göre bu yerde "Hauron" tanrısının tapanağı bulunuyordu. İki kentin adıdır: yukarıki Beyt-horon ile aşağıki Beyt-horon. "Çukur evi" anlamı konumuyla ilgili olabilir çünkü yukarıki Beyt-horon deniz düzeyinden 622 metre yükseklikte, aşağıki Beyt-horon ise 372 metre yüksekliktedir. Yukarı Beyt-horon Yeruşalim'in kuzey batısında 18 kilometre uzaklığında. İki Beyt-horon arasında yalnız 3 kilometre vardır. Bu uzaklıkta yer 250 metre çukurlaşır.
Efraim'in oğlu Beria'nın kızı Şeera "aşağıki ve yukarıki Beyt-horon'u" yapandı (1.Tarihler 7:23-24). Yusuf oğullarına verilen mirasın sınırı "aşağıki Beyt-horon sınırına.. iniyordu" (Yeşu 16:3). Bu genel sınırın içinde Yusuf'un soyundan Efraim oğullarına verilen mirasın sınırı "doğuya doğru, yukarıki Beyt-horon'a kadar Atarot-addar idi" (Yeşu 16:5). Ayrıca Benyamin soyunun sınırı aşağıki Beyt-horon'un güneyinden geçiyordu (Yeşu 18:13-14).
Deniz kıyı ovasından dağlık bölgeye çıkan önemli bir yol aşağıki ve yukarıki Beyt-horon'dan geçerdi. RAB Yeşu önderliğindeki İsrail ordusu önünde antlaşma yaptıkları Gibeon halkına saldıran Amoriler'in krallarını "kırdı ve Gibeon'da büyük vuruşla vurdu ve onları Beyt-horon yokuşu yolunda kovaladı ve onları Azeka'ya kadar ve Makkeda'ya kadar vurdu.. İsrail'in önünden kaçtıkları zaman, Beyt-horon inişindeyken Azeka'ya kadar RAB onların üzerine göklerden büyük taşlar attı ve öldüler" (Yeşu 10:10-11). Kral Saul'a saldırıya geçen Filistiler'in üç bölüğünden biri "Beyt-horon yoluna yöneldi" (1.Samuel 13:18). Kral Süleyman Ayyalon vadisini denetleyen bu yerin stratejik önemini görüp "yukarıki Beyt-horon'u ve aşağıki Beyt-horon'u duvarlı kentleri, duvarlarla, kapılarla ve sürgülerle yaptı" (2. Tarihler 8,5).
Ammoni Tobiya'yla birlikte Yeruşalim'in duvarlarını sürgünden sonra yapan Nehemya'ya karşı koyan Sanballat Horonlu'ydu (Nehemya 2,10).
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://rose-garden.niceboard.net
Beyaz Melek
Administrator
Beyaz Melek


Mesaj Sayısı : 3485
Yaş : 57
Kayıt tarihi : 23/11/07

Kutsal Kitap Yerler Sözlüğü Empty
MesajKonu: Geri: Kutsal Kitap Yerler Sözlüğü   Kutsal Kitap Yerler Sözlüğü Icon_minitimePtsi Kas. 25, 2013 12:02 pm

BEYTLE-AFRA
"Toz evi" anlamındaki bu yer Tanrı'nın peygamberlere esinlediği uyarıların halk tarafından iyice belenmesi için kullandığı kelime oyunlarından güzel bir örnektir. Geleneklerine göre yas tutanlar başlarına toz ve kül serperlerdi. Örneğin Eyub'un duası: "Senin için kulaktan işitmiştim; şimdi ise seni gözü gördü. Bundan ötürü kendimi hor görmekteyim, tozda ve külde tövbe etmekteyim" (Eyub 42:5-6). Yalancı tanrılara tapmakta direndikleri için Mika peygamber İsrail üzerine gelecek Tanrı'nın öfkeli yargısını açıklarken halkın duyacağı acıyı "Beytle-afrada tozda yuvarlan" sözüyle dile getirir (Mika 1:10). "Toz evinde tozda yuvarlan!" Bu yerin konumuyla ilgili bilgimiz yoktur.
BEYTLEHEM
Yeruşalim'in güneyinde 8 kilometre uzaklığında bulunan bu küçük kent günümüze dek aynı adla tanınır. Adının anlamı "ekmek evi" ya da "yiyecek evi". Kıtlık olmadığı zaman yerinde bir ad olduğu Rut kitabından anlaşılır: "Halkına ekmek vermekle" RAB "onları ziyaret" ettiği zaman Rut Boaz adlı zengin adamın tarlasındaki kalıntılardan bol arpa devşirdi (Rut 1:6; 2:2-3; 2:17).
Kentin eski adının "Efrat" olduğu Kutsal Kitap'ta ilk geçtiği ayetten anlaşılır: Yakub'un eşi "Rahel öldü ve Efrat yolunda gömüldü (o Beyt-lehem'dir). Ve Yakub onun kabri üzerine bir taş dikti; o, bugüne kadar Rahel'in mezar taşıdır" (Tekvin 35:19-20). Bu taşın yeri yalnız Tekvin'in kaleme aldığı zaman değil, bugün bile biliniyor. Yeruşalim'den Beytlehem'e giden yol üzerindedir. İki yüz yıl önce üzerine bir çatı yapılmıştır.
Bu kent "Davut'un kenti" olarak tanınırdı (Luka 2:4). Bu adla tanınmasına neden, Moablı Rut'un ölmüş kocasının annesi Naomi'ye yakınlık göstermesi ve onunla Beytlehem'e gitmesiydi. Orada Boaz'la evlendi. Oğlu Obed "Davud'un babası olan Yesse'nin babası oldu" (Rut 4:17). Davut Beytlehem'de doğdu ve orada Samuel tarafından kral olarak meshedildi (1.Samuel 16).
Eski Antlaşma peygamberi Mika Mesih'in Beytlehem'de doğacağını şu sözlerle önceden bildirdi: "Sen, Yahuda binleri arasında bulunmak için küçük olan Beyt-lehem Efrata, İsrail üzerine hükümdar olacak adam bana senden çıkacak; ve onun çıkışı eski vakitten, ezeli günlerdendir" (Mika 5:2). Yıllar sonra Kral Herodes'e gelen gökbilimcilerin "Yahudiler'in yeni doğmuş kralı nerede?" diye soruşturması üzerine sarsılan Herodes dinsel yorumculara "Mesih'in nerede doğacağını" sorunca bu peygamberlik sözünü belirterek "'Yahudiye Beytlehemi'nde'diye yanıtladılar" (Matta 2:1-12). Yine İsa hizmet ederken O'nun Mesih olmadığını belgelemek için halktan kimisi "Bu ne iştir! Mesih Galile'den gelir mi hiç?" diyordu. "Kutsal Yazı, Mesih Davut'un soyundan olacak ve Davut'un kasabası Beytlehem'den gelecek demiyor mu?" (Yuhanna 7:41-42).
İsa Mesih'in Beytlehem'de doğması Meryem'in ya da Yusuf'un bu peygamberlik sözünü öneme almasından ileri gelmedi. Roma'da oturan Kayser Avgustus'tan gelen yazılı buyruk "Davut'un soyundan ve aile kuşağından" olan Yusuf'un sayıma katılmak için Beytlehem'e gitmesine yol açtı (Luka 2:1-7). Böylece Kraların Kralı olan İsa Mesih Kral Davut'un kentinde doğdu. Yaşam ekmeği olan Kurtarıcımız "ekmek evi" adını taşıyan yerde doğdu.
Kendisine rekabet yapacağını sandığı yeni doğmuş kralı ortadan kaldırmak için Herodes "Beytlehem ve çevresindeki iki yaşından küçük tüm erkek çocukları öldürttü" (Matta 2:16-18).
2/ Bu Beytlehem'in bazen "Yahudiye Beytlehemi" ya da "Beyt-lehem-yahuda" diye taınması Zebulun soyuna verilen başka bir Beyt-lehem'in bulunmasındandı (Matta 2:5; Rut 1:1; Yeşu 19:15). Bu yer bugün Nasıra'nın kuzey batısında 12 kilometre uzaklığında bulunan Beyt Lahm adlı köydür.
BEYT-MAAKA
Bir uzmana göre bu adın anlamı "eziyet evi"dir. Hermon dağı yakınlarında bulunan bu yer İsrail'ın kuzey ucunda olan Dan kentin karşısında Ürdün ırmağının batısındaydı. Davut'a baş kaldıran Bikri'nin oğlu Şeba Yeruşalim'den "bütün İsrail'in kabilelerinden" geçerek onu kovalayan Yoab'tan ta bu yere kaçıp "Beyt-maaka'nın Abel şehrine" sığındı (2.Samuel 20:14-15). Bilgeli bir kadın Şeba'nın teslim edilmesini sağlayarak Abel kentini yıkımdan kurtardı.
İsrail ikiye bölündükten sonra Yahuda kralı Asa, İsrail kralı Baaşa'ya karşı Suriye kralı Ben-hadad'la antlaşma yaptı. Ben-hadad "ordularının başbuğlarını İsrail şehirlerine karşı gönderdi İyon'u, Dan'ı, Abel-beyt-maaka'yı, bütün Naftali diyarı ile beraber bütün Kinnerot'u vurdu" (1.Krallar 15:20). Sınır kenti olduğundan Aşur kralı Tiglat-pileser'in ilk saldırdığı kentlerin arasındaydı (2.Krallar 15:29).
BEYT-MARKABOT
Adın anlamı "savaş arabası evi". Şimeon oğullarının "Yahuda oğullarının mirası arasında" aldığı kentlerden biri (Yeşu 19:1-5). İsrail'in güney ucundaki Tsiklag ile Horma kentlerine yakın. Kenanlılar'ın savaş arabalarının etkin olduğu düz arazide Yahuda ile Şimeon oğulları Kenanlılar'ı kovamadı (Hakimler 1:17-19). Adından bu yerin savaş araba üsü olduğu anlaşılabilir. Şimeon soyunun en kalabalık aşireti olan Şimei aşireti bu kentte oturdu (1.Tarihler 4:27-31).
BEYT-MEON
(Bakınız BEYT-BAAL-MEON'a).
BEYT-NİMRA
Adın anlamı "pars evi" ya da "temiz su evi". Ürdün ırmağından geçmeden önce Gad oğullarının Yazer ve Gilead bölgelerinde hayvancılığa elverişli yörelerinde görüp Musa'dan izin alınca oturdukları "istihkamlı kentler"den biri (Sayılar 32:1-27; 34-36). Aynı bölümün 3. ayetinde konusu geçen Nimra aynı yer olduğu sanılır. Moab'a ait yargıya uğrayan kentlerden biri olan Nimrim kentinin olasılıkla aynı yerdir: "Nimrim suları çöl olacak; çünkü ot kurudu, taze ot tükendi, yeşillik yok" (Yeşaya 15:6). Aynı yerse adının anlamı olarak "temiz su evi" ağırlık kazanır. Yeremya'nın peygamberliğinde aynı sözcük oyunu bulunur: "çünkü Nimrim suları da harap olacak" (Yeremya 48:34).
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://rose-garden.niceboard.net
Beyaz Melek
Administrator
Beyaz Melek


Mesaj Sayısı : 3485
Yaş : 57
Kayıt tarihi : 23/11/07

Kutsal Kitap Yerler Sözlüğü Empty
MesajKonu: Geri: Kutsal Kitap Yerler Sözlüğü   Kutsal Kitap Yerler Sözlüğü Icon_minitimePtsi Kas. 25, 2013 12:02 pm

BEYTLE-AFRA
"Toz evi" anlamındaki bu yer Tanrı'nın peygamberlere esinlediği uyarıların halk tarafından iyice belenmesi için kullandığı kelime oyunlarından güzel bir örnektir. Geleneklerine göre yas tutanlar başlarına toz ve kül serperlerdi. Örneğin Eyub'un duası: "Senin için kulaktan işitmiştim; şimdi ise seni gözü gördü. Bundan ötürü kendimi hor görmekteyim, tozda ve külde tövbe etmekteyim" (Eyub 42:5-6). Yalancı tanrılara tapmakta direndikleri için Mika peygamber İsrail üzerine gelecek Tanrı'nın öfkeli yargısını açıklarken halkın duyacağı acıyı "Beytle-afrada tozda yuvarlan" sözüyle dile getirir (Mika 1:10). "Toz evinde tozda yuvarlan!" Bu yerin konumuyla ilgili bilgimiz yoktur.
BEYTLEHEM
Yeruşalim'in güneyinde 8 kilometre uzaklığında bulunan bu küçük kent günümüze dek aynı adla tanınır. Adının anlamı "ekmek evi" ya da "yiyecek evi". Kıtlık olmadığı zaman yerinde bir ad olduğu Rut kitabından anlaşılır: "Halkına ekmek vermekle" RAB "onları ziyaret" ettiği zaman Rut Boaz adlı zengin adamın tarlasındaki kalıntılardan bol arpa devşirdi (Rut 1:6; 2:2-3; 2:17).
Kentin eski adının "Efrat" olduğu Kutsal Kitap'ta ilk geçtiği ayetten anlaşılır: Yakub'un eşi "Rahel öldü ve Efrat yolunda gömüldü (o Beyt-lehem'dir). Ve Yakub onun kabri üzerine bir taş dikti; o, bugüne kadar Rahel'in mezar taşıdır" (Tekvin 35:19-20). Bu taşın yeri yalnız Tekvin'in kaleme aldığı zaman değil, bugün bile biliniyor. Yeruşalim'den Beytlehem'e giden yol üzerindedir. İki yüz yıl önce üzerine bir çatı yapılmıştır.
Bu kent "Davut'un kenti" olarak tanınırdı (Luka 2:4). Bu adla tanınmasına neden, Moablı Rut'un ölmüş kocasının annesi Naomi'ye yakınlık göstermesi ve onunla Beytlehem'e gitmesiydi. Orada Boaz'la evlendi. Oğlu Obed "Davud'un babası olan Yesse'nin babası oldu" (Rut 4:17). Davut Beytlehem'de doğdu ve orada Samuel tarafından kral olarak meshedildi (1.Samuel 16).
Eski Antlaşma peygamberi Mika Mesih'in Beytlehem'de doğacağını şu sözlerle önceden bildirdi: "Sen, Yahuda binleri arasında bulunmak için küçük olan Beyt-lehem Efrata, İsrail üzerine hükümdar olacak adam bana senden çıkacak; ve onun çıkışı eski vakitten, ezeli günlerdendir" (Mika 5:2). Yıllar sonra Kral Herodes'e gelen gökbilimcilerin "Yahudiler'in yeni doğmuş kralı nerede?" diye soruşturması üzerine sarsılan Herodes dinsel yorumculara "Mesih'in nerede doğacağını" sorunca bu peygamberlik sözünü belirterek "'Yahudiye Beytlehemi'nde'diye yanıtladılar" (Matta 2:1-12). Yine İsa hizmet ederken O'nun Mesih olmadığını belgelemek için halktan kimisi "Bu ne iştir! Mesih Galile'den gelir mi hiç?" diyordu. "Kutsal Yazı, Mesih Davut'un soyundan olacak ve Davut'un kasabası Beytlehem'den gelecek demiyor mu?" (Yuhanna 7:41-42).
İsa Mesih'in Beytlehem'de doğması Meryem'in ya da Yusuf'un bu peygamberlik sözünü öneme almasından ileri gelmedi. Roma'da oturan Kayser Avgustus'tan gelen yazılı buyruk "Davut'un soyundan ve aile kuşağından" olan Yusuf'un sayıma katılmak için Beytlehem'e gitmesine yol açtı (Luka 2:1-7). Böylece Kraların Kralı olan İsa Mesih Kral Davut'un kentinde doğdu. Yaşam ekmeği olan Kurtarıcımız "ekmek evi" adını taşıyan yerde doğdu.
Kendisine rekabet yapacağını sandığı yeni doğmuş kralı ortadan kaldırmak için Herodes "Beytlehem ve çevresindeki iki yaşından küçük tüm erkek çocukları öldürttü" (Matta 2:16-18).
2/ Bu Beytlehem'in bazen "Yahudiye Beytlehemi" ya da "Beyt-lehem-yahuda" diye taınması Zebulun soyuna verilen başka bir Beyt-lehem'in bulunmasındandı (Matta 2:5; Rut 1:1; Yeşu 19:15). Bu yer bugün Nasıra'nın kuzey batısında 12 kilometre uzaklığında bulunan Beyt Lahm adlı köydür.
BEYT-MAAKA
Bir uzmana göre bu adın anlamı "eziyet evi"dir. Hermon dağı yakınlarında bulunan bu yer İsrail'ın kuzey ucunda olan Dan kentin karşısında Ürdün ırmağının batısındaydı. Davut'a baş kaldıran Bikri'nin oğlu Şeba Yeruşalim'den "bütün İsrail'in kabilelerinden" geçerek onu kovalayan Yoab'tan ta bu yere kaçıp "Beyt-maaka'nın Abel şehrine" sığındı (2.Samuel 20:14-15). Bilgeli bir kadın Şeba'nın teslim edilmesini sağlayarak Abel kentini yıkımdan kurtardı.
İsrail ikiye bölündükten sonra Yahuda kralı Asa, İsrail kralı Baaşa'ya karşı Suriye kralı Ben-hadad'la antlaşma yaptı. Ben-hadad "ordularının başbuğlarını İsrail şehirlerine karşı gönderdi İyon'u, Dan'ı, Abel-beyt-maaka'yı, bütün Naftali diyarı ile beraber bütün Kinnerot'u vurdu" (1.Krallar 15:20). Sınır kenti olduğundan Aşur kralı Tiglat-pileser'in ilk saldırdığı kentlerin arasındaydı (2.Krallar 15:29).
BEYT-MARKABOT
Adın anlamı "savaş arabası evi". Şimeon oğullarının "Yahuda oğullarının mirası arasında" aldığı kentlerden biri (Yeşu 19:1-5). İsrail'in güney ucundaki Tsiklag ile Horma kentlerine yakın. Kenanlılar'ın savaş arabalarının etkin olduğu düz arazide Yahuda ile Şimeon oğulları Kenanlılar'ı kovamadı (Hakimler 1:17-19). Adından bu yerin savaş araba üsü olduğu anlaşılabilir. Şimeon soyunun en kalabalık aşireti olan Şimei aşireti bu kentte oturdu (1.Tarihler 4:27-31).
BEYT-MEON
(Bakınız BEYT-BAAL-MEON'a).
BEYT-NİMRA
Adın anlamı "pars evi" ya da "temiz su evi". Ürdün ırmağından geçmeden önce Gad oğullarının Yazer ve Gilead bölgelerinde hayvancılığa elverişli yörelerinde görüp Musa'dan izin alınca oturdukları "istihkamlı kentler"den biri (Sayılar 32:1-27; 34-36). Aynı bölümün 3. ayetinde konusu geçen Nimra aynı yer olduğu sanılır. Moab'a ait yargıya uğrayan kentlerden biri olan Nimrim kentinin olasılıkla aynı yerdir: "Nimrim suları çöl olacak; çünkü ot kurudu, taze ot tükendi, yeşillik yok" (Yeşaya 15:6). Aynı yerse adının anlamı olarak "temiz su evi" ağırlık kazanır. Yeremya'nın peygamberliğinde aynı sözcük oyunu bulunur: "çünkü Nimrim suları da harap olacak" (Yeremya 48:34).
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://rose-garden.niceboard.net
Beyaz Melek
Administrator
Beyaz Melek


Mesaj Sayısı : 3485
Yaş : 57
Kayıt tarihi : 23/11/07

Kutsal Kitap Yerler Sözlüğü Empty
MesajKonu: Geri: Kutsal Kitap Yerler Sözlüğü   Kutsal Kitap Yerler Sözlüğü Icon_minitimePtsi Kas. 25, 2013 12:02 pm

BEYT-PELET
Adı "Kaçış evi" anlamındaki bu yer İsrail'in güney ucunda Yahuda oğullarına verilen topraktaydı (Yeşu 15:27). Sürgünden dönen "Yahuda oğullarından bazıları.. Beyt-pelet'te.. oturdular" (Nehemya 11:25-30).
BEYT-PATSETS
Adı "mahv evi" ya da "dağılma evi" olan bu yer İssakar soyuna verilen toprağın sınırındaydı (Yeşu 19:21). En-gannim ile Tabor arasında sıralanması Galile gölünün güney batısında bulunan Megiddo ovasının güneyindeki dağlıkta bulunduğunu belirtir.
BEYT-PEOR
Musa yurda girmeye hazırlanan İsrail halkıyla konuşurken Tanrı'nın kendisinin yurda girmesini yasakladığını anlattığı zaman halkın "Beyt-peor karşısındaki derede" oturduğunu bildirir (Tesniye 3:29). Tanrı Musa'nın "Pisga tepesine" çıkıp yurdu oradan görmesini buyurmuştu (Tesniye 3:26-27). Pisga "dağ sırası" demektir. Bu dağ sırasının Nebo dağı olduğu açıklanır (Tesniye 34:1). Eriha'nın karşısında bulunan Cebel Oşa adlı dağın tepesinden olan görünüm tıpkı Kutsal Kitap'ta anlatılan Nebo dağından görülen manazaradır. Buna göre Beyt-peor bu dağa yakındı. Halka ruhsal yasayı ikinci kez açıkladıktan sonra (Tesniye "ikinci yasa" demektir) "RABBİN sözüne göre, RABBİN kulu Musa orada, Moab diyarında öldü. Ve Moab diyarında Beyt-Peor karşısındaki derede onu gömdü; fakat bugüne kadar kimse onun kabrini bilmez" (Tesniye 34:5-6).
Beyt-peor "Peor tapanağı" ya da "açılış evi" demektir. Olasılıkla Balam'ın kurban kestiği Peor tepesinin aynısı ya da yakınlarındaydı (Sayılar 23:28-30). İsrail Baal-Peor adlı yalancı tanrıya taptı ("Peor efendisi" demektir; Sayılar 25:1-9). Beyt-peor bu yalancı tanrının tapınağı olabilirdi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://rose-garden.niceboard.net
Beyaz Melek
Administrator
Beyaz Melek


Mesaj Sayısı : 3485
Yaş : 57
Kayıt tarihi : 23/11/07

Kutsal Kitap Yerler Sözlüğü Empty
MesajKonu: Geri: Kutsal Kitap Yerler Sözlüğü   Kutsal Kitap Yerler Sözlüğü Icon_minitimePtsi Kas. 25, 2013 12:02 pm

BEYT-REHOB
Bu yerin adı bir uzmana göre "sokak yeri", başkasına göre "geniş yer" demektir. İsrail'in kuzey sınırının dışında bulunuyordu. Kaynağından gelen Erden (Ürdün) ırmağının orta kolunun geçtiği Huleh ovasında bulunuyordu. Dan halkının açıp oturduğu Laiş kenti buraya yakındı (Hakimler 18:28). Kutsal Kitap bu yere bir kez daha değinir: "Ammon oğulları Davud'a iğrenç olduklarını gördüler.. gönderip Beyt-rehob Süriyelilerini.. yirmi bin yaya askeri.. ücretle tuttular" (2. Samuel 10:6).
BEYTSAYDA
Adın anlamı Aramice "balıkçılık evi"dir. Galile gölünün kıyısındaydı. Yuhanna, Filippos'un "Andreas'la Petros'un kenti Beytsayda'dan" olduğunu bildirir (Yuhanna 1:44). Bu durum karşısında İsa'nın Şabat günü Kafernahum'daki sinagogtan ayrılınca "Yakup ve Yuhanna'yla birlikte dosdoğru Simon'un ve Andreas'ın evine" gitmesinden iki sonuç çıkarılabilir: Beytsayda Kafernahum'un balıkçılar mahallesi olması ya da Andreas ile Simon'un Beytsayda'dan Kafernahum'e taşınmış olmaları.
Beytsayda'nın Kafernahum'daki balıkçı mahallesi olması olasılığı İsa'nın beş bin kişiyi beş ekmek ve iki balıkla doyurmasını anlatan Markos ile Yuhanna'nın ayrımlı anlatımlarında destek bulur: Markos, İsa'nın "öğrencilerini tekneye bindirip kendisinden önce karşı yakaya, Beytsayda'ya" gönderdiğini belirtir (Markos 6:45). Yuhanna ise aynı olayla ilgili olarak öğrencilerin "tekneye binip karşı kıyıdaki Kafernahum'a doğru yol almaya" başladığını açıklar (Yuhanna 6:17).
Galile gölünün kıyısında Ürdün ırmağının göle döktüğü yerin doğusunda Beytsayda adlı bir kentin bulunduğu tarihsel kaynaklardan bilinir. Ülkenin dörtte birinin yönetmeni Filippos bu kenti yeniden kurup Kayser Avgustus'un kızı Yulia'nın onuruna adını Yulias koydu. Yeni Antlaşma'daki Beytsayda'nın bu yer mi yoksa Kafernahum'un balıkçı mahallesi olduğu kesin olarak bilinmiyor. (Bakınız Kafernahum altında yazılanlara).
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://rose-garden.niceboard.net
Beyaz Melek
Administrator
Beyaz Melek


Mesaj Sayısı : 3485
Yaş : 57
Kayıt tarihi : 23/11/07

Kutsal Kitap Yerler Sözlüğü Empty
MesajKonu: Geri: Kutsal Kitap Yerler Sözlüğü   Kutsal Kitap Yerler Sözlüğü Icon_minitimePtsi Kas. 25, 2013 12:03 pm

BEYT-ŞAN
(Bakınız Beyt-şean başlığı altında yazılanlara).
BEYT-ŞEAN
Her nekadar İbranice'de adının anlamı "güvenlik evi" ise de, bir uzmana göre bu ad büyük olasılıkla Sümer yılan tanrısı olan Şahan'ın bir tapanağıyla ilgilidir. Uzmanlar Beyt-şean ve aynı anlam taşıyan Beyt-şan'ın aynı yer olduğunu kabul eder. Yizreel deresinin Ürdün (Erden) vadisine açıldığı yerde bugünkü Beisan adlı köyün yanındaki Tel el-Husn bu kentin kalıntılarıdır. Bu kent yaklaşık M.Ö.1482 yılında Mısırlılar'ın eline geçti.
İsrail oğulları vaat edilen yurdu ele geçirdikleri zaman bu kenti açamadı: "Yusuf oğulları dediler: Dağlık bize yetmiyor; ve dere bölgesinde, hem Beyt-şean'la kasabalarında, hem de Yizreel deresinde oturan bütün Kenanlılar'ın demir savaş arabalara var" (Yeşu 17:6). Yeşu ise onları yüreklendirerek "Kenanlılar kuvvetli ve demir savaş arabaları olmakla beraber onları kovarsın" dedi (Yeşu 17:18). Oysa "onları büsbütün kovmadılar". "İsrail oğulları kuvvetlendiği zaman, Kenanlılar'ı angaryacı ettiler" (Yeşu 17:13).
Filistiler Gilboa dağında Kral Saul ve ordusunu yenince ölen kralın cesedini "Beyt-şan'ın duvarına çaktılar" (1. Samuel 31:10). Yabeş-gilead halkı haberi alınca "bütün gece yürüdüler, Saul'un cesedini ve oğullarının cesetlerini Beyt-şan duvarından aldılar.. Yabeş'te olan ılgın ağacı altında gömdüler" (1. Samuel 31:12-13). Yıllar sonra Davut "gidip Saul'un kemiklerini ve oğlu Yonatan'ın kemiklerini Yabeş-gilead erlerinden aldı.. Filistiler'in onları asmış oldukları Beyt-şan meydanından onları bu erler çalmışlardı.. kemiklerini babası Kiş'in kabrine gömdüler.. Ve bundan sonra Tanrı yurt için duaları kabul etti" (2.Samuel 21:12-14). Başka insanlarla olan ilişkilerimizi düzelttiğimiz zaman Tanrı dualarımızı kabul eder.
Kral Süleyman'ın atadığı on iki görevliden biri: "Taanak'ta ve Megiddo'da, Yizreel altındaki Zareta'nın yanında olan bütün Beyt-şean, Beyt-şean'dan Abel-mehola'ya, Yokmeam'ın ötesine kadar Ahilud'un oğlu Baana" idi (1.Krallar 4:12). Beyt-şean adını bir bölgeye vermiş bulunuyordu.
Yeni Antlaşma çağında Skitopolis adını taşır, Dekapolis adıyla tanınan on kentten biriydi. (Bakınız DEKAPOLİS'e).
BEYT-ŞEMEŞ
Bu kent adının anlamı "güneş evi"dir. Her halde güneşe tapanların bir tapınağından adını almıştı. Kalıntıları Yeruşalim'in batısında 19 kilometre uzaklığında bulunan Ayn-şems köyünün yanındaki Tel er-Rumeileh'tir. Yahuda soyuna ait toprağının sınırındaydı (Yeşu 15:10; 2.Krallar 14:11). Filistilerin Ekron kentine yakındı (Yeşu 15:11; 1.Samuel 6:9). "Kahin Harun oğullarına" verilen kentlerden biriydi (Yeşu 21:13-16).
Beyt-şemeş'te Tanrı'nın gücünü ve kutsallığını önümüze seren unutulmaz bir olay oldu. Kahinlik eden kahin Eli'nin iki oğlu iğrenç yaşamlarıyla Tanrı'yı öfkeye getirmişlerdi. Bir peygamber Eli'ye bu öfkeli yargıyı bildirince "benden çok oğullarına niçin hürmet ediyorsun?" diye sordu (1.Samuel 2:29). Halk Filistiler'e karşı savaşırken yenilince RABBİN antlaşma sandığını Şilo'dan getirmekle kutsal Tanrı'yı çıkarları için kullanmaya kalkıştılar. Sonucu bozgunluktu: "Tanrı'nın sandığı alındı; ve Eli'nin iki oğlu Hofni ile Finehas öldüler" (1.Samuel 4:11). Haberi alan Finehas'ın karısı doğum yaparken ölüyordu. Son nefesiyle oğlunun adını "yücelik yok" anlamındaki İkabod koyup "Yücelik İsrail'den gitti; çünkü Tanrı'nın sandığı alındı" dedi 1.Samuel 4:22).
Oysa Tanrı yüceliğini korumayı iyi bilir. Sandığı yalancı tanrı Dagon'un tapınağına koyan Aşdodlu Filistiler bunu ötesi gün göreceklerdi: "Dagon RABBİN sandığı önünde yüz üstü yere düşmüştü" (1.Samuel 5:4). İkinci kez başı ve elleri kesildi. RAB Aşdod halkını urlarla vurdu. Bu durum karşısında "İsrail Tanrısı'nın sandığı yanımızda kalmasın; çünkü eli üzerimize ve ilahımız Dagon'un üzerine sertleşti" dediler (1.Samuel 5:7). Onu Gat'a ve Ekron'a götürdüklerinde aynısı oldu. Filistiler en sonda "emzikli iki inek aldılar, onları arabaya koşup yavrularını evde kapadılar.. İnekler doğrudan doğruya Beyt-şemeş yolundan gittler; sağa sola sapmayarak büyük yoldan böğüre böğüre gitteler; ve Filstiler'in beyleri Beyt-şemeş sınırına kadar onların ardından yürüdüler.. Araba Beyt-şemeşli Yeşu'un tarlasına girip orada durdu" (1.Samuel 6:10-14). RAB ineklerin yavrularına olan doğal bağlılığından üstün gücüyle onları oraya getirdi.
Beyt-şemeş halkı kahinler olarak RABBİN kutsallığını bilmeliydi. Oysa "Tanrı Beyt-şemeş adamlarından da vurdu, çünkü RABBİN sandığının içine bakmışlardı.. Ve Beyt-şemeşliler 'Bu kutsal Tanrı'nın, RABBİN, önünde kim durabilir'" dediler (1.Samuel 6:19-20).
Bu kent ya da ona ait topraklar Süleyman'ın atadığı 12 görevliden biri olan Bendeker'in arazisindeydi (1.Krallar 4:9). Yıllar sonra İsrail kralı Yehoaş Yahuda kralı Amatsya'yı ve ordusunu Beyt-şemeş'te yendi (2.Krallar 4:11-14). Kral Ahaz zamanında Filistiler Beyt-şemeş kentini ele geçirdiler. Bunun nedeni Kutsal Kitap'ta şöyle açıklanır: "Çünkü İsrail kralı Ahaz'ın yüzünden RAB Yahuda'yı alçalttı; çünkü Yahuda'da azgınlık etmiş ve RABBE karşı çok hainlik etmişti" (2.Tarihler 28:18-19).
Bu adla tanınan birkaç kent daha var:
1) İssakar sınırında bir kent (Yeşu 19:33). Naftali halkı Kenanlılar'ı buradan kovamadı. "Angaryacı oldular" (Hakimler 1:33). Bir uzman bu kentin Galile gölünün güneyinde 3 kilometre uzaklığında Ürdün ırmağı geçidindeki Ebediyeh adlı köyü olduğu üzerinde durur.
2) Naftali soyuna verilen bir kent (Yeşu 19:38). Nerede olduğu kesin olarak bilinmeyen bir kent. Yukarıdaki yerin aynısı olma olasılığı var.
3) Yeremya'nın yargıya uğrayacağını bildirdiği bir Mısır kenti. Mısırlılar buna "On" adını verirdi (Yeremya 43:13). (Bakınız ON'a)
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://rose-garden.niceboard.net
Beyaz Melek
Administrator
Beyaz Melek


Mesaj Sayısı : 3485
Yaş : 57
Kayıt tarihi : 23/11/07

Kutsal Kitap Yerler Sözlüğü Empty
MesajKonu: Geri: Kutsal Kitap Yerler Sözlüğü   Kutsal Kitap Yerler Sözlüğü Icon_minitimePtsi Kas. 25, 2013 12:03 pm

BEYT-ŞİTTA
Bu yerin adı "akasya ağacı evi" demektir. RAB on iki bin kişilik İsrail ordusunu üç yüz kişiye indirip Gideon'un yönetimi altında "çoklukça çekirge gibi derede" yatan Midyaniler ve Amalekiler ve bütün doğu oğullarına karşı gönderdi. Bu üç yüz kişi çerağlarını sol elinde ve borularını sağ elinde tutup "RABBİN ve Gideon'un kılıcı" diye bağırınca "RAB her birinin kılıcını arkadaşına karşı ve bütün orduya karşı koydu; ve ordu Tserera'ya doğru, Beyt-şitta'ya kadar, Tabbat'ın yanında olan Abel-mehola sınırına kadar kaçtı" (Hakimler 7:20-23). Bu kentin nerede olduğu kesin olarak bilinmez. Ürdün ırmağının vadisinde olsa gerek çünkü yakın olduğu Abel-mehola bu vadideydi.
BEYT-TAPPUAH
"Elma evi" anlamındaki adı taşıyan bu kent Hebron'un batısında 8 kilometre uzaklığında bulunup Yahuda soyuna ayrılan bölgenin içindeydi (Yeşu 15:53).
BEYT-TSUR
Bu kentin adı "kaya evi" demektir. Hebron'un kuzeyinde 6 kilometre uzaklığındaydı. Adından anlaşıldığı gibi yüksek tepe üzerinde kurulan kolayaca savunan bir kentti. Yahuda soyuna verilen bölgenin içindeydi (Yeşu 15:58). Yıllar sonra kral Rehoboam "Yahuda'da savunma için kentler yaptı. Yahuda ve Benyamin'de olan duvarlı kentleri, Beyt-lehem'i ve Eytam'ı ve Tekoa'yı ve Beyt-tsur'u.. yaptı" (2.Tarihler 11:5-7). Sürgünden sonra Yeruşalim'in duvarını yeniden kuranlar arasında Beyt-tsur bölgesinin yarısını yöneten Azbuk'un oğlu Nehemya vardı (Nehemya 3:16). İsa Mesih'ten iki yüzyıl önce ülkeyi ezen Yunanlılar'a karşı koyan ve Makabiler adını taşıyan Yahudi ailenin yönetimindeki Yahudiler bu kentte Lisias'ın Yunan ordusunu yendi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://rose-garden.niceboard.net
Beyaz Melek
Administrator
Beyaz Melek


Mesaj Sayısı : 3485
Yaş : 57
Kayıt tarihi : 23/11/07

Kutsal Kitap Yerler Sözlüğü Empty
MesajKonu: Geri: Kutsal Kitap Yerler Sözlüğü   Kutsal Kitap Yerler Sözlüğü Icon_minitimePtsi Kas. 25, 2013 12:03 pm

BEYT-YEŞİMOT
"Çöller yeri" anlamındaki adı taşıyan bu yer Mısır'dan vaat edilen yurda göç eden İsrail oğullarının son konak yerlerinden biriydi: "Erden yanında, Beyt-yeşimot'tan Abel-şittim'e kadar Moab ovalarında oturdular" (Sayılar 33:49). Lut gölünün kuzey doğusunda Erden ırmağının göle döküldüğü yere yakındı. İsrail'in yendiği Amoriler kralı Sihon'un toprağındaydı (Yeşu 12:3). Ruben soyuna verilen kentlerden biriydi (Yeşu 13:20). Daha sonra Moab halkının ellerine düştüğü Hezekiel'in şu peygamberlik sözünden anlaşılır: "ülkenin süsü olan kentlerden, onun sınırlarındaki kentlerinden, Beyt-yeşimot'tan, Baal-meon'dan ve Kiryataim'den.. doğu oğullarına Moab'ın böğrünü açacağım" (Hezekiel 25:9).
BEZEK
Bir uzmana göre "yıldırım", başkasına göre "gedik" demektir. Bu adı taşıyan iki yer vardı.
1) Yeşu öldükten sonra "İsrail oğulları RABBE sorup dediler: 'Kenanlılar'a karşı savaşmak üzere bizim için önce kim çıkacak?' Ve RAB dedi: 'Yahuda çıkacak; işte yurdu onun eline verdim'" (Hakimler 1:1-2). Tanrı'nın isteğini öğrenip uygulayan Yahuda büyük başarıya kavuştu: "Yahuda çıktı; ve RAB Kenanlılar'ı ve Perizziler'i onların eline verdi; Bezek'te onlardan on bin adam vurdular" (Hakimler 1:4). Bu kentin yöneticisi Bezek'in efendisi anlamındaki Adoni-bezek adını taşırdı (Hakimler 1:5). Kentin konumu üzerinde kesin bilgi yoktur. Yeruşalem'in batısında kıyı ovasında bulunan Gezer'e yakın ve bugün Kirbet Bezka adıyla tanınan yer olabilir.
2) Ammoniler tarafından kuşatılan Yabeş-gilead kentini kurtarmaya giden Kral Saul'un üzerine "Tanrı'nın Ruhu kuvvetle" geldikten sonra üzerlerine RABBİN korkusu düştüğü ve onunla gitmeye istekli olan askerleri Bezek'te saydı (1.Samuel 11:Cool. Bu kentin Erden ırmağının batısında Yabeş-gilead'ın güney batısında bulunan Kirbet İbzik olduğu sanılır.
BİTİNYA
Adını Trakya'dan oraya göç eden bir halktan alan bu bölgeden Yeni Antlaşma sayfalarında iki kez söz edilir. O çağdan hemen önce oranın bir kralı yönetimi Roma İmparatorluğu'na bağışlamıştı. Bölgede şu önemli kentler bulunurdu: Kalkedon (Kadıköy), Nikomedia (İzmit), Nikeya (İznik) ve Prusa (Bursa). M.S. 111 yılında Kayzer Trajan'a yazdığı bir mektupta Bitinya valisi Plinius ilinde bunca Mesih bağlılarının bulunmasına duyduğu utancı dile getiriyordu.
Sevinç Getirici Haber'i bu bölgeye kimin ulaştırdığı kesin olarak bilinmemektedir. Pavlus Konya (Galatya) ve Isparta (Frikya) bölgelerinde yaptığı yolculuktan sonra "Kutsal Ruh Tanrı Sözü'nü Asya (Ege) bölgesinde yaymalarını engelledi. Misiya (Balıkesir) sınırlarına ulaşınca, Bitinya bölgesine girmek istedilerse de İsa'nın Ruhu onları bırakmadı" (Res.İş. 16:6-7). Pentekost gününde Petros'un konuşmasını dinleyenlerin arasında komşu vilayet Pontos'tan Yahudiler'in ve Yahudiler'in inancını benimseyenlerin bulunduğu açıklanır (Res.İş. 2:9-11). Bitinya ile Pontos Romalılarca tek bir vilayet olarak yönetilmekteydi. Bu nedenle Pentikost günü Bitinyalılar'ın da imana geldiğini sanmak olanaklıdır.
Petros'un mektubunu başka yerlerin yanı sıra "Bitinya'ya dağılmış olan seçkin göçmenlere" yazması bu olasılığı biraz daha güçlendirir (1.Petros 1:1). Kendilerini Rab İsa'ya getiren müjdecinin imanda güçlenmeleri için Rabbe getirdiği kişilere mektup yazmasından daha doğal ne var?
BİZYOTYA
"RABBİN iğrendiği" demektir. Yahuda kuşağına verilen kentlerden biri (Yeşu 15:28). Nerede olduğu bilinmez. Bir olasılıkla Baalat-beer adlı yerin aynısı.
BOKİM
"Ağlayanlar" demektir. RABBİN meleği İsrail oğullarına ülkenin insanlarıyla antlaşma yapıp sunaklarını bozmayarak RAB ile olan antlaşmayı çiğnediklerini bildirince "halk yüksek sesle ağladılar. O yerin adına Bokim dediler ve orada RABBE kurban kestiler" (Hakimler 2:4,5). Nerede olduğu kesin olarak bilinmez. Erden ırmağının batısında Lut gölü yakınlarında Beyt-el ile Şilo arasında bulunduğu sanılır.
BOTSETS
Yonatan ile silahtarı Mikmaş geçidinde bulunan Filistiler'e karşı çıkmak için geçtiği geçidin bir yanında bulunan sivri kayanın adıydı (1.Samuel 14:4; MİKMAŞ'a bakınız).
BOTSKAT
"Yükseklik" demektir. Lakiş ve Eglon'a yakın Yahuda soyuna verilen bir kent (Yeşu 15:39). Kral Yoşiya'nın "anası Botskatlı Adaya'nın kızı olup adı Yedida idi" (2.Krallar 22:1).
BOTSRA
Yakub'un kardeşi Esav'ın soyunun oturduğu Edom ülkesinde bir kent. "Burç" ya da "kale" demektir. Lut gölünün güneyde 50 kilometre uzaklığında bulunuyordu. "İsrail oğulları üzerine bir kral krallık etmeden önce, Edom ülkesinde.. Botsralı Zerah'ın oğlu Yobab kral oldu" (Tekvin 36:33). Amos peygamber Tanrı'nın Edom ülkesi üzerindeki yargısını şu sözlerle bildirir: "RAB şöyle diyor: Edom'un üç, hatta dört kat cinayetinden ötürü cezasını geri almayacağım; çünkü kardeşini kılıçla kovaladı ve acıma duygularını boğdu ve öfkesi daima yırtıcıydı ve hiç gazabını elden bırakmadı. Ben de Teman'a ateş göndereceğim ve Botsra'nın saraylarını yiyip bitirecek" (Amos 1:11-12).
Yeşaya peygamberin bildirisinde Tanrı Edom ile Botsra'yı günahtan dönmek istemeyen insanlığı simgelemek için kullanır (Yeşaya bölüm 34). Başka bir bölümde kullandığı kelime oyunuyla aynı simgesel anlamı daha da vurgular. Edom "kırmızı" demektir ve Botsra "bağ bozan" anlamındaki bir sözcüğe çok benzer. "Edom'dan, kırmızı giysiyle Botsra'dan bu gelen kimdir?.. O benim, ben ki, doğrulukla söylerim, kurtarmakta kudretliyim. Niçin elbisende kırmızılık var ve niçin giysin üzüm basılan yerde çiğneyenin giysisi gibi? Üzüm basılan yeri ben tek başıma bastım; ve yanımda halklardan kimse yoktu; ve öfkemde onları çiğnedim; ve onları kızgınlığımla ayak altına aldım; ve onların kanı giysimin üzerine sıçradı ve bütün elbiselerimi kirlettim. Çünkü yüreğimde öç alma günü vardı.." (Yeşaya 63:1-6).
Yeremya Moab ülkesinde Botsra adını taşıyan bir yerden söz eder (Yeremya 48:24). Bezer adlı kentin aynısı olduğu öne sürülmüştür.
CELİLE (Bakınız GALİLE'ye)
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://rose-garden.niceboard.net
Beyaz Melek
Administrator
Beyaz Melek


Mesaj Sayısı : 3485
Yaş : 57
Kayıt tarihi : 23/11/07

Kutsal Kitap Yerler Sözlüğü Empty
MesajKonu: Geri: Kutsal Kitap Yerler Sözlüğü   Kutsal Kitap Yerler Sözlüğü Icon_minitimePtsi Kas. 25, 2013 12:04 pm

CENUB
"Güney" anlamındaki bu ad Eski Antlaşma'da İbranice'deki "Negeb" adını karşılar. Türkçe Kutsal Kitap'ta "Negeb" adı cenub (güney) diye çevrilir. Oysa "Negeb" adı bir yöne değil, bir bölgeye verilirdi. Anlamı 'kuru olan'dır. Bu bölge Beer-şeba kentinin güneyinden Sina yarımadasının dağlarına kadar uzanır. İbrahim bu bölgeden Mısır'a gitti: "Abram git gide Cenub'a (Negeb'e) doğru göç ediyordu. Ve memlekette kıtlık oldu; ve Abram orada misafir olmak üzere Mısır'a gitti" (Tekvin 12:9-10). İbrahim ve beraberindekiler "Mısır'dan Cenub'a çıktılar.. konaktan konağa göçerek Cenup'tan Beyt-el'e, Beyt-el ile Ay arasından başlangıçta çadırının olduğu yere kadar.. gitti" (Tekvin 13:1-4).
DABBEŞET
"Tepecik" demektir. Zebulun soyuna verilen toprağın sınırında bir kent (Yeşu 19:11). Konumuyla ilgili bilgimiz yoktur.
DABERAT
Adı "otlak" anlamını taşıyan bu kent İssakar soyuna ayrılan topraktan Levililer'in Gerşon koluna verildi (Yeşu 19:12; Yeşu 21:28; 1.Tarihler 6:72). Tabor dağının batısındaki Deburiyeh köyüdür bugün.
DALMAÇYA
(Bakınız DALMATYA'ya)
DALMANUTA
İsa üç gün yanında kalan dört bin kişiyi yedi ekmek ve birkaç balıkla doyurduktan sonra "hiç vakit geçirmeden, öğrencileriyle birlikte tekneye binip Dalmanuta bölgesine gitti" (Markos 8:10). Matta gittikleri yerin "Magadan yöreleri" olduğunu belirtir. "Bölge" ile "yöre" sözcüklerinin kullanılmasıyla bir kent ya da kasabaya değil bir köye ya da kasabaya bağlı kırsal bir yere gittikleri belirtilir. Aynı kırsal yeri belirtmek için iki ayrı köyün adının kullanılması bu yerin iki köyün toprağının birleştiği noktada olduğu izlenimini bırakır. Bu köylerin ya da kasabaların konumuyla ilgili kesin bilgimiz yoktur. Galile gölüne yakın olsa gerek çünkü tekneye binerek oraya ulaştılar.
DALMATYA
Dalmatya ya da Dalmaçya diye tanınan Roma ili bugünkü Yugoslavya kıyılarındaydı. Romalılar birinci yüzyılın başında İlirya adlı bölgeyi açınca onu Pannonya ile Dalmatya illerine böldüler. Pavlos Roma'daki imanlılara yazarken "belirtiler ve göz kamaştırıcı eylemler gücüyle, Kutsal Ruh'un yetkisiyle Yeruşalem'den İlirya dolaylarına dek, Mesih'in Sevinç Getirici Haberi'ni baştan başa" yaydığını bildirir (Romalılar 15:19). "İman ilişkisinde gerçek" çocuğu Titus'u oradaki yeni imanlıları desteklemek için oraya göndermiş olsa gerek çünkü Timoteos'a yazdığı bir mektup'ta "Titus Dalmatya'ya gitti"der (2.Timoteos'a 4:10).
DAMASKOS
(Bakınız "Şam" başlığı altında yazılanlara).
DAN
DAN BÖLGESİ: Yakub'un Rahel'in hizmetçisi Bilha'ya doğan oğluydu Dan. "Rahel dedi: Tanrı davamı gördü, sesimi de işitti bana bir oğul verdi; bunun için onun adını Dan (hükmetti demektir) koydu" (Tekvin 30:6). Vaat edilen yurtta Dan soyuna da miras verildi. Mirasını en son alan soydu. Kalan yedi soy için çekilen kuranın yedincisi Dan'a düştü (Yeşu 19:40-46). En küçük bölgeyi de aldı. Dan'ın kuzeyinde Efraim'e, doğusunda Benyamin'e ve güneyinde Yahuda'ya verilen topraklar bulunuyordu. Batı sınırı Ak Deniz idi.
DAN KENTİ: "Dan oğullarının sınırı kendilerine dar geldi; ve Dan oğulları çıktılar ve Leşem'le savaştılar onu alıp kılıçtan geçirdiler ve onu mülk edinip onda oturdular. Ataları Dan'ın adına göre Leşem'e Dan adını koydular" (Yeşu 19:47; Hakimler 18:27-31). Adı Leşem ya da bazen Laiş biçimini alan kent bugünkü Lübnan'da Erden ırmağının üst kesimiyle Hermon dağının yakınlarında Sur kentinin doğusundaydı. Bugün "hakim tepesi" anlamındaki Tel el-Kadı adıyla tanınır. Kentin kuruluşundan "yurt sürgüne götürüldüğü güne kadar" diktikleri oyma puta taptılar (Hakimler 18:30-31).
DAN'DAN BEER-ŞEBA'YA KADAR: Dan ülkenin kuzey sınırında ve Beer-şeba güney sınırında olduğundan halk ağzındaki bu deyim tüm yurtta anlamını taşırdı. Örneğin: "Ve bütün İsrail oğulları çıktılar ve Gilead ülkesi ile Dan'dan Beer-şeba'ya kadar topluluk bir adammış gibi Mitspa'da, RABBİN önüne toplandılar" (Hakimler 20:1).
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://rose-garden.niceboard.net
Beyaz Melek
Administrator
Beyaz Melek


Mesaj Sayısı : 3485
Yaş : 57
Kayıt tarihi : 23/11/07

Kutsal Kitap Yerler Sözlüğü Empty
MesajKonu: Geri: Kutsal Kitap Yerler Sözlüğü   Kutsal Kitap Yerler Sözlüğü Icon_minitimePtsi Kas. 25, 2013 12:04 pm

DAN-YAAN
Davut ordu başbuğu Yoab'a "Dan'dan Beerşeba'ya kadar İsrail'in bütün soyları arasında" dolaşıp halkı sayma buyruğunu verince bunu istemeye istemeye yapan Yoab ile ordu başkanlarının gittikleri yerlerin arasında Dan-yaan, çepçevre Sayda ve Beer-şeba bulunuyordu (2.Samuel 24:1-9). Dan-yaan kimi uzmanlara göre "ormanlardaki Dan" demektir. Buna göre önce Laiş sonra Dan adlarıyla tanınan kentin olması olasılığı vardı. Davut'un "Dan'dan Beer-şeba'ya kadar" demesi ve sıralanan bölgeler arasından Dan-yaan ve Beer-şeba adlarının geçmesi bu olasılığı biraz daha güçlendirir. Bunun yanı sıra Dan-yaan için başka yerler önerilmiştir ve konu kesinlik kazanmamıştır. (DAN'a bakınız).
DANNA
Bir uzman göre "mırıldanma", başka bir uzmana göre "engin" demektir. Yahuda'ya verilen toprakta bir kent (Yeşu 15:49). Dağlık bölgede Hebron'dan yaklaşık 12 kilometre uzaklığındaydı.
DAVUD'UN ŞEHRİ, DAVUT'UN KENTİ
Bu ad iki ayrı yer için kullanılırdı:
1) YERUŞALİM: "Sen buraya girmeyeceksin, fakat körler ve topallar seni kovacaklar" diyen Yebusiler'i yenip Sion hisarını alan Davut ona "Davud'un şehri" adını koydu (2.Samuel 5:6-10). Bu Hinnom ile Kidron derelerine bakan Yeruşalim'in yüksek tepesiydi ("Yeruşalim" ile "Sion" başlıkları altında yazılanlara bakınız).
2) BEYTLEHEM: Davut'un doğum yeri olarak İsa Mesih'in yeryüzünde yaşadığı çağda Beytlehem bu adla tanınırdı. "Herkes sayıma katılmaya gitti; her biri kendi kentine. Yusuf da Galile'nin Nasır kentinden Yahudiye'de Davut'un kentine, Beytlehem diye tanınan yere gitti. Çünkü Davut'un soyundan ve aile kuşağındandı" (Luka 2:3-4). (BEYTLEHEM'e bakınız).
DEBİR
1) Bir uzmana göre "konuşan" demektir. Daha önce Kiryat-sefer adıyla tanınırdı (Yeşu 15:15). Yeşu'un düzenlediği ilk seferde alınan kentlerden biri (Yeşu 10:38-39). Düşman kuvvetlerince yeniden alınmış olsa gerek, çünkü Kaleb'in kardeşi Kenaz'ın oğlu Otniel amcasının "Kim Kiryat-sefer'i vurur ve onu alırsa, kızım Aksa'yı karı olarak ona vereceğim" sözü üzerine gidip bu kenti aldı (Yeşu 15:16-17). Hebron'un güney batısında 18 kilometre uzaklığındaydı. Kazıbilim uzmanlarınca ortaya çıkarılan Tel Beyt-Mirsim olduğu sanılmaktadır. Buradan çıkarılan bir küpün kulpunda "Yaukin'in (Yehoyakim) kahyası Eliakim'e ait" diye bir yazı bulundu. Bundan bu yerin Babil sürgününe, kral Yehoyakim'in tutsak edilişine dek yerleşim merkezi olarak kaldığı anlaşılabilir.
2) Gad bölgesinde Debir adlı bir kent daha vardı. Bu soya verilen toprağın sınırı "Mahanaim'den Debir sınırına kadar" olduğu bildirilir (Yeşu 13:26). Mahanaim Erden'in doğusunda bugünkü Ürdün ülkesindeydi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://rose-garden.niceboard.net
Beyaz Melek
Administrator
Beyaz Melek


Mesaj Sayısı : 3485
Yaş : 57
Kayıt tarihi : 23/11/07

Kutsal Kitap Yerler Sözlüğü Empty
MesajKonu: Geri: Kutsal Kitap Yerler Sözlüğü   Kutsal Kitap Yerler Sözlüğü Icon_minitimePtsi Kas. 25, 2013 12:04 pm

DEDAN
Dedan İbrahim'in aldığı "başka bir kadın" olan Ketura'dan oğlu Yokşan'ın oğluydu (Tekvin 25:1-3). İbramin bu çocuklarını daha hayattayken mirasçısı İshak'tan ayırmak için armağanlar vererek "doğuya doğru" gönderdi (Tekvin 25:5-6). Aynı ad taşıyan Nuh'un oğlu Ham'ın soyundan Kuş'un oğlu Raama'nın oğlu Dedan vardı.
Dedan adlı kentin bu iki soyun hangisinden adını aldığı bilinmiyor. Bir uzman bu iki soyun bir dönemde birleştiğini ileri sürüyor. Bu konular kesinlik kazanmamıştır. Peygamberler Edom'un güneyinde bulunan Dedan adlı bir kentten söz ederler. Örneğin Yeşaya "Arab ili üzerindeki" yükte "Ey Dedaniler'in kervanları, Arab ili ormanında geceleyeceksiniz" der (Yeşaya 21:13). Yeremya "İsrail'in Tanrısı" RABBİN kendisine şunları söylediğini bildirir: "Benim elimden bu öfke şarabı kasesini al ve seni göndereceğim bütün uluslara onu içir". Yeremya bunu "Dedan'a ve Tema'ya ve Buz'a ve sakal başları kesik olanların hepsine; ve bütün Arab ili krallarına ve çölde oturan karışık halkın bütün krallarına" içirdiğini açıklar (Yeremya 25:15-26).
Dedan "engin" demektir. Yeremya'nın başka bir peygamberlik sözünde bununla ilgili bir kelime oyunu yapılır: "Kaçın, geri dönün, derin yerlerde oturun, Dedan'da oturanlar! Çünkü Esav'ı yokladığım zaman belasını onun başına getireceğim" (Yeremya 49:Cool. Dedanlılar Sur ile ticaret yapardı (Hezekiel 27:15). Bugünkü Sudi Arabistan'da Medina'nın kuzeyinde olan Al-ula olduğu sanılmaktadır.
DEKAPOLİS
Eski Yunanca'da "on kent" demektir. Galile gölünün güneyiyle doğusunda bulunan Yunanlılar'ın yerleştiği bir bölge. Mesih'ten önce ikinci yüzyılda yerleşmeye başlamışlardı. M.Ö. 63 yılında Romalı general Pompey bu bölgedeki Skitopolis (Beyt-şean), Hippos ve Pella adlı kentleri Yahudiler'den alarak Suriye iline ekledi. Bu kentlere iç yönetimde özerklik tanındı. Yaklaşık M.S. 1 yılında aralarında ticaret ve savunma için ittifak kurdular. Plinius on kentin adlarını şöyle verir: Skitopolis, Pella, Dion, Gerasa, Filadelfiya, Gadara, Rafana, Kanata, Hippos ve Damaskos (Şam).
İsa "hükümranlığın Sevinç Getirici Haberi'ni yayarak, halk arasında her rahatsızlığı.. sağlığa dönüştürerek tüm Galile bölgesini bir uçtan öbür uca dolaştı. Ünü tüm Suriye'de yayıldı.. Galile'den, Dekapolis'ten, Yeruşalem'den, Yahudiye'den, Ürdün'ün karşı yakasından gelen yoğun kalabalıklar O'nun ardı sıra gittiler" (Matta 4:23-25). İsa çok cine tutulan adamdan cinlerin domuz sürüsüne girmesine izin vermesi "denizin karşı yakasına, Gerasiniler ülkesine" vardıklarında oldu (Markos 5:1-20). Gerasa on kentten biriydi. İsa kuzey batıda, Ak Deniz kıyılarındaki "Sur dolaylarından ayrılıp Sayda'dan geçtikten sonra" güney doğuya gidip Galile gölüne varmak için geri dönmesini gerektiren bir yol seçerek "Dekapolis dolaylarını" aştı (Markos 7:31). Buysa çok cinden kurtulan ve kendi bölgesinde tanıklık etmeye gönderilen adamı aramak için olabilirdi.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://rose-garden.niceboard.net
Beyaz Melek
Administrator
Beyaz Melek


Mesaj Sayısı : 3485
Yaş : 57
Kayıt tarihi : 23/11/07

Kutsal Kitap Yerler Sözlüğü Empty
MesajKonu: Geri: Kutsal Kitap Yerler Sözlüğü   Kutsal Kitap Yerler Sözlüğü Icon_minitimePtsi Kas. 25, 2013 12:05 pm

DERBE
Likaonya dilinde ardıç anlamındaki "delbeia" adından gelir. Daha önce Roma yönetimi altındaki Galatya ilinin Likaonya bölgesinde bir kent olan Derbe, yaklaşık M.S. 45 yılında Laranda (bugünkü Karaman) kentiyle birlikte Romalılarca Kommagene kralı Antiokos'un yönetimi altına koyuldu. Bugünkü Karaman iline yakın olan Devri Şehri olduğu düşünülmektedir.
Pavlus'la Barnabas Antalya ve Isparta yöreleri üzerinden o çağda Frikya'ya bağlı Konya'ya gelmişti. "Haberciler uzunca bir süre orada kaldılar; hiç çekinmeden Rab adıyla konuştular. Rab da kendi kayrasıyla Söz'e tanıklıkta bulundu. Onların eliyle belirtiler ve göz kamaştırıcı eylemler getirilmesini sağladı." Onları taşa tutmaya düzen kurulduğunu "anlayan Haberciler, Likaonya'nın kentleri olan Listra ile Derbe'ye ve çevre bölgeye kaçtılar" (Res.İş. 14:1-7).
Listra'da taşa tutulan Pavlus düşmanları onu ölü sandıkları için yeniden kente girebildi ve "ertesi gün Barnabas'la birlikte oradan ayrılıp Derbe'ye gitti" (Res.İş. 14:19-20). Kommagene kralı Antiokos'un yönetimi altında olduğu için Pavlus Derbe'de kendisini kovalayanlardan güvenlikteydi. Bir olasılıkla Pavlos'un Galatyalılar'a yazarken değindiği "Sevinç Getirici Haber'i sizlere ilk gelişimde bedensel hastalığım nedeniyle müjdelemiştim" olayı Listra'da aldığı yaraların iyileşmesi için Derbe'de uzunca bir süre kalmasıyla ilgiliydi (Galatyalılar 4:13-16). Ama kesinlikle bilmiyoruz. Bildiğimiz şudur: Derbe'de Sevinç Getirici Haber'i müjdeleyip birçok öğrenci kazandıktan sonra Listra'ya, Konya'ya ve Antakya'ya döndüler (Res.İş. 14:21). Kazandığı öğrencilerden biri daha sonra kendisiyle yolculuk yapan Derbeli Gaios olabilirdi (Res.İş. 20:4).
Pavlus "Suriye ve Kilikya'dan geçerek kilise topluluklarını" destekledikten sonra "Derbe ile Listra'ya uğradı" (Res.İş. 15:41;16:1).
DİBLA
Hezekiel'in peygamberliğinde Tanrı "çölden Dibla'ya doğru bütün oturdukları yerlerde, yurdu virane ve ıssız" yapacağını açıklar (Hezekiel 6:14). Çöl güneyin en çok dikkat çeken görünümü olduğuna göre Dibla kuzeyin bir kenti olsa gerek. Kuzeyde böyle bir kentin bulunduğuna ilişkin bir kayıt yoktur. Oysa RAB Musa'ya yurdun sınırını bildirirken onun kuzey doğuda Ribla'ya indiğini söyler (Sayılar 34:11). İbranice'de 'r' ile 'd' harflerinin birbirine benzediğine dikkat çekerek kimi uzmanlar Ribla adının kopya edilirken yanlışlıkla Dibla adı olarak yazıldığını ileri sürer.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://rose-garden.niceboard.net
Beyaz Melek
Administrator
Beyaz Melek


Mesaj Sayısı : 3485
Yaş : 57
Kayıt tarihi : 23/11/07

Kutsal Kitap Yerler Sözlüğü Empty
MesajKonu: Geri: Kutsal Kitap Yerler Sözlüğü   Kutsal Kitap Yerler Sözlüğü Icon_minitimePtsi Kas. 25, 2013 12:05 pm

DİBON
Bir uzmana göre "ırmak yatağı" başkasına göre "üzülme" demektir.
1) Sürgünden dönen "Yahuda oğullarından bazıları Kiryat-arba ile kasabalarında ve Dibon ile kasabalarında ve Yekabtseel ile köylerinde.. oturdular" (Nehemya 11:25-30). Nerede olduğu kesinlikle bilinmez. Dibon'dan Kiryat-arba (Hebron) ve Yekabtseel ile birlikte söz edildiğine göre bu yerlere yakın Yahuda'nın güneyinde bulunsa gerek.
2) Arnon deresinin kuzeyinde 6 kilometre uzaklığında bulunan bugünkü Diban adlı yerdeydi. Lut gölünün doğusunda Moab topraklarındaydı. Amoriler kralı Sihon onu açmıştı (Sayılar 21:26-30). Musa'nın önderliği altındaki İsrail oğulları onu Sihon'dan aldı (Sayılar 21:21-25). Ruben ile Gad oğulları Musa'dan hayvancılık için elverişli olan Atarot, Dibon, Yazer, Nimra, Heşbon, Eleale, Sebam, Nebo ve Beon kentlerini istediler (Sayılar 32:1-5).
Gad oğulları Dibon kentini savunulacak duruma getirdi (Sayılar 32:34). Dibon-gad adlı bir yer İsrail oğullarının Mısır'dan yurda göç ederken konakladıkları yerlerden biriydi (Sayılar 33:45-46). Aynı yer olduğu sanılır. Dibon-gad diye tanınması Gad soyunun denetimi altında olduğunu belirtmek için olduğu düşünülür. Oysa Yeşu 13:17 ayetinde Musa'nın Dibon kentini Ruben soyuna verdiği belirtilir. Herhangi bir nedenden Ruben, değil, Gad onu denetimi altına aldı (Sayılar 32:34).
Yeşaya ile Yeremya peygamberlerin çağlarında bu kent Moab halkının elindeydi (Yeşaya 15:2; Yeremya 48:18-22).
DİBON-GAD
(Dibon başlığı altında numara 2'ye bakınız).
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://rose-garden.niceboard.net
Beyaz Melek
Administrator
Beyaz Melek


Mesaj Sayısı : 3485
Yaş : 57
Kayıt tarihi : 23/11/07

Kutsal Kitap Yerler Sözlüğü Empty
MesajKonu: Geri: Kutsal Kitap Yerler Sözlüğü   Kutsal Kitap Yerler Sözlüğü Icon_minitimePtsi Kas. 25, 2013 12:05 pm

DİCLE
Gününümüzde Diyarbakır'ın kuzeyinden çıkıp Cizre'de Irak sınırını aşan bu ırmak Fırat ırmağıyla birleştikten sonra yaklaşık 1830 kilometrelik bir yolun sonunda Basra Körfezi'ne dökülür. Bu ırmaktan Kutsal Kitap'ta iki kez söz edilir. Birincisi Adem ile Havva'nın Tanrı tarafından yerleştirildiği bahçeyi sulayan ırmağın bölündüğü dört koldan biridir: "Ve üçüncü ırmağın adı Dicle'dir" (Tekvin 2:14). Tufan'ın araya girmesi nedeniyle günümüzdeki ırmakla ne derece bir ilgisi olup olmadığını söylemek olanaksızdır. İkincisi Babil sürgününde Daniel'in "büyük ırmağın, Dicle'nin kenarında iken" gördüğü görmesiydi (Daniel 10:4). İbranice'de "Hiddekel" adıyla tanınıyor idiyse de eski Babil dilinde "çember" anlamındaki İdiglat ya da Digla adını taşıyordu. Türkçe adı bundan kaynaklanmaktadır. Nineve ve Aşur gibi önemli tarihsel kentler bu ırmağın yanına kurulmuştu. (Bakınız ADEN'e, FIRAT'a ve MEZOPOTAMYA'ya).
DİLEAN
Yahuda soyuna verilen bölgenin ova kesiminde bir kent (Yeşu 15:33-38). Bir uzmana göre "sukabağı" demektir. Nerede olduğu bilinmemektedir. Aynı sırada Lakiş kentinin olması aynı yörede bulunduğu izlenimini bırakır. Lakiş Hebron'un batısında kıyı ovasına inen yamaçlardayı.
DİMNA
Zebulun soyunun mirasında Levililer'in Merari koluna verilen bir kent ve otlağı (Yeşu 21:35). İbranice'de "D" harfiyle "R" harfinin birbirine çok benzemesi kimi uzmanların 1.Tarihler 6:77 ayetinde Merari soyuna verildiği bildirilen Rimmono kentinin Dimna olduğunu öne sürmelerine yol açmıştır. Buna göre bir yerden bir yere kopya edilirken "D" harfi yerine "R" harfi yazılmış ya da tersi. Zamanla kentin adı değişmiş de olabilir. Anlamı "tezek" olduğu açıklanır.
DİMON
RAB Moab'a indireceği öfkeli yargısını Yeşaya peygamber aracılığıyla açıklarken şunları bildirir: "Dimon suları kanla dolu; çünkü Dimon üzerine daha çoğunu, Moab'ın kaçıp kurtulanları üzerine ve ülkenin artakalanı üzerine bir aslan getireceğim." (Yeşaya 15:9). Moab ülkesinde Dimon adlı bir kentle ilgili bir kayıt bulunmadığından aynı ülkedeki Dibon kenti olduğu sanılır (Dibon başlığı altında numara 2'ye bakınız).
DİMONA
Yahuda soyuna verilen bir kent (Yeşu 15:22). Bir olasılıkla sürgünden sonra Dibon diye tanınan kentin aynısıdır (Dibon başlığı altında numara 1'e bakınız).
DİNHABA
Nerede bulunduğu bilinmeyen Edom'un bir kenti: "Edom'da Beor'un oğlu Bela kral oldu ve kentinin adı Dinhaba idi" (Tekvin 36:32; 1.Tarihler 1:43). Adın anlamıyla ilgili bilgimiz yoktur.
Dİ-ZAHAB
Bu yerin adı "altın" ya da "altının efendisi" demektir. İsrail oğullarının çöldeki dolaşmaları sırasında Sina bölgesinde konakladıkları Hatserot'un karşısında bulunan bir yer (Tesniye 1:1).
DOFKA
İsrail oğullarının vaat edilen yurda göç ederken sekizinci konak yeri (Sayılar 33:12-13). "Davar gütme" demektir. Konumuyla ilgili bilgimiz yoktur.
DOR
Bir uzmana göre bu kentin adı "daire", başka birine göre "konut" demektir. Yeşu'ya karşı koyan Hatsor kralı Yabin'le birlikte savaşanlar arasında "Dor sırtlarında olan krallar" vardı (Yeşu 11:1-2). "RAB onları İsrail'in eline verdi" (Yeşu 11:Cool. Aşer'in sınırında olduğu halde Manasse onu almaya çalıştı ama oradaki halkı kovamadı (Yeşu 17:11; Hakimler 1:27). Kral Süleyman'ın on iki görevlisinden biri ve kızı Tafat'la evli olan Ben-abinadab "bütün Dor yaylasında" arazi sahibiydi (1.Krallar 4:11). En-dor aynı yer olmadığı iki kentin birlikte sıralanmasından anlaşılır (Yeşu 17:11). Ak Deniz kıyısında Karmel dağının güneyindeydi.
DOTAN
Bu kentin bulunduğu verimli ova Samiriye dağları ile Karmel sıra dağları arasında Ak Deniz ovasından Yizreel vadisine doğal bir geçit oluşturur. Bu nedenle Şam'dan Mısır'a giden ticaret yolu oradan geçerdi. Hebron'dan Şekem'e gidip kardeşlerini arayan Yusuf'a Dotan'a gittikleri haber verilince gidip onları orada buldu (Tekvin 37:17). Kardeşleri tarafından kuyuya atılan Yusuf Erden ırmağının doğusunda bulunan Gilead'dan Mısır'a giden İsmaililer'e satıldı (Tekvin 37:25-28). Üç buçuk metre derinliğinde olan kuyular Dotan'ın kalıntılar arasında bulunmuştur. Bir uzmana göre bu kentin adı "iki kat şölen", başkasına göre "iki kuyu" demektir.
Bu kentle ilgili çok ilginç bir olay Suriye kralının Elişa peygamberi yakalamak için Dotan'a gidişidir. Suriye kralının askerlerini ve atlılarını gören peygamberin uşağı korkusundan "Eyvah efendim, nasıl edeceğiz?" diye sordu. (2.Krallar 6:15). Elişa'nın yanıtı RABBE karşı ne denli sarsılmaz güven taşıdığını açıklar: "Korkma, çünkü bizimle olanlar, onlarla olanlardan çoktur." Sonra uşağın gözlerinin açılması için dua etti ve uşak Elişa'nın çevresindeki dağın ateş atları ve arabalarıyla dolu olduğunu gördü. Sonra Elişa onu yakalamaya gelenlerin yanına giderken "RABBE yalvarıp dedi: 'Rica ederim, bu halkı körlükle vur.' Ve Elişa'nın sözüne göre onları körlükle vurdu." Elişa onları güneyde bulunan Samiriye'ye on altı kilometre yol yürütüp İsrail kralına teslim etti (2.Krallar 6:16-23).


Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://rose-garden.niceboard.net
Beyaz Melek
Administrator
Beyaz Melek


Mesaj Sayısı : 3485
Yaş : 57
Kayıt tarihi : 23/11/07

Kutsal Kitap Yerler Sözlüğü Empty
MesajKonu: Geri: Kutsal Kitap Yerler Sözlüğü   Kutsal Kitap Yerler Sözlüğü Icon_minitimePtsi Kas. 25, 2013 12:05 pm

DUMA
1) Adın anlamı "sesizlik". Bu yer Kutsal Kitap'taki birkaç yer gibi adını bir soyun önemli atasından alır. İbrahim'in cariyesinden oğlu İsmail'in oğullarından biri Duma idi (Tekvin 25:14; 1.Tarihler 1:30). "İsmail'in oğulları bunlardır; köyleriyle, obalarıyla onların adları bunlardır, halklarına göre on iki bey idiler (Tekvin 25:16). Duma bugünkü Sudi Arabistan'da Ürdün ile Irak arasındaki bölgenin ortasındaydı. Lut gölünün güney doğusunda.
2) Yeşaya İsmailliler'in Duma kentini Esav'ın soyu olan Edom halkının Seir bölgesiyle birleştirir (Yeşaya 21:11-12). Seir Duma'nın batısındaydı. Kimi yorumcular bu durumdan buradaki Duma'nın simgesel bir ad olduğu sonucunu çıkarır. Oysa komşu ülkeler olduklarına göre her ikisinin aynı zamanda Tanrı'nın yargısına uğraması olanaklıdır.
3) Yahuda'ya verilen bölgede Duma adlı bir kent bulunuyordu (Yeşu 15:52). Hebron'un güney batısında 16 kilometre uzaklığındaydı.
DURA OVASI
"Kral Nebukadnetsar bir altın heykel yaptı.. Babil vilayetinde Dura ovasında onu dikti" (Daniel 3:1). Bu heykelin önüne eğilmeyi kabul etmeyen Şadrak, Meşak ve Abed-nego ateşi alevli fırına atıldılar. Tanrı onları oradan kurtardığı zaman üzerlerinde yangın kokusu bile yoktu. Dura "daire" ya da "duvar" demektir. Babil çevresinde bu ad taşıyan birkaç yer vardı. Bu nedenle nerede olduğu kesinleşmemiştir. Babil bugünkü Irak'taydı.
EBAL DAĞI
Şekem kentinin kuzeyinde bulunan ve karşısındaki Gerizim dağından daha yüksek bir dağ. Adının anlamı taş. Musa Erden ırmağının doğusunda konaklayan İsrail halkına Tanrı'nın bildirdiği buyruk ve yasaları önlerine koyduktan sonra (Tesniye 5-11) şunları söyledi: "Bakın ben bugün önünüze bereketi ve laneti koyuyorum; bugün size emretmekte olduğum Allahınız RABBİN emirlerini dinlerseniz, bereket; ve Allahınız RABBİN emirlerini dinlemezseniz, ve bilmediğiniz başka ilahların ardınca yürümek için bugün size emretmekte olduğum yoldan saparsanız, lanet.. Gitmekte olduğun yurda Allahın RAB seni getirdiği zaman, bereketi Gerizim dağı üzerine, ve laneti Ebal dağı üzerine koyacaksın. Onlar Erden ötesinde, güneşin battığı yolun arkasında, Araba'da oturan Kenanlılar yurdunda, Gilgal karşısında, More meşelerinin yanında değil mi?" (Tesniye 11:26-30).
Başka bir konuşmasında (Tesniye 27:9-37,68) Musa İsrail'in altı soyu Gerizim üzerine ve öbür altısı Ebal üzerine duracağını buyurdu (Tesniye 37:9-13). Birkaç yengi yaptıktan sonra Yeşu karşılıklı iki dağ üzerinde Musa'nın buyurduğu gibi yaptı (Yeşu 8:30-35).
EBEN-EZER
"Yardım taşı" anlamındaki bu yerde İsrail iki kez üst üste Afek'te ordugah kuran Filistiler tarafından yenilgiye uğratıldı. İkinci kez Tanrı'nın önünde kendilerini alçaltıp işledikleri günahlardan dönemeleri yerine "RABBİN ahit sandığını" onları düşmanlarının elinden kurtarsın diye getirdiler (1.Samuel 4:3-9). Kahin Eli'nin iki günahlı oğlu Hofni ile Finehas öldü ve Antlaşma Sandığı düşmanların eline düştü.
Bundan birkaç yıl sonra Filistiler saldıracağı sırada İsrail Samuel'e kendileri için dua etsin diye rica ettiler. "Samuel İsrail için RABBE feryat etti; ve RAB ona cevap verdi.. RAB o gün Filistiler üzerine büyük sesle gürliyip onları şaşırtı; ve İsrail'in önünde vuruldular" (1.Samuel 7:9-10). "Samuel bir taş alıp Mitspa ile Şen arasında dikti ve onun adını Eben-ezer koyup: RAB bize buraya kadar yardım etti, dedi" (1.Samuel 7:12). Mitspa ile Şen'in nerede olduğu saptanmadığı için taşın durduğu yerde saptanamadı. Bu ayetten İsrail'in yengisinden sonra bu yere Eben-ezer adının verildiği anlaşılır. Daha önceki olay anlatıldığı zaman olay sırasında bilinmeyen bir ad kullanılmış olsa gerek.
EDEN
Amos peygamber Tanrı'dan şu çarpıcı peygamberlik sözünü duyurur: "Şam'ın kapı sürgüsünü kıracağım, ve Aven deresinden orada oturanları ve Eden evinden elinde asa tutanı söküp atacağım; ve Suriye halkı Kir'e sürülecek, RAB diyor" (Amos 1:5). Yıllar sonra Aşur kralı Senharib'in Yeruşalim'e gönderdiği elçi Rabşake, bu peygamberlik sözünün gerçekleşmesine değinir: "Atalarımın helak ettikleri milletleri, Gozan'ı ve Haran'ı, ve Retsef'i, ve Telassar'daki Eden oğullarını ilahları kurtardılar mı?" (Yeşaya 37:12). Eden oğullarının evi, Urfa'nın güneyindeki Haran ve Suriye'de Fırat ırmağındaki Gozan kentleriyle birlikte ona değinildiğine göre olasılıkla aynı genel bölgedeydi. Eski yazıtlarda konusu edilen Bit-Adini (Beyt-Eden) krallığı olduğu sanılır. Fırat ile Balık ırmakları arasındaydı. Sur kentiyle ticaret edenlerin arasında "Eden.. tacirleri" bulunurdu. Sur mallarını "lacivert ve renk renk işlemeli kumaş topları ile ve erz ağacından yapılmış, iplerle sarılmış değerli esvap sandıkları ile değiş ederlerdi" (Hezekiel 27:23-24). Telassar adlı yerin konumu şimdiye dek saptanmamıştır.
EDER
"Sürü" anlamına gelen bu yere Yakup Rahel'in ölümünden sonra göç etti ve "Eder kulesinin ötesinde çadırını kurdu" (Tekvin 35:20-22). Rahel Beyt-el ile Beyt-lehem Efrat arasındaki yolda ölmüştü. Yakup daha sonra Hebron'a gitti (Tekvin 35:27). Buna göre Eder Beyt-lehem ile Hebron arasındaydı. O yörede otururken ilk oğlu Ruben aşiret başkanlığına seçilmemesine yol açan babasına karşı işlediği günah yer aldı. Mika aracılığıyla bildirilen peygamberlik sözünde konusu edilen "sürünün kulesi" Yeruşalim'i simgeler (Mika 4:Cool. Tanrı'nın halkı sürüye, kral çobana ve başkent koyun hırsızlarına karşı kurulan bir gözetleme kulesine benzetilir.
Güneyde Yahuda'ya verilen bölgede bir kent: "Yahuda oğulları soyunun Edom sınırına doğru Cenub'un (Negeb'in) en son kısmında olan kentleri, Kabtseel ve Eder" (Yeşu 15:21).
EDOM
"Esav, Seir dağında oturdu; Esav Edom'dur" (Tekvin 36:Cool. Daha önceleri Seir dağı adıyla tanınan bölge daha sonra oraya yerleşen Yakup'un ikiz kardeşi Esav'ın takma adı olan Edom adıyla tanınıyordu. Edom "kızıl" demektir. Esav'ın onun için ilk oğulluk hakkını sattığı mercimek çorbasının renginden gelir (Tekvin 25:25-33). Bu bölge İsrail'in güney doğusundaydı. Lut gölünün içinde bulunduğu Araba vadisinin Akaba körfezine doğru olan en güney kesimiyle yanlarında yükselen dağlardan oluşurdu. İlginç şey bu dağların kızıl taşlardan oluşmasıdır. Yahuda'ya verilen bölgenin güney ucu "Cenub'un (Negeb'in) en son kısmında" "Edom sınırına doğru" idi (Yeşu 15:21). Edom doğusundaki yüksek ovadan Akaba körfezinden kuzeye doğru uzanan "kral caddesi" vardı. Edom halkı Kadeş'ten ilerlemek isteyen Musa yönetimindeki İsrail halkının o caddeden geçmesine izin vermedi (Sayılar 20:14-21).
Edom ile İsrail arasındaki düşmanlığı kuşaklar boyu sürdü. Mesih'ten önce üçüncü yüzyılda Edomlular Nabatealılar tarafından yurtlarından çıkarıldılar. Yahuda halkına sığınanlar yahudileşmeye zorunda kaldılar. Bu kişilerin arasında Romalılar tarafından Yahuda krallığına getirilen Hirodes ve soyu vardı.
EDREİ
1/ Naftali soyuna verilen kentlerden biri (Yeşu 19:37). Konumuyla ilgili bilgimiz yoktur.
2/ Başan kralı Og'un savaşmak için İsrail'e karşı çıktığı kent (Tesniye 3:1-10. Og'u yenince İsrail Edrei kentini ve bütün Başan ülkesini ele geçirdi. Daha sonra Manasse soyuna verildi (Yeşu 13:31; Sayılar 32:33). Başan Galile gölünün doğusu ve kuzeyindeydi. Edrei Başan'ın güney sınırındaydı. Bugün Suriye Ürdün sınırında bulunan Deraa kentidir. Çok ilginç bir yeraltı kenti bulunmuştur orada. Adın anlamı "kudretli", ya da başka bir uzmana göre "ekilmiş tarla".
EDREMİT
İsrail'deki Kayseriye'den Roma'ya tutuklu olarak giden Pavlus "Asya (Ege) kıyılarına uğrayacak olan, Edremit limanına bağlı bir gemiye binip" açıldı. (Res.İş. 27:2). Edremit limanı bugün Edremit körfezi kıyısındaki Karataş'tır. Deniz'den birkaç kilometre uzaktaki Edremit ilçesi tarihsel adı devam ettirmektedir.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://rose-garden.niceboard.net
Beyaz Melek
Administrator
Beyaz Melek


Mesaj Sayısı : 3485
Yaş : 57
Kayıt tarihi : 23/11/07

Kutsal Kitap Yerler Sözlüğü Empty
MesajKonu: Geri: Kutsal Kitap Yerler Sözlüğü   Kutsal Kitap Yerler Sözlüğü Icon_minitimePtsi Kas. 25, 2013 12:06 pm

EFES-DAMMİM
Davut'un Golyat'ı öldürmesi olayında "Filistiler Yahuda'nın Soko kentinde toplandılar ve Soko ile Azeka arasında, Efes-dammim'de ordugah kurdular" (1.Samuel 17:1). Adın anlamı "kan sınırı". Bu ad İsraililer ile Filistiler arasındaki kanlı savaşlardan gelmiş olsa gerek.
EFESOS
Roma İmparatorluğu'nun Asya eyaletinin en önemli kenti, bugün Selçuk ilçesine yakın görkemli Efes harabeleridir. M.Ö. 133 yılında Bergama kralı 3. Attalus krallığını ve ondan bir parça olan Efesos kentini Roma İmparatorluğu'na bağışladı. Bergama Asya eyaletinin başkenti olarak kaldıysa da, Asya'dan gelen kervan yolunun başında bulunması ve önemli bir liman olması nedeniyle en önemli merkezi Efesos oldu. Kentin nüfüsü o çağda yaklaşık 30,000 idi. Kentin dışında bulunan Artemis tapınağı dünyanın yedi harikasından biri sayılırdı. Büyüklüğü Atina'daki Partenon tapınağının dört katıydı.
Priskila ve Akila ile Korintos'tan açılan ve Suriye'ye gitmeye tasarlayan Pavlus'un bindiği gemi Efesos'a uğradı. Pavlus arkadaşlarından ayrılıp "sinagoga gitti, Yahudiler'le tartıştı. Onlar daha uzun süre kalmasını istedilerse de kendisi bunu uygun görmedi" (Res.İş. 18:18-22). Pavlus yokken Priskila ile Akila Apollos'a "Tanrı'nın yolunu tüm inceliğiyle" açıkladıktan sonra onu Korintos'a yolladılar (Res.İş. 18:23-28). Pavlus "iç Anadolu'yu dolaşarak Efesos'a geldi" (Res.İş. 19:1). Orada on iki öğrencinin üzerine Kutsal Ruh geldikten sonra Pavlus üç ay sinagogta Yahudiler'le tartıştı. Ve daha sonra iki yıl Tiranos'un toplantı salonunda bu işi sürdürdü. Bu sürede "Tanrı Pavlus'un eliyle görülmemiş güçlü işler yaptı" (Res.İş. 19:1-12). Bu dönemde Rab İsa'nın hem kötü ruhlarla büyücülük hem de merkezi Efesos'ta olan yalancı tanrıça Artemis üzerindeki yengisi açıkça gösterildi (Res.İş. 19:13-41).
Buradan da Sevinç Getirici Haber Ege'nin başka kentlerine ulaştı. Öyle ki, Luka şunu yazabildi: "Sonunda Asya'da yaşayan herkes-Yahudi olsun, Yunanlı olsun-Tanrı Sözü'nü duydu" (Res.İş. 19:10). Pavlus Efesos'tan Korintos'taki inanlılara iki mektubunu yazdı (1.Korintoslular 16:Cool. Makedonya'ya giderken Pavlus Timoteos'u Efesos'ta bırakmıştı (1.Timoteos'a 1:3). Efesos Yuhanna'nın Patmos adasındayken Rab'den aldığı tanrısal açıklamada ve yedi kilise topluluğuna yöneltilen mektuplarda ilk sıra alır.
EFRAİM BÖLGESİ
Benyamin ile Dan soylarına verilen topraklarının kuzeyinde ve Manasse'ye verilen toprakların güneyinde Erden yakınlarından Akdeniz'e uzanan geniş bir bölgeydi. Yusuf'un ikinci oğlu Efraim'in soyuna verilen bölge. Yakup Yusuf'un iki oğlunu kutsarken bilinçli olarak kollarını çapraz durumda uzatıp sağ elini daha küçüğünün üzerine koyup ağabeyinden daha büyük olacağını bildirdi (Tekvin 48:11-20). Toplanma çadırı ilkin Efraim'e ait Şilo kentinde kurulunca bu soy önem kazandı. Rehoboam zamanında krallık ikiye bölünüce kuzey krallığın orta direği oldu. Kuzey krallık "Efraim" adıyla tanınmaya başladı (Yeşaya 7:2). Mesih'in hükümranlığında Efraim ile Yahuda yeniden tek krallık olacak (Yeşaya 11:13; Hezekiel 37:15-22). Yusuf oğlunun adını Efraim koyarken anlamını şöyle açıklar: "Tanrı düşkünlüğümün diyarında beni semereli kıldı" (Tekvin 41:52). Efraim ürünlü demektir.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://rose-garden.niceboard.net
Beyaz Melek
Administrator
Beyaz Melek


Mesaj Sayısı : 3485
Yaş : 57
Kayıt tarihi : 23/11/07

Kutsal Kitap Yerler Sözlüğü Empty
MesajKonu: Geri: Kutsal Kitap Yerler Sözlüğü   Kutsal Kitap Yerler Sözlüğü Icon_minitimePtsi Kas. 25, 2013 12:06 pm

EFRAİM DAĞLIĞI
Yusuf oğulları (Efraim ve Manasse) küçük bir pay aldıklarına yakınınca Yeşu onlara "Efraim dağlığı sana dar geliyorsa, ormana çık ve orada Perizziler ve Refalar memleketinde kendin için yer aç" dedi (Yeşu 17:15). Yeşu da bu bölgede gömüldü: "Onu Gaaş dağının kuzeyinde, Efraim dağlığında, Timnat-heres'te, mirasının sınırı içinde gömdüler" (Hakimler 2:9). Bu dağlığı ayrıca İsrail dağlığı olarak tanınırdı (Yeşu 11:21). Ülkenin ikiye bölünmesinden sonra Samiriye dağları adını da aldı (Amos 3:9). İsrail'in bel kemiğini oluşturan sıra dağlarının en kuzey kesimi, Beyt-el'den Yizreel ovasına kadarki dağlık bölge.
EFRAİM KASABASI
Yahudi yetkilileri O'nu öldürmeye tasarlayınca İsa'nın Yeruşalem'den ayrıldığı kasaba (Yuhanna 11:53-54). Beytel'in kuzey doğusunda bulunan et-Tayibe olduğu sanılır. Baal-hatsor'un yanında bulunan Efraim aynı yer olduğu düşünülmektedir (2.Samuel 13:23). Bazı uzmanlar Ofra ile bir sayarlar.
EFRAİM ORMANI
Davut'a bağlı orduyla başkaldıran oğlu Abşalom'la gidenler arasındaki savaş "Efraim ormanında oldu" (2.Samuel 18:,6). Abşalom Erden ırmağını geçmiş ve Gilead diyarında ordugah kurmuş olduğuna göre bu orman Erden'in doğusunda bulunmuş olsa gerek (2.Samuel 17:24-26). Davut da Erden'i geçmiş, doğusunda bulunan Mahanaim'de ordugah kurmuştu.
EFRAT
Bazen de Efrata olarak yazılan bu ad Beyt-lehem adı yerine ya da onunla birlikte kullanılırdı. Örneğin: "Rahel öldü, ve Efrat yolunda gömüldü (o Beyt-lehem'dir)" (Tekvin 35:19). Ya da, "Sen, Yahuda binleri arasında bulunmak için küçük olan Beyt-lehem Efrata, İsrail üzerine hükümdar olacak adam bana senden çıkacak" (Mika 5:2). Naomi "Beyt-lehem-yahuda'dan Efratalı" idi (Rut 1:2). Davut "Beyt-lehem-yahuda'dan, adı Yesse olan o Efratlı'nın oğlu idi" (1.Samuel 17:12). Adın anlamı "verimlilik" ya da "ürünlü". (Bakınız BEYT-LEHEM'e).
EFRON
Yahuda kralı Abiya ve ordusu "atalarının Tanrısı RABBE" dayanınca İsrail kralı Yereboam ve ordusunu yenip ondan "Beyt-el'i ve kasabalarını, Yeşana'yı ve kasabalarını, Efron'u ve kasabalarını aldı" (2.Tarihler 13:18-19). Uzmanlar Efraim ve Ofra denilen kentin aynısı olduğu üzerinde durmaktalar. Buna göre Beyt-el'in kuzey doğusunda, bugünün et-Tayibe adlı yerindeydi.
EFRON DAĞLIĞI
Kiryat-yearim yöresinde bulunan ve Yahuda topraklarının Benyamin topraklarıyla sınırında bir dağlık (Yeşu 15:9).
EGLON
Adın anlamı "daire" ya da "halka". Gibeon kenti İsrail'le barış yapınca bu kente saldıran Amoriler'in beş kralı arasında Eglon kralı Debir bulunuyordu. (Yeşu 10:1-5). Ordularını dağıttıktan sonra Yeşu saklanan beş kralı tuttu. "Kendisiyle giden savaşçıların komutanlarına şöyle dedi: 'Yakalaşın, ve ayaklarınızı bu kralların boyunları üzerine koyun..yürekli olun; çünkü savaşmakta olduğunuz bütün düşmanlarınıza RAB böyle yapacaktır'" (Yeşu 10:24-25). (İsa Mesih'in inanlıların ayakları altına şeytanın güçlerini ezdirmesini andıran güzel bir betimleme; Luka 10:17-20; Romalılar 16:20). Bundan sonra Yeşu Eglon kentini aldı (Yeşu 10:34-35). Yahuda'ya verilen kentlerin arasındaydı (Yeşu 15:39). Hebron'un batısında deniz ovasına doğru Lakiş'e yakın bir yerde bulunuyordu (Yeşu 10:34). Bununla birlikte uzmanlar hangi harabe olduğuna dair kanış birliğinde değiller.

EKRON
Filistiler'in beş anakentinden biri. Yahuda ile Dan'a verilen bölgelerin sınırlarındaydı (Yeşu 15:1,11,45,46. Yeşu 19:43). Yeşu öldüğü zaman daha alınmamış kentlerin arasındaydı. En sonunda "Yahuda.. Ekron'u ve onun sınırını aldı" (Hakimler 1:18). Oysa daha sonra yeniden Filistiler'in ellerine düşmüş olmalıydı ki, Filistiler Ahit sandığını İsrail'e geri yollamak isteyince Ekron'dan Beyt-şemeş'e gönderdiler. (Ayrıntıları için "Beyt-şemeş" altında yazılanlara bakınız). Ekron'un Samuel'in zamanında yeniden İsrail egemenliği altında olduğu görülür (1.Samuel 7:14). Oysa kral Saul zamanına kadar Filistiler onu almış bulunuyordu (1.Samuel 17:52). Amos peygamberin çağında daha Filistiler'in elindeydi (Amos 1:Cool. Kent güneydeki deniz ovasındaydı. Toprakları Beyt-şemeş topraklarıyla sınırdı (1.Samuel 6:10-14).
ELA
Yahuda dağlığından batıya doğru deniz ovasına inen bir derenin adı. "Sakız ağacı" anlamındadır. Ovada oturan Filistiler bu yoldan Yahuda dağlığına ordularıyla girmeye çalıştılar. Onlar Efes-dammim'de ordugah kurunca Saul ve adamları Ela deresinin karşı tarafından ordugah kurdular (1.Samuel 17:1-3). Bu derede Davut Gatlı Golyat'ın üzerine RABBİN adıyla yürüdü ve sapanla fırlattığı taşla bu korkunç düşmanı yendi (1.Samuel 17:41-49; 21:9).

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://rose-garden.niceboard.net
Beyaz Melek
Administrator
Beyaz Melek


Mesaj Sayısı : 3485
Yaş : 57
Kayıt tarihi : 23/11/07

Kutsal Kitap Yerler Sözlüğü Empty
MesajKonu: Geri: Kutsal Kitap Yerler Sözlüğü   Kutsal Kitap Yerler Sözlüğü Icon_minitimePtsi Kas. 25, 2013 12:06 pm

ELAM
Sodom'a saldırıp Lut'u tutsak eden krallar arasında "Elam kralı Kedorlaomer" bulunuyordu (Tekvin 14:1; 14:9). Elam ülkesi olasılıkla Nuh'un oğlu Sam'ın oğlu Elam'dan gelir (Tekvin 10:22). Elam'ın kardeşleri Sami halkın büyük kollarının atalarıydı: Aşur, Aram ve İbraniler'in atası İbrahim'in geldiği Arpakşad. Elam ülkesi bugünkü İran'ın Kuzistan bölgesidir. Dicle ırmağının güney kesimiyle bağlanan Kerk ırmağının ovası ve bunun kuzeyi ile doğusunda bulunan dağlık bölgelerinden oluşur. Elam halkı yüzyıllar boyunca Aşur ve Babil'le savaşmıştı. Aşur kralı Aşurbanipal (bazen de Osnappar biçiminde yazılır) Elam ülkesine saldırıp halkını Samiriye'ye sürgün etti (Ezra 49-10). İsrail halkını da Elam'a sürgün etti (Yeşaya 11:11).
Aşur imparatorluğu parçalanınca önce Babil imparatorluğu (Daniel 7:1; 8:1-2), sonra Med ile Farslar Elam'a egemen oldular. Elam'ın başkenti Şuşan Med Fars imparatorluğunun başkentlerinden biri oldu. Yeşaya peygamber Tanrı esinlemesiyle Elam ve Medler'i Babil'e saldırmaya çağırır. Saldırı geldiğinde Babil büyüklerinin şölene oturduğunu görür (Yeşaya 21:1-9). Ve yıllar sonra tıpkı bunun gibi oldu (Daniel 5:1-31). Yeremya Elam ve Medler'in saldırıya uğrayacağını, sürgüne gideceklerini ve RABBİN "son günlerde" Elam'ın sürgünlerini geri getireceğini bildirir (Yeremya 25:25; 49:34-39).
ELAT, ETSYON-GEBER
Akaba körfezi kıyısında birbirine yakın iki yerleşim merkezi. Elat "büyük ağaçlar" anlamında, Etsyon-geber "güçlü olanın bel kemiği" anlamındadır. Mısır'dan vaat edilen yurda doğru ilerleyen İsrailliler "Araba yolundan, Elat ve Etsyon-geber'den" geçtiler (Tesniye 2:Cool. "Etsyon-geber'den göç edip Tsin çölünde kondular (o Kadeş'tir)" (Sayılar 33:36). "Kral Süleyman Edom ülkesinde, Kızıl Deniz'in kıyısında Elot'un (Elat'ın) yanında olan Etsyon-geber'de gemiler yaptı" (1.Krallar 9:26; 2.Tarihler 8:17). Yahuda kralı Yehoşafat kötü işleriyle tanınan İsrail kralı Ahazya ile uyuşarak Etsyon-geber'de gemiler yapıp Tarşiş'e yollamak istediyse de "Eliezer Yehoşafat'a karşı peygamberlik edip dedi: 'Ahazya ile uyuştuğun için RAB senin işlerini bozdu.' Ve gemiler parçalandılar ve Tarşiş'e gidemediler" (2.Tarihler 20:35-37).
Yehoşafat'ın oğlu Yehoram'ın günlerinde Edom başkaldırdı ve Etsyon-geber'i Yahuda'dan aldı (2.Krallar 8:21). Yaklaşık altmış yıl sonra Yahuda kralı Uzziya Elot (Elat) adı altında Etsyon-geber'i yaptı ve "Yahuda'nın hükmü altına getirdi" (2.Tarihler 26:2). Elli yıl sonra Suriye kralı Retsin Elat'ı aldı (2.Krallar 16:6). "Suriyeliler Elat'a girdiler ve bugüne kadar orada oturuyorlar." İbranice'de Suriyeliler Aramlılar'dır. O dilde Aramlılar ile Edomlular sözcükleri arasındaki tek fark birbirlerine pek benzeyen "r" ile "d" harfleridir. Bu nedenle orijinal yazıda "Edomlular Elat'a girdiler" diye yazıldığı sanılıyor.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://rose-garden.niceboard.net
Beyaz Melek
Administrator
Beyaz Melek


Mesaj Sayısı : 3485
Yaş : 57
Kayıt tarihi : 23/11/07

Kutsal Kitap Yerler Sözlüğü Empty
MesajKonu: Geri: Kutsal Kitap Yerler Sözlüğü   Kutsal Kitap Yerler Sözlüğü Icon_minitimePtsi Kas. 25, 2013 12:07 pm

EL-BEYT-EL
Yakup Padan-aram'dan dönünce Beyt-el'e geldiği zaman "orada bir mezbah yapıp o yerin adını El-beytel koydu, çünkü kardeşinin yüzünden kaçtığı zaman, Tanrı orada kendisine görünmüştü" (Tekvin 35:7). Adın anlamı "Beyt-el'in Tanrısı". (Bakınız BEYT-EL'e).
ELEALE
"Tanrı yüceltilmiştir" anlamındaki ad Erden ırmağının doğusunda Amoriler'in bir kentine aitti. Ruben ile Gad oğulları bu bölgeyi istediler (Sayılar 32:1-5). Ruben oğulları kenti yeniden kurdular. Heşbon'a yakındı. Daha sonra Moablılar kenti aldılar çünkü peygamber Yeşaya Moab'ın yıkımını önceden bildirince "Heşbon'la Eleale feryat ediyorlar" der (Yeşaya 15:4; 16:9; Yermeya 48:34).
EL-ELOHE-İSRAİL
Yakup Padan-aram'dan Şekem'e geri gelince "orada bir mezbah kurup onun adını El-Elohe-İsrail koydu" (Tekvin 33:20). Adın anlamı "İsrail'in kudretli Tanrısı". Yakup bununla Tanrı'nın kendisine olan iyilikleri ve güçlü işleri için sonsuz şükran borcunu dile getirir.
ELEF
Benyamin soyuna verilen ve Yeruşalim ile birlikte konusu edilen bir kent (Yeşu 18:28). Adın anlamı "öküz".
ELİM
Kızıl Deniz'den geçtikten sonra İsrail oğulları Şur çölünde üç günlük yol gidip suları acı olan Mara'ya vardılar. Oradan "Elim'e geldiler, orada on iki su kaynağı ve yetmiş hurma ağacı vardı; ve orada suların yanında kondular" (Çıkış 15:27). Elim "sakız ağaçları" ya da "meşe ağaçları" anlamındadır. Bir ay kaldılar Elim'de (Çıkış 15:1). Sina yarım adasının batısında Suez körfezinin doğusunda olan Garandel vadisi olduğu sanılmaktadır.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://rose-garden.niceboard.net
 
Kutsal Kitap Yerler Sözlüğü
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 3 sayfasıSayfaya git : 1, 2, 3  Sonraki
 Similar topics
-
» Kutsal Kitap
»  Resimlerle Korece Dilbilgisi....1.Kitap

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Gül Bahçesi :: Kültür & Sanat :: ÜLKELER TARİHİ-
Buraya geçin: